ADOB, 2013’ün son prömiyerini, an son 25 yıl önce yine Ankara’da sahnelenen Yarasa Opereti ile yaptı.
Ankara Devlet Opera ve Balesi (ADOB), 2013’ün son prömiyerini cumartesi gecesi Yarasa Opereti ile yaptı.
Yaklaşık 25 yıl önce yine Ankara sahnesinde sahnelenen eser, operanın yanısıra tiyatro ve dansla zenginleşiyor. Eserin rejisörü Murat Atak, “Keyifli bir eser çıktı. İçinde tiyatro eserini de barındırması nedeniyle Ankara seyircisinin keyif alacağını düşünüyorum. Bu operaya ilk kez gelecek olanlara ya da çoksesli müziğe henüz çok aşina olmayanlara dönük bir davettir bence” diyerek, eserin geniş kitlelere hitap ettiğini söyledi. Murat Atak, eserin rejisi ve hazırlık süreci ile ilgili olarak şunları söyledi:
Orkestra Şefi Rengim Gökmen
“Eserin içinde çok ciddi bir tiyatro var. Metinler var. Bu metinlerde de DT’nin değerli dramaturglarından Eren Aysan ile birlikte çalıştık. Baştan aşağı düzenledik. Tabii ki eserin orkestra şefliğini Rengim Gökmen’in yapması bizim için çok büyük bir avantajdı. Onunla birlikte bütün teksti, bütün müzikleri gözden geçirdik. Danslar, valsler var. Çok ciddi bir koreografik bir çalışma gerektiriyordu. Aynı zamanda yine Johann Strauss’a ait “Mavi Tuna” valsini oyuna ekledik. Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin dansçıları dans ediyor.
Senfonik Bir Düşünce
Halkın anlayabileceği, akılda kalan ve bir süre sonra mırıldanmaya başlayabileceği partiler, şarkılar var. Böylece çoksesli müziği daha kolay sevdirebileceğiz diye düşünüyorum. Demokratik ülkelerde çoksesli müziğin insanları nasıl eğittiğini çok iyi biliyorum. Çoksesli müzikle, opera ile bale ile senfoni ile kişinin daha fazla sağ beynini kullanabildiğini, bunun kişide empati ve öykü kurma yeteneğini geliştirdiğini, çokseslilikle senfonik bir düşünce yaratabildiğini düşünüyorum.”
