Nedim Saban
Tiyatroda en iyi ödül alkıştır klişesini geçiniz. En çok alkışlanan oyunun tutmadığı nice deneyimlerimiz var… Tuhaf ama gerçektir, herkes beğenir ama kimse gelmez bazen!
Biraz da bu yüzden, sezon sonunda dağıtılan ödüller alkışın da yerini tutar, yıl boyunca harcanan emeğin tam karşılığını veremese de, en azından görmezden gelinmediğini müjdeler.
Ödül sistemleri çöker, ödüller saygınlığını yitirirse, “ödül alsak bile kendi başarımızdan şüphe duyacağımız” için, bugün seçici kurullarda öncülük edenlerin yanlışlarını, kendilerine olan sevgi ya da saygımızdan bağımsız olarak sorgulamamız gerekmektedir.
Türkiye’nin en büyük sorunu bu mudur derseniz, bu sorunuzu “ kavram kargaşalarının ve sözcüklerin kirletilmesinin çok büyük bir sorun olduğu ve nasıl “Demokrasi”, “Cumhuriyet”,
sözcüklerinin içinin boşaltılmasıyla mücadele etmemiz gerekiyorsa , çağdaş toplumun en önemli dinamiklerinden biri olan “ödül” kavramının yozlaştırılmaması için de duyarlılık göstermeliyiz.” diye yanıtlarım. Medeniyet, ceza üstüne değil, ödül üstüne kuruludur çünkü.
….))) Üstün Akmen
Üstün Akmen, başkanı olduğu birlik adına yayınladığı ancak genelde kendisinin seçici kurul deneyimlerini vurgulayan ama birliğin gücünü de kontrolsüzce kullanarak yaygınlaştırılan bir bültenle, bir kişinin üç jüride olması, aynı seçici kurul üyelerinin iki farklı ödülde bambaşka adaylar gösterilmesi gibi konulardaki eleştirilerime yanıt verdi.
Kendisini bu konuda eleştiren tek kişi ben değilim, bu yüzden de tiyatro konusunda kalem oynatanlara ettiği yakışıksız sözler ve “neyin peşindeler bilmiyorum ” suçlamasını üzerime almadım. Neyin peşinde olacağım? O ödüllerin seçici kurullarından birinde olmanın peşinde olmayacağıma göre, yapıcı eleştirimin arkasında yukarıda açıkladığım gerekçelerden başka bir şey yok herhalde.
Bir kişi üç seçici kurulun ikisine başkanlık edecek, şahsi meselelerini bile basın bülteni haline dönüştürecek kadar güçlü olduğu bir birlikte ise sadece oy verenlerden biri olduğunu iddia edecek. Hadi buna inandığımızı varsayalım, aynı yıl aynı kişilerin izlediği oyunlardan nasıl taban tabana zıt adaylar çıkar yahu?
“Lions aday gösterdi, biz seçiyoruz” demek ise iyice tuhaf. Onlar aday gösteriyorsa, onlar niye seçmiyor? Siz onların adaylarını hangi kriterlere dayanarak diye sormazlar mı adama? Uzmansanız, adayları niye size seçtirmiyorlar, adayları seçemiyorsanız niye uzmanlığınıza baş vuruyorlar? Bu işi yapabilecek başka kimse yok mu hakikaten?
Mevcut seçim sistemi bizi bazen kendi dışımızdaki kişileri milletvekili yapmaya zorlayabilir, ama yılın oyuncusu yapmaya zorlamamalı!
….))) Lions Tiyatro Ödülleri
Sizi eleştirenler, kendi deyiminizle “cahillikten kaynaklanan terbiyesizlik “ ve “haysiyetsizlik ”içindeler de, siz kriterleri bile belli olmayan bu ödüllerde onlarca kişiye mavi boncuk dayanarak çok mu haysiyetli bir davranış sergilemiş oluyorsunuz? Tiyatro için kalem oynatanlara “haysiyetsiz” denmesini Üstün Akmen gibi aydın bir kişiye yakıştıramadım. Bir eleştirmenin eleştiriye tahamülü yoksa, bu en kibar deyimle, “hoşgörüsüzlüktür”!
Geçtiğimiz hafta açtığım parantezi tekrarlayayım: Farklı misyonları, hedefleri, kriterleri olan (örneğin yerli oyunların özendirilmesi, gençlerin özendirilmesi, yeni tiyatro insanlarının ortaya çıkartılması gibi) ödüllerin seçici kurulunda, “nasılsa 60 oyun görüyorum” diyerek bulunulabilir, ancak yılın en iyi’lerini seçme iddiasında aynı insanların oluşturduğu seçici kurullar apayrı insanları aday gösterirlerse, bu tamamen “deli saçması” olarak algılanır.
Lions Ödülleri gelecekte kendisine “sezonda unutulanlar” gibi bir tema seçebilir. Gerçekten de 200’e yakın oyunda değerlendirilemeyen nice yetenek var. Ödüle bu nitelik kazandırılırsa, o zaman belki aynı jürilerin iki farklı ödül vermesi ve aynı jürilerin bu iki ödülde taban tabana zıt seçimler yapmalarını anlayabiliriz.
…)))Songül Öden’e Haksızlık
Songül Öden’in müthiş bir oyuncu olduğunu hepimiz kabul ediyoruz. “Küçük Adam Ne Oldu Sana” daki oyununu alkışladık, fazlasıyla hak ettiğine inandığımız övgü yazılarını keyifle okuduk . Sevgili Songül, Sadri Alışık Tiyatrosu’nun Alışık Ödülleri’nin dışında tutulma prensibi yüzünden belki de hak ettiği kategoride aday gösterilmemiştir. Başarısına rağmen her nedense Afife’ye de aday olmadığı bu yıl , Akmen’in başkanı olduğu bir ikinci kuruldan aday gösterilmesi, bu sanatçının emeğini hafife almak değildir de nedir? Songül, diğer ödüllerdeki başka adaylarla Lions’ta karşı karşıya gelse, belki yine yanlış anlaşılmazdı, ama ona jest yaptığını sanan bir seçici kurulun yılın en başarılı isimlerini kategori dışında tutarak sanki gereksinimi varmış gibi Songül’ü ön plana çıkartma telaşı yanlış anlaşılmayacak mı ?
Songül’e özel hayranlığım var. Ne yazık ki bu yıl Lions adayları arasında Songül gibi haksızlık yapılan nice benzer sanatçılarımız var! Ödülün itibarsızlaştırılması nedeniyle hak ettikleri ödül konusunda coşku yerine, kuşku yaşayacaklar.
Çok “haysiyetsizce” bir yakıştırma yapacağım: Ödülü hak ediyorlar ama ödül verenlerin bu tutumunu hiç hak etmiyorlar!
Bu yazı Nedim Saban’ın Birgün gazetesinde yayınlanan son yazısının farklı bir versiyonudur.