Yaşam Kaya
Alt-Fes 2013 açılış gecesi için Kadir Has Sahne’deyiz. Türkiye’de ‘Alternatif Tiyatro Mekanları’ öylesine muhteşem işler yaptı ki, süregelen çalışmalar İtalyan sahnede oyun koyanların bir adım önüne geçti. Durum böyle olunca Beyoğlu-Şişli çevresinde örgütlü bir girişim olarak kurulan yeni tiyatro mekanları kendi festivalini yapıyor. Girişimin önemli hamlesi olan ‘Alternatif Sahneler Tiyatro Festivali’ adına yakışır bir oyunla festivalin İstanbul çapında ne derece ‘görünür’ olacağının sinyallerini vermiş oldu. Kadro PA’nın sahneye koyduğu ‘Circus D’arc’ enteresan sahne görüntüsüyle, tarihin ironilerle dolu yalan geçmişiyle öylesine büyüleyici bir performans sundu ki, sahneden bizlerin üzerine gelen enerjinin ne denli yüksek olduğunu eleştirinin ilerleyen bölümlerinde anlayacaksınız.
İlgi alanımdan belki de, Fransızların ‘Azize’ ilan ettiği ‘Jeanne D’arc’ın hayatını özel biçimde incelemiş birisiyim. Fransa ile İngiltere arasında süren ‘Yüz Yıl Savaşları’ sırasında –ki aslında madenlere sahip olmak için yapılmış dünyanın en uzun ve en kanlı muharebeleridir- bakire kız Jeanne D’arc çıkıp kendisini Tanrı’nın görevlendirdiğini, eğer Fransız ordularının başına geçerse Fransızların İngilizleri yeneceğini iddia eder. Önceleri kızın istediğini ciddiye almayan Fransa kralı zorda kaldığını görünce çaresizce ordusunu bakire bir köylü kızın eline teslim eder. Jeanne D’arc uzun süre İngilizleri savaş meydanında durdurmayı başarır. İngiltere kralı tarafından fethedilmiş bazı şehirleri geri alır. Ama bu durum çok uzun sürmeyecek, genç kız yakalanıp diri diri yakılacaktır. Engizisyon tarafından ‘cadı’ olmakla suçlanan Jeanne D’arc Fransa toplumuna milli bir ruh vermiş, birliktelik duygusu aşılamıştır. Basit bir köylü kız dahi yeterli bir inançla dünyanın en büyük ordusunu dize getirmeyi başarmıştır. J. D’arc’ın ‘duyduğum sesler’ dediği durumu Hıristiyanlar, Tanrı’ nın o’nunla iletişime geçmesi olarak yorumladı. Belki de size şu an yazacaklarım çok tuhaf gelebilir, ama bakire kızın ‘altıncı his’ denilen bir durumla ‘dünya dışı canlılarla’ iletişim kurduğunu iddia edenler azımsanmayacak düzeyde. Jeanne o’na yol gösteren sesler duyduğunda geleceği de görüyor. Çok tuhaf olan, gökyüzünden gelen ışıkların o’na yol gösterdiğini açık açık anlatıyor. Savaşların sonunda öleceğini bile bile bu işe girişen genç kız, dünyaca tanınmış bir kahraman olmayı başarıyor.
Simge Günsan ve Didem Kırış Bernard Shaw’ın eserinden uyguladığı ‘Circus D’arc’ oyununda yukarıda anlattığım ‘Jeanne D’arc’ın hayatıyla alayına dalga geçiyor. Sirkte başlayan gösteri, gerçekle hayal arasında gidip gelirken toplumların kendi milletlerini ön plana çıkarmak için yoktan nasıl kahramanlık destanları yazdıklarını görüyoruz. Müziklerin, dansların ince ince ironinin içinde eritildiği muhteşem komedi, seyircileri oyunun içinde canlı tutmayı başarıyor. Oyun içinde oyun mantığıyla kurgulanan ‘Circus D’arc’ başlı başına ‘Oda Tiyatro’ mantığına farklı bir soluk sunmuş. ‘Kara Komedi’ olgusunun da hissedildiği komedi hem Fransızları hem de İngilizleri tarihi çarpıtmakla suçluyor. E haksız da sayılmaz hani. Yüz yıl boyunca savaşıp, savaştan bıkan Fransız halkı, elbette henüz yirmisine girmemiş genç bir kızın kahramanlığıyla yeniden savaşa soyunurdu. İngilizlerde ‘asil millet’ olgusunu halkına yutturduğu için, yirmi yaşında bir Fransız kıza yenilmemek için savaşın yolunu tutardı. Yani ‘Jeanne D’arc’ iki millet içinde çok önemli bir kavram. Madenlere sahip olmak için savaşın uzamasını sağlayan müthiş bir olgu!
Oyun bahsettiklerimle alay ederken iki kişilik seyir zevki sunmuş. Simge Günsan’ın ‘rol-doğaçlama’ yeteneğine hayran kaldım. Didem Kırış ‘Circus D’arc’ rolünde komediyi tamamlayan etkileyici bir isim. Oyunda kullanılan müzikler, kostümler, aksesuarlar… yani her şey yerli yerinde ve de dört dörtlük olmuş. Anlatılan ironiyle nesneler arasında kurulan bağ, değerli bir zevkin ince eleyip sıkı dokunmuş görüntüsü.
Alt Fes 2013 ‘Alternatif Tiyatro Sahneleri’nde sürüyor. Kadro PA’nın yeni, yepyeni oyununu kaçırmayın. Sezona iyi bir başlangıç yapacaksınız ‘Circus D’rac’ tam size göre!