İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Türk tiyatrosunun kurumsal kimlik kazandığı öncü bir kurum.
Tiyatro, 1914’ün ağustosunda Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’na girmeden üç ay önce kuruldu ve bugün adı Türk tiyatrosu ile anılan pek çok sanatçı yetiştirdi. Fakat kurum son yıllarda hep tartışmalarla gündeme geliyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin’in altını çizdiği ‘bilgi’ üzerinden üretim çok az. Şahin’in söylediği şu cümle ise önemli bir itiraf: “Bütün kurumlarda olduğu gibi bizde de çok az insan aslında kurumun geleceğiyle ilgili bilgi üretiyor. Ve doğal olarak da benimle ya da bir başkasıyla çatışmalar yaşanabiliyor.”
Şehir Tiyatroları 2014’te 100. yılını kutlamaya hazırlanıyor. Geçen yıl nisan ayında göreve gelen ve bir yıl içinde tiyatro sahnesinde 13 yeni oyun çıkaran Şahin’e, böyle köklü bir kurumun yüzüncü yılına yakışır neler yapacağını soruyoruz. Yüz yıllık arşivin sunulacağı bir tiyatro müzesi hazırlıkları olduğunu söylüyor. Henüz müzenin nerede açılacağı belli değil. Tüm birikim Ayazağa’daki depoda saklanıyor. Şahin, ‘Hangi oyunun kostümünü kim tasarlamış, hangi oyunlar tasarım ödülü almış?’ gibi sorulara cevap veren bir tasarım tarihçesi kitabı ile yüz yılı anlatan iki kitap projesinden daha bahsediyor. Özdemir Nutku’nun 1914 ile 1964 yıllarını kapsayan ‘Darülbedayi’nin 50 Yılı’ adlı eserinin dışında Şehir Tiyatroları’nın tarihini kapsamlı anlatan bir eser bulunmuyor. Son 50 yıla dair bir bellek oluşturulma fikri henüz şekilleniyor.
Diğer taraftan, 1920’den beri pek çok kez değiştirilen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları yönetmeliğindeki bazı maddeler 12 Nisan 2012’de de değişince Şehir Tiyatrosu’nda kıyamet koptu. Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmet Emekçileri Sendikası (TÜM-BEL-SEN), Şehir Tiyatroları’na bir dava açtı. Dava, geçtiğimiz mayıs ayında sonuçlandı. Sonuca göre tiyatrocular ‘kaybettik’lerini düşündükleri haklarını geri aldılar. Bütün bunları ve tiyatro ile ilgili merak edilenleri, bir yıl içinde kurumun gelişmesine katkıda bulunacak her türlü bilgi ve belgeyi değerlendirmeye çalıştığını söyleyen Şahin’e sorduk.
Kurumsal Tartışmalar Hep Oldu
“Şehir Tiyatroları’nın yönetmeliği dünden bugüne hep tartışılmış. Halk tiyatrosuna bakış, geleneksel tiyatroyu değerlendirme, kurumsallaşma, bürokrasi-tiyatro ilişkisi nasıl olmalı, kurum nasıl yapılanmalı… bu tartışmalar yeni değil. Muhsin Ertuğrul’un bazen belediye ile bazen de kurum içindeki ya da dışındaki kişilerle karşı karşıya geldiği yazıları var. Mesela İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Selim Nusret Gerçek’le tartışmaları olmuş. Şehir Tiyatrosu üzerinden tartışılan bu konular, aslında bugünden yarına ışık tutacak bir yerde duruyor.”
Tiyatrocuların Yönetimde Olması Kadar Doğru Bir Şey Yok
“Yönetmelikle ilgili değiştirilen kararlar arasında en önemli yerde duran, yönetim kuruluna sanatçıların seçilip seçilmeyeceğiyle ilgili karardı. Artık sanatçılar yönetime katılabilecekler. 8 Temmuz’dan itibaren tatile çıkıyoruz. Dönüşte yasal düzenleme yapılacak ve seçimlere gidilecek. Kurumdan arkadaşlar da yönetimde yer alacak. Bundan daha doğal, daha doğru bir şey yok. Genel sanat yönetmeni olarak benim de fikrim sanatçıların yönetime katılması. Kişiler üzerinden kurumlar tanımlanmaz. Bu kurumun bireyleri olarak geleceğin tiyatrolarını hazırlamakla, tiyatrocu yetiştirmekle yükümlüyüz. Repertuar ne olacak, kim oynayacak, kim yönetecek, kim tasarımını yapacak meselemiz bunlar… Ama ne yapalım ki kişiler üzerinden yürüyen bir dünyada yaşıyoruz. Kavramlar, kurumlar üzerinden bilgi üretmiyoruz. Bence hiçbir sanatçı hedef gösterilmemeli. Hiçbir arkadaşım bunu hak etmez.”
Bütün Maddeler Sorgulanabilmeli
“İptal edilen ya da edilmeyen kararların tartışılması, bu kadar didiklenmesi taraftarı değilim. Esas bundan sonra Şehir Tiyatrosu çalışanlarıyla iç birimleriyle birlikte belediyenin de katkı vereceği 100 yıla yakışır bir yönetmeliğin oluşturulmasına adım atılmalı. Bu kararlar bizim için başlangıç noktası olabilir. Şunu demek istiyorum: Yönetmeliği yeniden gözden geçireceğimiz bir ortam olmalı. Bütün maddeler sorgulanabilir olmalı.”
Türkiye Sanat Kurumu ile İlgili Net Bir Şey Söylenmiyor
“Bu kurumla ilgili net bir şey söylenmiyor. Bir insanın cümlesinden yola çıkıp birbirimizle ve kurumlarla ilgili bilgi üretiyoruz. Sanat kurumu olur mu olur, olmaz mı olmaz, olacaksa somut bir açıklama yaparsınız. Olmamış şey üzerinde tartışılmasını doğru bulmuyorum. Bütün bilgiler, ‘şuradan duydum, buradan duydum’dan ibaret… Belirsizliğe bırakmamalı. Ama bizim gibi sanatla direkt ilgili kurumların dolaylı ya da doğrudan bilgilendirilmesi lazım. Sabah kalktığımızda yeni bir kanun çıktığını öğrenmemeliyiz. Demokratik kitle örgütlerinin fikirleri alınmalı. Ben olsam, müdürlük yapmış, adı öne çıkmış sanatçıları toplarım, ‘Biz böyle bir şey düşünüyoruz, siz nerede duruyorsunuz.’ diye sorarım.”
Seyircimiz 60 bin Civarında Arttı
“Geçtiğimiz yılın rakamlarına göre ortalama 60 bin civarında seyircimiz artmış. İyi bir seyirci sayısı yakaladığımızı düşünüyorum. Geçtiğimiz yıla göre repertuarımızdaki oyunları daha hızlı değiştirdik. Pek çok oyunumuz nisan ayında ortaya çıktı. Hıdrellez, Kösem Sultan, Para, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım, Sirke Tadında Böğürtlen Reçeli, Ocak yeni sezonun yeni oyunları olacak. kabaca hazır. 13 Temmuz’da Makedonya’da düzenlenen Antik Oyunlar Festivali’nde Aristophanes’in Lysistrata oyununu oynayacağız. 3-9 Eylül’de Zengin Mutfağı ve Ateşli Sabır oyunları Kıbrıs turnesine çıkacak.”