Gezi Parkı İsyanı’nda ‘Gezerken’

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Yaşam Kaya

Tüm Türkiye’de 31 Mayıs 2013 gecesi başlayan ve günlerdir süren ‘Taksim Gezi Parkı İsyanı’ sivil toplumun neredeyse tamamından destek görüyor. Türkiye tarihinde belki de ilk defa, sivil halkın hiçbir siyasi angajmana bağlı olmadan başlattığı hareket, köylüsünden işçisine, orta sınıf şehirlisinden lümpen burjuva kesimine dek her alanda her tabanda kendisine yer bulmuş durumda. Ayrıca entelektüel kesim –şaşırtıcı biçimde liberaller- isyana sonuna dek desteklerini sürdürüyor. Tüm bu kesimlerin içinde tiyatro sanatçılarının ‘Gezi Parkı’na destekleri hem sözel hem de eylemsel olarak ilerliyor. Yeni dönem yetişen genç yazarların başını çektiği bir grup isyan sürerken bilgisayar başına oturup ‘Gezerken’ adlı bir oyun kaleme aldı, ülkenin en seçkin oyuncuları ‘Gezi Parkı’nda kurulan sahnede bu oyunu bizlere sahneledi.

Özen Yula, Yiğit Sertdemir, Cem Uslu, Mirza Metin Türkiye Tiyatrosu’nun yetişen/yetişmiş en değerli tiyatro kalemleri. Bugüne dek kendi sahnelerinde ürettikleri toplumun yaşadıklarıyla paralel gelişen bu dört yazar ‘Gezi Parkı İsyanı’na da sessiz kalmadı. İsyanın içinde toplumun sesini sahneye taşımak adına büyük bir uğraşın içine giren tiyatro devrimcileri, ‘Gezerken’ oyununu kaleme alıp, yine Türkiye’nin dört büyük devrimci sanatçısını sahneye çıkardı. Reha Özcan, Şebnem Sönmez, Serkan Altıntaş, Sermet Yeşil oyuncuların yoğun baskı altında olduğu dönemde ‘Gezi Parkı’nda sahneye çıkarak, isyanın nereden nereye geldiğini açıkça ortaya koydu. Kırmızlar içinde suratına biber gazı sıkılan kadın, isyanın başlangıç fotoğrafını oluştururken, fotoğrafın ardından gelişen olaylar tam anlamıyla halka yapılan saldırılarla devam etti. İnsanların anayasal hakkını kullanıp, demokratik düzlemde sürdürdükleri eylemlerini zorla, kaba kuvvet kullanılarak susturulmaya çalışılması, ‘şu hayatta asla bir araya gelmez’ denilen tüm toplulukları aynı çatı altında birleştirdi. Hükümetten gelen açıklamalar böyle sürdükçe isyanın bitmeyeceği anlaşılıyor. İşte tüm bunları içine alan oyun, isyanı görmeyen, görmek istemeyen herkese bir tokat indiriyor.

‘Gezi Parkı’nda Dört Ayrı Öykü

Oyunda sahneye dört ayrı karakter çıkıyor. İsyanın bir noktasında yer almış karakterler başlarından geçen olayı aktarıyor. Kanlı 1 Mayıs gününü yaşamış bir adam, 31 Mayıs 2013’te yaşanılanlarla o günlere yeniden yolculuk yapıyor. Taksim’de yaşayan bir sokak köpeği en yakın arkadaşını isyan sırasında kaybediyor ve o’nu aramaya koyuluyor. Arkadaşını arayan köpeğin gözünden dalga dalga büyüyen isyana tanık oluyoruz. Sonra sahneye bir genç geliyor, geçmişinde yaşadıklarına karşı asla tepki göstermemiş insanın gözünden içinde bulunduğumuz parka bir kez daha bakıyoruz. Son olarak bir Toma’nın isyana olan tanıklığı herkesi güldürüyor. Toma, bizlere öylesine çarpıcı hikayeler anlatıyor ki, insanlar gösteriler sırasında baş başa kaldıkları o su yüklü araçla yaşadıklarını bir kez daha sorguluyor.

Oyunun önemli noktalarına gelince… Gösteride ‘Çarşı Grubu’, ‘sivil direniş’, ‘sıkılan gaz bombaları’, ‘insanların yılmayan direnişi’ ön planda. ‘Gezi Parkı’nda Taksim’in tek nefes alma noktası olan ağaçlar oyunun en önemli çıkış noktası. Tüm bunlarla beraber, hükümetin anti demokratik baskılarla toplumu yıldırma adımları oyun boyunca kıyasıya eleştiri yağmuruna tutulmuş. Yazarların olaylara bakış açısı o kadar güzel ki, gösteriyi izleyen her birey sahneden kendisine bir pay çıkarabiliyor. Zaten ortak amaç için toplanan yüz binler, daha çağdaş, çoğulcu bir demokrasinin özlemi içinde yaşadıklarına tiyatro sahnesinden bakmış oldu.

Tiyatro, Antik Yunan dönemi şehri Miletos’ta ilk kez sansüre uğradığında ‘devrimci’ kimliğini kazandı. O günlerden bugünlere doğruları söylemekten vazgeçmedi. 31 Mayıs 2013 günü Türkiye’de başlayan ‘sivil isyan’ ülke gündemini topyekun değiştirirken, sanatı, sanatçıları büyük ölçüde gerçeğin içine çekti. Tiyatro ‘devrimci’ kimliğini yeniden hatırlayıp, ‘Gezi Parkı İsyanı’ nı aydınlatmayı sürdürüyor. Yaşasın Devrimci Tiyatro!

Birgün

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Yaşam Kaya

Yanıtla