[Sabah gazetesinden İlker Gezici, Erkan Can ile yeni oyununu, ve rol aldığı yeni filmini konuştu. Söyleşinin bir bölümünü aktarıyoruz.]
‘İhtiyar Balıkçı ve Deniz’ adlı oyununuz geçtiğimiz hafta izleyici ile buluştu ve kapalı gişe oynadı. Bu ilgiyi bekliyor muydunuz?
Bizim için sürpriz olmadı. Çünkü İstanbul Halk Tiyatrosu olarak belli bir seyirci kitlesine sahibiz. Bizi takip edenlere layık olmaya çalışıyoruz. Oyun, seyirciyle tamamlanır.
Oyunda hiç yere basmadan, direklere tırmanarak oynuyorsunuz. Bu oyunda sakatlanma riski çok yüksek, değil mi?
Evet ama ben Nadya Komanaçiler’in zamanında 10 yıl yer jimnastiği yaptım; vücudum esnektir. Durduğum yerde beş kez geri takla atıyordum. Şimdi onun meyvelerini topluyorum. Mizansenlerimizi, nereye basacağımızı oynaya oynaya öğreniyoruz.
OYUNDA ÇOK EFOR SARF EDİYORUM
Fiziki olarak zorlandınız mı?
Dekor gelene kadar iki merdiven, bir ip ve bir yatakla çalıştık. O yüzden çok efor sarf etmedim ama son dört provamızı bu dekorla yaptık. Balıkçı teknesi dekorunun bir ucundan diğer ucuna gidip geldiğim ve direklere tırmandığım sahneler olduğu için zorlandım.
Oyunda nefes nefese kaldığınız yerler oluyor, değil mi?
Evet, çok efor sarf ediyoruz. 55 yaşındayım ve sigarayı yeni bıraktım. Yıllarca sigara içmenin ceremesini çekiyorum; kronik bronşitim var. Şimdiki kafam olsa sigaraya elimi sürmezdim.
Oyunun Ernest Hemingway’in ünlü eseriyle bir alakası var mı?
Yok. İhtiyar balıkçı noktasında konu olarak çağrışım yapıyor olabilir ama bu oyunu Yıldıray Şahinler yazdı.
Yeni dünya düzenine ayak uyduramayan yaşlı balıkçının hikayesi olarak tanımlanan oyunda ne anlatıyorsunuz?
Kafası git-gelli yaşlı bir balıkçıyı canlandırıyorum. Palamudu, orkinosu, balık çorbasını, denizciliği, balıkçılığı anlatıyoruz. Geçim derdine düşmüş balıkçıların aile dramını anlatıyoruz. Sendika yok, sigorta yok… Çocuklardan uzak zor bir yaşamları var.
(Söyleşinin devamını okumak için aşağıdaki bağlantıyı tıklayabilirsiniz)