[Nedim Saban’ın sözcü Gazetesi’nde yayınlanan ve Kültür Bakanlığının özel tiyatrolara vereceği ödenekleri konu alan röportajını okuyucularımızla paylaşıyoruz.]
Ünlü tiyatrocu, Kültür Bakanlığı’nın oyunlara getirdiği ‘ahlaka uygunluk’ şartını, “İktidar sanata ve sanatçıya şantaj yapıyor” diye değerlendirdi.
Kültür Bakanlığı, bu yıl 221 özel tiyatroya 4 milyon 312 bin TL ödenek ayırdı. Desteklemeye değer görülen tiyatrolara imzalamakla yükümlü oldukları bir belge gönderildi. Belgeye, ‘genel ahlak kurallarına uygun oyun sergileme’ şartı kondu. Aksi halde verilen yardım faiziyle geri alanacak. AKP’nin bu dayatmasını tiyatro patronu, tiyatro yazarı, yönetmen ve oyuncu Nedim Saban, Türk Tiyatrosu’nun yaşadığı çıkmazların ayrıntılarıyla birlikte açıkladı.
Tiyatrokare’yi 22 yıl önce kurdunuz. Nedim Saban, Türk tiyatrosunun yakından tanı§ğı olduğu 22 yılını nasıl değerlendirir?
Pek çok genç tarafından tiyatrolar kuruldu. 22 sene önce yılda 30-40 oyun çıkarken şimdi 250-300 oyun çıkarılıyor. Tiyatroda kültür patlaması var ama yalnızlaştırıldık, koşullar önümüzde dağ gibi büyüdü.
Tiyatronun geleceği nasıl?
Tiyatro yok edilmeye çalışılıyor. Baskı yapılıyor ama her zamanki gibi ayakta kalacaktır. Orta Çağ’da da öyle olmuş. Kilise tiyatroyu yasaklamış ama bakmış ki insanlar asla vazgeçmiyor, o zaman kilisenin içinde bile tiyatrolar oluşturulmuş. Tiyatrosuz toplum olmaz, olamaz.
Nedim Bey, AKP iktidarı adeta kendi tiyatrolarını kuruyor…
Ötekileştirme tiyatroda da yaşanıyor. O tiyatrolar muhafazakar oyunlara perde açıyor. İyi ama Necip Fazıl üç-beş tane oyun yazmış. Dönüp dolanıp o oyunları mı oynacaksın? Onun ötesinde de siparişle oyun yazdırılması çok yanlıştır. Oyunlar, yaşanmışlıkların ürünüdür. Kaynağında acı, ıstırap, baskı vardır. Ismarlama oyun olmaz. ‘Ahlaki değerleri kollayan oyun’ diye lanse ettiğin zaman bu dini değerlere de hakaret sayılır. O inanç kültürü, birkaç saatte oluşturulan oyunlarla anlatılabilir mi? Çok yanlış.
Kültür Bakanlığı’nın özel tiyatrolara olan destek yardımı bu yıl bazı tiyatrolara verilmedi…
Bu yıl 20’ye yakın tiyatroya keyfi olarak destek yardımı verilmedi. 22 yıldır alıyordum ama bu yıl ben de destek yardımı listesinin dışında kaldım. Yardım alanlar ve almayanlar var. Kısacası tiyatrodaki ötekileştirme sürüyor. Komisyon toplanıyor, karar verilecek, ‘Hayır’ diyorlar, ‘Siz değil, rakamları Bakan Bey belirleyecek.’ Komisyon 1 Ekim’de toplanıyor, karar 15 Kasım’da veriliyor. Bu süre içinde bütün tiyatrolar mercek altına alınıyor, oyunlar inceleniyor, insanların özel hayatlarına bakılıyor. Kimler cezalandırılacaksa, Bakan Bey onların listedeki isimlerinin yanına sıfır puan veriyor.
Destek yardımı alamayanlar arasında kimler var?
Haluk Bilginer, Emre Kınay, Ankara Sanat Tiyatrosu, Dostlar Tiyatrosu, Yiğit Berkdemir, Ferhan Şensoy, Levent Kırca… Ben de alamadım ve üstelik siyasi oyunlar da sahnelemiyorum.
Özel tiyatrolara gönderilen protokole ne diyorsunuz?
Bakanlığın gönderdiği protokol tam bir rezalet. Hükümet, ahlak bekçiliği yapmaktadır. Öne sürülen bu protokol, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na aykırıdır. Sanatçısına şantaj yapan bir iktidarla karşı karşıyayız. Arkadaşlarım şimdi bu protokolü imzalama konusunda tereddüt içinde. Hükümet açıkça, ‘Paranızı ben veriyorum, benim onaylayacağım oyunları oynayabilirsin’ demektedir. Sanatı ve sanatçıyı mağdur edenleri tarih affetmeyecek.
Bu yaşanan inanılmaz bir olay…
Yüksel Bey, yakın bir gelecekte, başka şeyler de olabilir. Diyelim ki banka kredisi için başvurdunuz ve para alırken banka elinize şöyle bir 14’üncü madde tutuşturabilir: ‘Bizim partiye oy vermezsen, parayı faiziyle geri alırız ona göre.’
Dizi furyasına ne diyorsunuz?
Haftada 80-90 tane dizi yayınlanıyor. Halka habire masal anlatılıyor. Elbette televizyon müthiş bir güç ama aynı zamanda da zehir. Akşam üst üste ekranda üç masal yemiş olan adam, ertesi gün hayat pahalılığıyla ilgilenemiyor. Afyon yutmuş gibi dolaşıyor.
Tiyatro kariyerimde böyle bir baskıyı hiç görmedim!
Ödenek alamadığınız için ekonomik sıkıntı çekecek misiniz?
Elbete… 80-90 kişi benim tiyatromdan ekmek yiyor. İster istemez maaşlı 50 arkadaşımın işine son vereceğim. Bütün bunların sorumlusu hükümet olacak. Ayrıca o para Tayyip Bey’in cebinden çıkmıyor, vatandaşın ödediği vergi o. Ben her iktidara muhalefet yaptım, hep halkın yanında oldum. Tiyatro kariyerimde hiçbir dönemde böyle baskı görmedim.
Bu baskıya, 12 Eylül İhtilali’ni örnek gösterenler var…
Askeri yönetim yıllarında sansürün adı vardı. Asker giderdi, ‘Bu oyunun şu sahneleri sakıncalı’ derdi. Şimdi doğrudan doğruya ötekileştiriyor, dışlıyor seni.