[Marketing Magazine Dergisin’nin Haldun Dormen ile yaptığı röportajı okuyucularımızla paylaşıyoruz.]
Tiyatronun duayeni Haldun Dormen, 60 yılı aşkın süredir sahnelerde. Usta oyuncu, Marketing Magazine dergisine tiyatro sevdasını anlattı…
Kukla Tiyatrom Vardı
Sahne ile ilk ne zaman tanıştınız?
Sahne tozunu sanırım doğmadan yuttum. Çocukluğumda sık sık tiyatroya gidiyordum.
Sonra babam bana Almanya’dan bir kukla tiyatrosu getirdi. O zamanlar 11 yaşındaydım.
O kukla tiyatrosunda oyunlar yazmaya ve oynamaya başladım.
İlk yönetmenlik ve yazarlık denemelerim bu şekilde başladı. Ne pilot, ne subay olmak, ne de üniformalı bir pozisyon istedim.
İstediğim tek şey showbusiness’tı.
En başta sinema, tiyatro, aktörlük, yönetmenlik arasında kesin bir ayrım yapamıyordum.
O kesin çizgi ne zaman oluştu?
14 yaşındaydım; sinemacı olmaya karar verdim.
Müzikaller beni çok etkilemişti.
Robert Koleji’ndeydim ve dünyanın gelmiş geçmiş en görkemli müzikallerini oynadık. Ama sonra dedim ki; Amerika’ya gidip, iyi bir tiyatro tahsili alıp öyle sinemacı olayım.
Almış olduğunuz eğitim, tiyatro kariyerinizi nasıl şekillendirdi?
Bendeki bilmediğim tiyatro yaratıcılığını ve kendime olan inancımı ortaya çıkardı.
Sahneye çıkabileceğimi, sahnedeki birtakım şeyleri rahatça oynayabileceğimi ve beğenilebileceğimi anladım.
Sanat hayatınızda açtığınız kimi tiyatrolar maddi nedenlerden dolayı kapandı.
Bu süreçte sizi en çok sıkıntıya sokan şey ne oldu? Her şeyin en iyisi olmasını istemem çok sıkıntı yarattı. İşletmeci gözüyle bakmaktan ziyade sanatçı gözüyle baktım; bu da parasal anlamda bana sıkıntılar yaşattı. Şu an çok rahatım, kendi hesabıma çalışmıyorum çünkü, başkalarının hesabına çalışıyorum.
Diziler İzleniyor
Türk tiyatrosunun ve Türk tiyatro seyircisinin dönüşümünü anlatır mısınız?
Şu anda seyircinin çok beğendiği diziler var. İnsanlar tiyatroya gitmektense ‘Muhteşem Yüzyıl’ı seyretmeyi tercih ediyorlar.
Bununla birlikte alternatif tiyatrolar ortaya çıktı.
Parlak yeni yazarlar, yeni yönetmenler, aktörler… Para kazanmıyorlar belki ama çok güzel işler çıkarıyorlar.
Bence alternatif tiyatro, Türk tiyatrosunun en büyük ümidi.
Alper’in Oyununu İki Kez İzledim
Yeni tiyatrolar ve tiyatrocular arasında favorileriniz var mı?
Mesela Dot Tiyatrosu çok güzel şeyler yaptı. Geçtiğimiz günlerde Alper Kul’un bir oyununu gördüm. O kadar beğendim ki, iki kere gittim.
Geçtiğimiz sezon interaktif oyunlar gündeme geldi. Siz, teknolojinin tiyatroya adapte olması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Doğru kullanılırsa tabii ki iyi ama abartılmasını doğru bulmuyorum. Mesela sinemada ‘Harry Potter’a tahammülüm yok; o kadar fazla efekt kullanıyorlar ki… Ben ‘Rüzgar Gibi Geçti’ filminde olduğu gibi gerçek insanları ve öyküleri tercih ediyorum.
