[Kubilay Tunçer’in 8 Eylül’de Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanan ve Devlet ve Şehir Tiyatroları’nın programlaarının henüz oluşmamasını eleştiren yazısını okuyucularımızla paylaşıyoruz.]
Ne açılmaz sezonmuş! Eylül ortasındayız, koca İstanbul’da seyredecek oyun yok.
Bu kadar atalet, rahatlık olmaz deyince kızıyorlar ama ödenekli tiyatrolar tam beş aydır kapalı. Bu saçma uygulama artık bitmeli. Devlet ve Şehir Tiyatroları’nın bir sürü yeni oyun hazırladıklarını biliyorum ama bu saate kadar repertuvar açıklamamış olmaları kabul edilebilir bir şey değil. Türkçe bir dünya dili, Türkiye bu coğrafyadaki en önemli kültürel çekim merkezlerinden. Bunlarla övünmek iyi, güzel de dev gibi tiyatro kurumlarının kültürel atlasımıza damga vurma şansını böyle savurganca tepmesini anlamak imkânsız. Bayram tatilinde mesela Berlin’e gidecek bir Türk vatandaşı internete girip o tarihlerde hangi oyunların oynandığını görüp bilet alabilir. Bundan daha doğal bir şey de olamaz. Ama bizim kurumların ne zaman ne oynayacağı bir muammadır. Gazetelerde her gün çeşit çeşit devlet sırlarının ifşa edildiği güzel memleketimde halihazırda en büyük sır bu. Hadi yıllıktan geçtim, 3-4 aylık bir oyun takvimi açıklamaktan âciz midir bu kurumlar? Kızan kızsın. Ben bildiğimi söylemek zorunluluğundayım: Tiyatrolar kapatılmasın diye kendini paralayan, her türlü desteği veren biz seyirciler haksızlığa uğramış hissediyoruz. Biz kapatılmasın diye uğraşıyoruz, idareciler de açmamak için sanki ellerinden geleni ardına bırakmıyor.