Mimesis Çeviri / İngiliz koreografın kışkırtıcı açık mektubu homofobik politikaları değiştiremese de, ötekilerin mücadelesine kesinlikle yardımcı olabilir.
Guardian, 4 Eylül 2013, Çeviri: Dilşad Sağlam
Yaratıcı imgelem… Samuel Denton ve Lise Manavit, İngiliz Koreograf Ben Wright’ın bir eserini sahneliyorlar.
İçinde bulunduğumuz şu günlerde, Rusya’nın gün geçtikçe yükselen şiddetli homofobik kültürü ve bu durumu protesto edenler medyada oldukça önemli bir yer teşkil ediyor. Manşetlerin ünlü ismi Stephen Fry geçtiğimiz günlerde Rusya’da yapılacak Kış Olimpiyatlarını boykot etme çağrısı yaptı. New York’ta ise Metropolitan Opera Salonu’nun yeni sezon açılış gecesini Rusya’nın köşeye sıkıştırılmış lezbiyen, gey, biseksüel ve transseksüel (LGBT) bireylerine ithaf etmesini talep eden bir metin için imza toplanıyor. (Sahnelenen oyunun ise aralarında Diaghilev, Mussorgsky ve Gogol gibi isimlerinde bulunduğu, cinsel yönelimlerini gizlemeye ve bastırmaya zorlanmış başarılı gey sanatçılardan biri olan Tchaikovsky’nin bir eseri olması durumu oldukça sembolik.)
Tüm bu karşı çıkışlara, çok duyulmamış olsa da bir o kadar önemli bir ses daha katıldı: İngiliz koreograf Ben Wright. Rus Kültür Bakanlığı sanatçıyı yeni bir sanat ve kültür programında çalışmaya davet etti; bu program Rusya’nın ana akım batı kültürü ile onlarca yıllık kopukluğundan dolayı hala sıkıntı çeken uzak şehirlerde modern sanatı geliştirmek için tasarlandı. Cinsel yöneliminin, çalışmalarının ve yaratıcılığının doğal bir parçası olduğuna inanan bir gey olarak Wright, ihtiyacı olan genç sanatçılara destek olamamanın verdiği üzüntüye rağmen bu daveti kabul etmedi.
Wright, ret cevabının nedenlerini Facebook sayfasında paylaştığı bir yazıda şu şekilde dile getirdi: “LGBT bireylerin yaşam koşullarının, Medvedev ve Putin’in sistematik gey karşıtı yasama çalışmaları ve kurumsallaşmış devlet homofobisi altında ne duruma geldiğini her geçen gün artan bir dehşetle izledim. Benim queerliğim [eşcinsel olmam] beni ben yapan doğal bir parçam; sadece meydana getirdiğim eserlerde değil; aynı zamanda yaşama karşı bakış açımı baştan aşağıya etkileyen bir özelliğim… Ancak yabancıların 15 güne kadar tutuklandıktan sonra sınır dışı edildikleri, bununla da kalmayıp homoseksüel yaşam tarzını özendirdikleri için de 100,000 Ruble’ye kadar para cezası aldıkları biliniyorken bu tarz atölyelere katılmam kendi kişisel güvenliğim için oldukça tehlikeli olurdu.”
Gey bir koreografın Rusya’ya gitmeyi reddetmesi bir noktada üzücü bir durum. Kısa zaman önce Batıda erkek dansçılar kendi alanlarında çalışan herkesin gey olduğuna dair algıyla büyük bir mücadele içindeydiler. Bunun aksine Rusya’da ise dansçılar bunun tam tersi bir klişeye, dansçıları heteroseksüel atletler ve devletin kahramanları olarak gösteren görüşe maruz kalıyorlardı. Bunun açık bir nedeni 1993 yılına kadar homoseksüelliğin ülkede yasadışı olmasıydı, Sovyet döneminde üstün erkek baletlerin gösterişli stili ise bu klişeyi oldukça sağlamlaştırdı.
1958 yılında Kirov Balesi’ne katılan Rudolf Nurevey de o dönemin kurbanlarından biriydi. Bu yetenekli ve hırslı dansçının gey olduğuna dair dedikodular dolaşıyordu. Bunun yanı sıra Kirov Balesi’ni (günümüzde Majinsky ismini taşıyor) ve camiayı sarmalayan hikâyeler, 1961 yılında ülkeden kaçmadan önce Nureyev’in kendisini ve kariyerini ne kadar tehlikeli bir durumun beklediğini ortaya koyuyor. Bir başka yetenekli dansçı olan arkadaşı Yuri Soloviev ile tartışırken görüldükten sonra, resmi makamların Soloviev’i, Nureyev’i baştan çıkartmakla suçlamaya çalıştıkları söylenir. Ancak buna rağmen hiçbir kanıt bulunamamıştır. Nureyev bu olaydan kısa bir süre sonra Batıya kaçmış, özgürlük özlemi Nureyev’inki gibi umutsuz bir cesaretle donanmamış olan Soloviev ise daha sonra intihar etmiştir.
Rusya eşcinselliği suç olmaktan çıkardıktan sonra bile, kilise ve devlet bastırıcı ve zorlayıcı etkisini cinsel yönelimini açık olarak yaşayan bireylerin üzerinde kurmaya devam etti. Benim bildiğim kadarıyla, 1993 yılından bu yana bir tane bile önemli dansçı veya koreograf çıkmamıştır.
Özgüvenini tüm açıklığıyla dışa vuran gey bir birey olan Wright’ın devletin bu davetini reddetmesi Rusya’da bulunan LGBT bireyler için gerçekten çok üzücü. Böyle yetenekli bir sanatçının yaratıcılık tecrübelerini paylaşmayacak olması da Rusya’nın genç sanatçıları için aynı oranda üzücü.
Ancak yine de, böyle bir tavrın da birtakım etkileri olacaktır. Wright’ın açıklaması artık kamusal bir bilgi niteliği taşıyor; bireyler arasında sanatçının Bakanlığın davetini geri çevirmesinin nedenleri sempati kurularak tartışıldı ve anlaşıldı. Sanatçının görüşleri resmi politika seviyesinde pek bir değişiklik yapmayacak olsa da bireylerin mücadelesinde küçük bir koz ve manevi destek sağlayacaktır.