Mimesis Çeviri / Amatör tiyatro terimi genellikle aşağılamak için kullanılan bir terimdir, oysa profesyonel ve amatör arasındaki sınır gün geçtikçe flulaşıyor.
Guardian. 17 Haziran 2013, Çeviri: Ayşan Sönmez
Karalayıcı sözler artık bıkkınlık mı verdi? … Royal Navy Theatre Association, Kuru Gürültü’yü Kraliyet Donanması’nın tarihi gemilerinden HMS Victory önünde sergiledi. Fotoğraf: Sam Frost
Geçtiğimiz günlerde elime bir tiyatronun oyun broşürü geçti. Sekiz aylık sezonda sergileyecekleri oyunlar çok tanıdıktı: Bir Shakespeare oyunu, Andrew Davies’in popüler Prin’i, Tennessee Williams’ın Arzu Tramvayı, Laura Wade’in Colder Than Here’ı ve Somerset Maugham’ın bir birinci dünya savaşı farsı olan Home and Beauty adlı oyunu. Ekonomik krizin had safhada olduğu bu günlerde bunun küçük bir bölgesel tiyatronun repertuvarı olduğu düşünülebilirdi ancak öyle değildi: Tam 150 yıldır katedralleriyle ünlü şehirde çalışmalarını sürdüren Amatör Winchester Dramatic Society’ye ev sahipliği yapan Chesil Theatre’nin broşürüydü. Gurur duyarak dile getirdikleri gibi, tarihleri Royal Shakespare Company’den (RSC) de eskiydi.
Birleşik Krallıkta amatör veya gönüllü sanat çalışmaları çok yaygındır. Voluntary Arts’ın bir üyesi olan Robin Simpson’a göre, profesyonel sanat sektörü bu nedenle “karın tokluğuna çalışılan bir alanı olarak görülüyor. 2008 yılında Kültür, Medya ve Spor Departmanının yaptığı bir araştırma sonucu İngiltere çapında faaliyet gösteren ve 9,4 milyon kişinin düzenli katılım gösterdiği yaklaşık 49 bin amatör sanat grubu bulunduğunu gösterdi. Bilet satışları, abonelikler, yerel sponsorluklar ve bağışlar sonucu yıllık bazda yaklaşık 543 milyon Pound gelir elde ediliyor.
Korolarda, amatör tiyatro gruplarında, orkestralarda ve görsel sanatlarda faaliyet gösterenlerin çoğu kendilerini sanatçı olarak görmüyor ve sadece kendilerine gerçekten zevk veren bir işle uğraştıklarını düşünüyorlar. Ancak bu kesinlikle sanatsal becerilerinin düşük olduğu anlamına gelmemeli. RSC’nin devam etmekte olan Open Stages projesi sırasında profesyonellerin, tahmin edilenin aksine, amatörlerden çok şey öğrenebileceklerini açığa çıktı.
Simpson, “Hizmetiniz karşılığında para almanız, o işte muhakkak iyi olduğunuzu göstermez” diyor. Edinburgh’un neredeyse hiç kimsenin para karşılığı sanat yapmadığı fringe [alternatif tiyatro]tiyatrosunda, bir amatörü bir profesyonel sanatçıdan ayırmak bazen çok güçleşir.
Belki de amatör tiyatro etkinliklerine dönük o yaygın snob tavrı artık terk etmek gerekiyor. Evet, kimileri yine dar görüşlü ve seçkinci olmaya devam edecektir. Ayrıca, özellikle gençlik grupları açısından düşündüğümüzde, amatör çevrelerin çok daha çeşitli, kapsayıcı olduğunu, daha çok gelişme gösterip risk aldığını söyleyebiliriz. Neden profesyonelce kotarılan yerel gösterileri genellikle “gençlik tiyatrosu” etiketleyip göz ardı ederken, örneğin gençlerle çalışan Flaman kumpanya Ontroerend Goed’in çalışmalarını profesyonel ve hatta çığır açıcı çalışmalar olarak görüyoruz?
Neyse ki zaman değişiyor. Geçen yıl gerçekleştirilen bir konferansta, Artichoke’un sanat yapımcısı Helen Marriage 31 yıl önce güney doğu bölgesinden toplam 450 yerel katılımcıyı kapsayan bir katılımcı proje için Sanat Konseyine teklif götürdüğü dönemi hatırlattı. Ajansın yanıtı şöyleydi: “Sanat Konseyi fonlarında amatörlere yer yoktur.” Şimdi tabii ki “katılımcılık” Sanat Konseyi için pek gözde bir tabir haline geldi. Profesyonel ve amatörlerin artık daha fazla yan yana çalıştıklarına tanık olacağız. Sanatçı ve izleyici arasındaki ayrım flulaştığı gibi, amatör ve profesyonel arasındaki ayrım da flulaşıyor.
Belki de profesyoneller ve amatörler aslında birbirinden o denli uzaklaşmış değiller. Her şeyde önce, profesyoneller de bir zamanlar amatör değil miydi? Profesyonel tiyatro, amatör tiyatro sektörüne başka türlü elde edemeyecekleri fırsatları sunabilir, ama böylece hayal bile edilemeyecek ölçekte çalışmalar sergileme, yerel topluluklarla gerçek ve uzun erimli bir ilişki kurma şansı elde edebilirler. Yakın bağlantılar kurmak herkes için faydalı. Kendi yerel topluluklarında tiyatro oyunları sergileyenler, yerel tiyatroları destekleyen düzenli tiyatro seyircisi haline de gelebilir; üretken kişiler, diğerlerin üretimlerini de görmek isterler. Bu 9,4 milyon kişi, sektörün en ateşli taraftarlarını finanse edebilir ve aradaki bağlar güçlendirildiği takdirde bunun gerçekleşmemesi için hiçbir neden yoktur.
Dolayısıyla belki de profesyonel tiyatronun, genelde çok daha heyecanlı, organize ve öz kaynaklarını oluşturmada daha başarılı olan gönüllü veya amatör sanat topluluklarından neler öğrenebileceklerine daha fazla kafa yormalarının vakti geldi. Bunların bazıları, örneğin Battersea Arts Centre, zaten buna öncülük ediyor. Profesyonel ön yargılar baskın olmaya devam ederken ve insanlar “amatör tiyatroyu” küçümseyici tavırlar takınırken belki de eski bir sözü hatırlamak faydalı olacaktır: Titanik’i profesyoneller yaptı ancak [Nuhun-red.] gemisini inşa edenler amatörlerdi.