Portekiz Kültürü Bütçedeki Kesintilerden Nasibini Alıyor

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Mimesis Çeviri / Porto’daki Fado restoranında Sandra Correia, gözleri sımsıkı kapalı şarkı söylüyor. Telafisi imkânsız kayıpları anlatan Portekiz’in geleneksel Fado şarkılarından oluşan melankolik bir repertuvarı var.

BBC. 23 Temmuz 2013, Çeviri: Mustafa Yıldız

_68637121_017697389-1

Ülkesinin uluslararası fonlardan yararlanabilmesi için Portekiz Başbakanı Pedro Passos hiç  de sevilmeyen kemer sıkma politikalarını uygulamaya koydu.

Sanata ayırdığı bütçeyi %0.37’ye kadar düşüren Portekiz’in şu anki durumunu ancak bu melankolik hava ifade edebilirdi. Portekiz iki yıl önce kendi kültür bakanlığını baltalayacak bir karar aldı.

“Portekiz’de sanatçı olmak her gün ayrı bir mücadele” diyor Sandra verdiği mola sırasında.

“Artık Fransa’da şarkı söyleyen bir sürü arkadaşım var, orada politikacılar kültürün önemini biliyor. Burada hiçbir destek alamıyoruz. Kültürü kesip attılar.”

Yanı başımızdaki Harry Potter tarzı karmaşık merdivenleri, karameladan pırıl pırıl trabzanıyla olağanüstü güzellikteki neo-Gotik Lello kitabevinde ise tüm dünyada çok satan yazar Luis Miguel Rocha da kederli.

Seksen iki yıldır ilk defa Porto kitap fuarı fon eksikliğinden dolayı iptal edildi.

_68666268_68666266

Luis Miguel Rocha ihtişamlı Lello Kitabevi’nde

“Trajik”

“Öfkeden kuduruyorum” diyor kitabevinde dolanırken.

“Kitap fuarı çok büyük bir edebi buluşma noktasıydı. Sattığı kitaplarla geçinen benim gibi yazarlar ve yayımcılar için çok önemliydi.”

Onaylamayan bir şekilde başını sallıyor.

“Hayatımızı devam ettirebilmek için her yolu deniyoruz, tabi hükümet dışında, o bize yardım etmez.”

Portekiz’de ne güçlü bir kültürel hayırseverlik geleneği ne de sanatı destekleyen çok sayıda özel kurum var.

Devlet desteğinin yarıya inmesiyle birçok tiyatro, opera ve galeri tehlikeye düştü. Kültür tarihçisi ve eski Kültür Bakanı Rui Vieira Nery durumlarını nasıl düzelteceklerini merak ediyor.

“Kesintiler Portekiz kültürünü çok trajik ve topyekûn bir şekilde etkileyecek” diyor.

“Portekiz sağlam kültürel kurumlar olmadığını unutmamak lazım. Bizim kurumlarımız çok genç ve bu vahşi kesintilerden sağ çıkacak kadar sağlam temelli değil.”

_68637113_winningphoto

Daniel Rodrigues, Gine-Bissau’daki futbolcular fotoğrafı ile World Press Photo ödülünü kazandı.

Portekiz’in 20. yüzyılın büyük bir bölümünü sağcı bir diktatörlük altında ezilerek geçirdiğini ve 1974’de kansız bir darbeyle bu durumdan kurtulduğunda halkın %40’ının okuma yazma bilmediğini hatırlatıyor bana.

“Son yirmi beş yılda Portekiz’de sanatı geliştirmek için çok para harcadık, bu sayede bugün hepsi uluslararası şöhrete sahip mimar, sanatçı, yönetmen ve yazarlarımız var.”

“Ama bunların hepsini çöpe atmak istiyorlar.”

Hükümet 78 milyar avroluk (102 milyar dolar, 67 milyar pound) kurtarma paketi hedeflerini gerçekleştirmekte kararlı. Bu yüzden kültür harcamalarını bir yatırımdan ziyade israf olarak görüyor.

Yirmi altı yaşındaki fotoğrafçı Daniel Rodrigues, dizüstü bilgisayarının başında bana çektiği muhteşem fotoğrafları gösteriyor.

Ne kadar etkilendiğimi söyleyince, “Evet, keşke bir de bu fotoları satın alacak birini bulsam!” diye alaycı bir şekilde gülüyor.

“Herkes fotoğraflarımı çok beğendiğini söylüyor ama kimsenin bunlara verecek parası yok.”

Bu sene Daniel, Gine-Bissau’daki olağanüstü çalışmalarından ötürü World Press Photo ödüllerini kazandı. Ama sıra ödül törenine gelince, jüri üyelerine insanı utandıracak bir itirafta bulundu:

“Fotoğraf makinemi satmak zorunda olduğumu söyledim” diyip gülümsüyor.

“Tüm ekipmanımı sattım, flaşımı, hatta tripod ile kamera çantamı bile. Foto-muhabirlik görevimden çıkarılmıştım ve faturaları ödeyebilmek için para lazımdı.”

Hikâyesi Portekiz gazetelerinde yer buldu ve bir banka araya girip ona yeni bir makine aldı. Hala işsiz olsa da bu durumdan memnun.

_68637483_danielrodrigues

Daniel Rodrigues işten çıkarılınca fotoğraf makinesini satmak zorunda kaldı.

Terk-i Diyar

“Ülkem için utanç verici, üzücü bir durumdu” diyor. “Çünkü benim hikâyem, Portekiz’deki tüm genç ve yaratıcı insanların hikâyesi. Hükümet yeteneklerimizi takdir etmek istemiyor. Bu yüzden benim bildiğim tüm yaratıcı insanlar ülkeyi terk ediyor.”

Bu insanlar arasında yönetmen Joao Canijo gibi uzun süredir sanatla uğraşan, ödüllü sanatçılar bile var.

Eğlence sektöründen isimlerin ve sanatçıların uğrak mekanı olduğunu tahmin ettiğim şık bir Lizbon otelinin terasında Joao’yla buluştuğumuzda üzerinde tuhaf bir burukluk vardı.

“2011 yılına kadar her sene üç film çekerdim, şimdi sıfır. Fonlar tak diye durdu” diyor bezgin yönetmen.

Portekiz’de filmler, TV reklamlarına konan bir vergiyle destekleniyor ve bu sayede hükümet bütçesinin dışında tutuluyor.

“Krizle beraber bu da değişti canım” diyor Joao alaycı bir şekilde. “Şimdi her şey önce Finans Bakanlığından geçiyor, işte bu yüzden 2012’de hiçbir film çekim desteği almadı. 2011’de çekim desteği verileceği söylenen filmler de yeterince para alamadıkları için hala çekimlere başlayamadılar.”

Efkarlı efkarlı gökyüzüne bakıyor.

“Yurtdışında yeni bir kariyere başlamak için çok yaşlıyım (56), ama yine de yurtdışına çıkıp insanlara bir şeyler öğretmek isterim.” Onaylamayan bir şekilde başını sallıyor.

“Deniyorum ayrılmayı, deniyorum. Buradan çok uzaklara gitmek istiyorum.”

_68637757_018526993-1

Hükümetin haşin önlemlerini desteklemediği için istifa eden bakandan sonra yeni Finans Bakanı Maria Luis Albuquerque oldu.

Tarih

Porto’daki Lello kitabevine geri dönüyoruz. Vatikan üzerine gerilim romanları yazan Luis Miguel Rocha, hükümetin kemer sıkma politikalarını yumuşatması gerektiğini söylüyor.

“Tarihi unuttular mı?” diye soruyor bana.

“Romalıların iki temel şeyi vardı: ekmek ve arena. Çünkü insanların ihtiyaç duydukları şey, karınlarını doyurmak ve eğlenmek.”

Bir anda canlanıyor Rocha.

“Buradaki insanlar zaten kendilerini devletin kölesi gibi hissediyorlar. Karşılığında ne alıyorlar? Kültür bize lazım. Sadece hayal etmek anlamına gelse bile.”

Anlamlı anlamlı bana bakıyor.

“Kültüre ihtiyacımız var, hala bir umut olduğu yanılsamasını yaratmak için bile olsa.”

Paylaş.

Yanıtla