Mimesis Çeviri / Almanya’da bağımsız tiyatro sahnesi o kadar büyük ve önemli ki, gidişatına dair eğilimler ve konumlar ancak kabaca konuşulabilir. İdeal olarak bağımsız tiyatro devlet ve belediye tiyatrolarının büyük çoğunluğunun karşısında yer alıyor.
Goethe Institut. Ocak 2013, Çeviri: Gökhan Gökçen & Deniz Aydın
Devlet ve belediye tiyatroları belli bir tarihle sınırlanmayan resmi bütçeyle eyalet ve devlet tarafından destekleniyorlar. Sabit ve yasayla belirlenmiş tarife üzerinden ücretlendirilen topluluklar neredeyse her gün farklı bir prodüksiyonun oyun programına eklendiği bir repertuar çalışması yapıyorlar. Bu 1990’lı yıllardan bu yana devam eden bir eğilim. Almanya’nın federal yapısından kaynaklanan bu tiyatro tipi, pek çok bölgede resmi bütçelerin finansman baskısı altında eriyor. Bağımsız sahneyi resmi vesayet altındaki tiyatronun karşısına koyan bu “ikili sistem” çoktandır çeşitli melez formlarla çözünüyor.
Örgütlenme ve Toplumsal Konum
Geniş anlamda bağımsız tiyatro içinde gruplar, bireysel sanatçılar ve bağımsız tiyatro merkezleri sayılabilir. Bu öznelerin finansal destekleri genelde sınırlıdır, kısa sürelidir ve düzenli olarak resmi jüriler tarafindan denetlenir. İçerik açısından sanatçılar 1960’lardan beri Living Theatre gibi uluslararası grupların yanısıra Berthold Brecht’ten Antonin Artaud ve Jerzy Grotowski’ye kadar uzanan sanatçıların oluşturduğu estetik teorilerin etkisiyle Almanya’da oluşan bağımsız politik tiyatro geleneğini sürdürmektedirler.
Bağımsız tiyatro sahnesindeki sanatçılar 1991’de hayata geçen Bundesverband Freie Theater [Eyaletler Bağımsız Tiyatro Birliği] altında örgütleniyorlar. Bu oluşum 15 eyalet birliği ve 3 ortak birlik bünyesindeki yaklaşık 1.000 üyeyi çatısı altında topluyor. Kendi ifadesiyle yaklaşık 1.500 grup ve sanatçının haklarını temsil ediyor ve diğer amaçları yanında sanatçıların toplumsal konumlarını iyileştirmeyi de hedefliyor. Çünkü bağımsız tiyatronun gelir durumu devlet ve belediye tiyatrolarıyla karşılaştırılamayacak kadar kötü. Sanatçıların ortalama geliri – 2012 sanatçılar sendikası verilerine göre – aylık brüt 1.104 Euro. 2006 yılındaki tahminlere göre bağımsız tiyatro sanatçılarının %75’i gelirini tiyatro dışı işlerden kazanıyor.
Mali Destek Araçları
Enstitüler ve kurumsallaşmış tiyatrolar en fazla 5 yıllık bir resmi fon alabiliyor. Bağımsız tiyatroların çoğu çalışmalarını genellikle tekil proje anlaşmalarıyla alınan belediye fonlarıyla finanse ediyor. En büyük iki mali destek aracı bütün Almanya’yı kapsayacak şekilde faaliyet gösteren Fonds Darstellende Künste der Bundeskulturstiftung [Federal Kültür Vakfı’nın Gösteri Sanatları Fonu] ve Berlin’le bağlantılı projeleri destekleyen Hauptstadtkulturfond [Başkent Kültür Fonu]. 1985’te kurulan Fonds Darstellende Künste [Gösteri Sanatları Fonu] 1988’den beri bütün Almanya’da 2.400 projeye 11 milyon Euro destek sağladı. 2011 yılında 79 proje 785.000 Euro ile desteklendi. Başkent Kültür Fonu ise kurulduğu 1999’dan beri farklı alanlarda (tiyatro, dans, sanat, müzik, edebiyat) 1.400 proje için (2012 itibariyle) 119.5 milyon Euro kaynak ayırdı. Başkent Kültür Fonu böylece bağımsız tiyatronun odağında Berlin’in olmasını sağlıyor.
Hebbel am Ufer Berlin, Forum Freies Theater Düsseldorf, Kampnagel Hamburg veya Mousonturm Frankfurt am Main gibi büyük ve birçok projede işbirliği yapan kurumların sübvansiyonlu fonları var ve bütçe çoğunlukla sahnelerin teknik altyapısı için kullanılıyor. Davet edilen gruplarla beraber yapılan sanatsal çalışmalar için resmi ve özel fonlara her seferinde yeni bir başvuru yapılıyor. Uzunca bir süredir bu fonlar bu tip sahneleri ekonomik olarak daha iyi desteklemeyi ve Hollanda modelinde olduğu gibi prodüksiyon merkezleri olarak yapılandırmayı hedefliyor. Bu arada eyalet tarafından verilmesi amaçlanan fonlar Almanya Federal Yönetimi tarafından bloke ediliyor.
Yukarıda bahsi geçen ve gazetelerin kültür sayfalarında çokça sözü edilen bu merkezler, sahnedeki ve çeşitli festivallerdeki eğilimleri belirliyor. Merkezi buluşmalar arasında Nordrhein-Westfalen’deki „Impulse“ ve „Politik im freien Theater“ [Bağımsız Tiyatroda Siyaset] Festivali sayılabilir. Bu festivaller Almanca konuşulan yerlerden öne çıkan çalışmaları davet ediyor ve uluslararası konuk oyunların sergilenmesini sağlıyorlar.
Estetik
Geleneksel olarak bağımsız tiyatro, devlet ve belediye tiyatrolarındaki sergileme biçimlerine alternatiflerin araştırıldığı “deneysel bir alan” olarak anlaşılıyor: tiyatro edebiyatının tekrar tekrar sahnelenmesi yerine çağdaş oyun yaratımı, çerçeve sahne yerine açık mekan kullanımı, büyük bir işletme aygıtı içindeki işbölümü yerine sahnelemeye dair her konuda kolektif çalışma tercih ediliyor. Ve profesyonel oyuncuların değişkenliğinin, bir yabancının (yönetmen ve yazarın) hizmetinde herşeyi yapabilmelerinin aksine, bağımsız tiyatroda icracının kendi işiyle kimliğini oluşturduğu iddia ediliyor.
1960’lardan 1980’lerin ortasına kadar bağımsız tiyatro Vietnam Savaşı ve nükleer enerji karşıtları gibi muhalif akımlarla sıkı ilişki içinde oldu. Bağımsız tiyatronun 1990’lardan beri güncel toplumsal ve siyasi sorunları dolaylı ve soyut olarak ele aldığı görülüyor. Bugün odak noktası daha ziyade kamusal hayatın yanı sıra kültürel ve estetik biçimlerin gerçeğin algılanışında yarattığı tutarsız durumlar. Beyin takımları ve eğitim merkezleri – onlarla benzer şekilde Gießen ve Hildesheim Üniversiteleri Kültürbilimleri bölümleri, teorik açıdan nüfuz sahibi olan bu tiyatro pratiğini Uygulamalı Tiyatro olarak tanımlıyorlar.
Yeni Gelişmeler
Bağımsız tiyatro alanındaki araştırmalar sayesinde son yıllardaki en önemli tiyatro konseptleri ortaya çıktı:
- Katılımcılık: profesyonel olmayan oyuncuların sanatsal üretime katılması (örneğin Rimini Protokoll’un Belgesel Tiyatro’su)
- Kapsayıcılık: Zihinsel engelli oyuncuların katılımı (örneğin RambaZamba Berlin Tiyatrosu)
- Kültürlerarasılık: Tiyatronun kapılarının göç meselesine açılması (örneğin Ballhaus Naunynstraße Berlin ve Hajusom Hamburg’daki mülteci projesi)
- Etkileşim: Oyuncu ve seyirci arasındaki sınırın aşılması. (örneğin Gob Squad)
Bağımsız tiyatrodaki itkileriyle hareket eden sanatçılar uzun suredir belediye tiyatrolarına güç katıyor. Leipzig’den Sebastian Hartmann gibi yönetmenler ve Alman güncel tiyatrosunun René Pollesch, Sebastian Nübling, Stefan Pucher veya Nicolas Stemann gibi etkili sanatçıları kendi karakteristik imzalarını bağımsız sahnelerde oluşturdu. Belediye ve devlet tiyatrolarındaki maliyet baskısı görece ucuz prodüksiyonlar yapan bağımsız sanatçıların işbirliği yapması için teşvik edici oldu. Yeni başlatılan fon sistemi “Çift Geçiş” ile Federal Kültür Vakfı resmi vesayet altındaki tiyatro merkezleriyle bağımsız grupların ortak çalışmalarını destekliyor. Almanya’daki “ikili sistem” yavaşça farklı takas ilişkilerinin kurulduğu bir ağa doğru dönüşüm geçiriyor.