11. Kıbrıs Tiyatro Festivali Lefkoşa'da Sürüyor

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Üstün Akmen

Lefkoşa – Mitolojide, tanrılarının kuvvet ve kudretine kurnazlık ve zekâsıyla karşı koyan Prometheus’un öyküsü daima ilgimi çekmiştir.

Prometheus, Titanların isyanları sırasında tarafsızlığını korumuş ve başkaldırmamış bir Titan oğlu olarak Zeus’un gözüne girmeyi başarmıştır. Zeus onu Olympos’daki ölümsüzlerin arasına alır. Oysa o Zeus ve arkadaşlarına karşı kin ve nefret doludur. Dedelerinin öcünü almak için, kendi gözyaşıyla yoğurduğu balçıktan ilk insanı yaratır. Sonra onun acizliğine acıyarak Ateş Tanrısı Hephahistos’un alevler saçan ocağından bir kıvılcım çalar ve insanlara armağan eder. Bunun için Tanrı Zeus tarafından Kafkas Dağı’nda zincire vurulur ve “Prometheus Desmotes (Zincire Vurulmuş Prometheus)” adıyla anılmaya başlanır.

Tanrılarca görevlendirilen bir kartal ya da akbaba, sürekli olarak, Prometheus’un her gece yeniden oluşan karaciğerini kemirmektedir.

Uzun lafın kısası, Prometheus sonunda insanoğluna ateşi (yaratıcılığı, bilimi, uygarlığı) vererek düzeni değiştirmeyi başarır.

‘Mücahit’ Yaşar Ersoy

Lefkoşa Belediye Tiyatrosu (LBT) 11. Kıbrıs Tiyatro Festivali kitapçığının kapağını ve tanıtım afişlerini, billboard’ları insanlığa özgürlüğün yolunu göstermiş olan Prometheus’un illüstrasyonu süslüyor.

Logonun altında yatan mesajın, “Kıbrıs tiyatro mücahidi” Yaşar Ersoy’un, tiyatronun antik çağdan bu yana insana insan olmayı öğreten bir “Halk Okulu” olduğu inancının yattığını anladım. Lefkoşa Belediye Tiyatrosu Kültür Sanat ve Festival Koordinatörü Yaşar Ersoy’un festivalin bu yıl “insan kalmakta direnmek” şiarıyla düzenlendiğini ifade etmesinin altındaki “bakla”nın, tüm olumsuzluklara karşın bu yıl da “insan” kalmakta direnme gerçeği oluşunu şıpınişi kavradım.

Çöken Ekonomide Kültür

Mali ve idari yapısı çöken, tarihinde ilk kez çek yasağı uygulayan, iş araçları çalışamaz duruma gelen, çalışanların maaşlarını ödeyemeyen kurumda, nisan ayında göreve gelen Belediye Başkanı aydın insan Kadri Fellahoğlu, hiç değilse moral açıdan ve sponsor olanağı yaratma bakımından Yaşar Ersoy’un bu yıl koluna girmiş. Yaşar Ersoy: “Belediye personeli fevkalade moralsizdi, verimlilik yitip bitmişti, en temel belediye hizmetleri verilemez durumdaydı. Kentte biriken çöp dağlarıyla salgın hastalık tehlikesi ortada kol geziyordu. Kadri Fellahoğlu kenti doğal haline getirmek iyileştirmek ve hizmet verebilir duruma getirebilmek için uğraş verirken on yıldır aksatılmadan sürdürülen tiyatro festivalini de savsaklamadı” diyerek Kadri Fellahoğlu’na teşekkür ediyor.

Helal Olsun Sponsorlara

Tiyatro sanatının “insan” demek anlamına geldiğine inanmışlardan, Kıbrıs’ın tiyatro duayeni Yaşar Ersoy “insani değerlerin erozyona uğradığı, onursuzluğun erdem sayıldığı ve bencilliğin, fırsatçılığın, yalanın, cahilliğin, sevgisizliğin; para pul, mal mülk ve şan şöhret hırsının yaşama egemen olduğu bir dönemde” bu yıl da halkının yüzüne tuttuğu aynayla, halkına insan olduğunu festival havası içinde anımsatmayı başarıyor. Festival Türkiye İş Bankası’nın, Lefkoşa Belediyesi Koop. Ltd. Şti’nin, Eziç Restaurant’ın, Group Özok’un, Limasol Türk Kooperatif Bankası’nın Golden Tulip Oteli Genel Müdürü Alper Pınar’ın sponsorluklarında sürüyor. Yeni Turizm Çevre ve Kültür Bakanı Mehmet Harmancı’nın da festival için elinden geleni ardına koymayışını Lefkoşalılar takdirle anıyor.

Ağızlardan Çıkamayan Çığlık

Bu yıl festivale katılan on üç topluluk Yaşar Ersoy’un tanımıyla: “… yaşam gerçeğinde yaşanan çarpıklıkları, rezillikleri, bozuklukları, haksızlıkları; cesaret edip yüksek sesle söylenemeyecekleri sahne gerçeğinde söylemeyi sürdürüyor.

Yakın Doğu Üniversitesi’nin Tiyatro Salonu, merdivenlerine kadar tıklım tıklım doluyor.

Yaşar Ersoy bu coşkuyu şöyle açıklıyor: “Bu yıl,” diyor, tiyatronun eylül’ü öyle bir coştu ki 13 oyunla Ekim’e dek uzandı. 2 Ekim’ kadar Lefkoşa’da ‘Festival’ dediğimiz o çok sevinçli, çok renkli coşku seli yaşanacak. Hem de siyasetin vıcık vıcık kokuşmuş ortamına rağmen… Tiyatronun yüzümüze tutacağı aynayla, bir yüzleşmeyi gerçekleştiriyoruz ve aynı zamanda paylaşabilmenin, çoğalabilmenin, sevinç ve umut dolu yaşayabilmenin hazzını duyuyoruz. Tiyatronun ışığında bin bir duygu ve düşünceden oluşan hayat ve insanı yeniden yaratıyoruz”.

Tiyatroyu: “Kral Çıplak” diye haykırabilen özgür bir çocuk olarak betimleyen Yaşar Hoca, “tiyatro, isyan etmek üzere açılmış ağızlardan bir türlü çıkamayan çığlıktır,” tanımını yapıyor.

Şişeler ‘Lingo Lingo’

Bu arada, geçtiğimiz nisan ayında on dört ay için göreve getirilen Lefkoşa’nın sanatsever Belediye Başkanı Kadri Fellahoğlu’nu dün makamında ziyaret ettim. Dolayısıyla, Fellahoğlu’nun Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik, sosyal ve siyasi kimliğini bütünleyici en önemli öğenin, kültürel ve sanatsal kimlik olduğu inanışına şahidim. Fellahoğlu gerçekten samimi, içten, mütevazı bir başkan…

Haftaya Başkan’dan ve izlediğim oyunlardan söz edeceğim.

Festivalin açılışını yapan Ankara Devlet Tiyatrosu’nun dekor TIR’ının, dönüşte Mersin Gümrüğü’nde 560 şişe içki şişesiyle yakalanmasına değil, ama “girişimciler” her kimlerse cesaretlerine şaştım.

Hani yani, neredeyse Lefkoşa’da içecek içki bulamayacaktım!(!).

Evrensel

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Üstün Akmen

Yanıtla