1 Mayıs'ta Taksim Terörü

Pinterest LinkedIn Tumblr +
1 Mayıs 2012’de bayram yerine dönen Taksim Meydanı bu sene boş kaldı.
Geçtiğimiz haftalarda devlet 1 Mayıs kutlaması için Taksim Meydanı’nı yine kapatacağını duyurmuştu. Belli ki sebep Taksim meydanda ki yeni alt yapı düzenlemesiydi. Ancak eylem komitesi ve sendikalar bu kararı tanımayacaklarını duyurdular. Onlara göre meydanın büyük bir bölümü kullanılabilir vaziyetteydi. Ve devlet istese halkının bu talebine kulak verebilecek bir güce ve imkana sahipti.
Şimdiyse dünün bilançosunu konuşuyoruz. Onlarca yaralı, yüze yakın gözaltı ve bir de ağır yaralı genç kız… Taksim’e çıkışa izin vermeyen devlet Şişli’de, Okmeydanı’nda, Mecidiyeköy’de, Beşiktaş’ta kitlelerin üzerine çullanarak adeta önlem terörü uyguladı.

Yakın zaman önce oyunculuğun yasal olarak bir meslek kabul edilmesi, oyuncuların yasal haklarının tanınması ve sanat endüstrisinin vahşi koşullarının insanileştirilmesi için mücadele veren Oyuncular Sendikası üyeleri de tüm diğer emekçilerle beraber bu dayanışma gününde taleplerini kamusal alana taşımak için oradaydılar. Hiçbir şiddet eyleminde bulunmamalarına ve daha çok otoriteleri ikna etmenin yollarını aramalarına rağmen polis şiddetiyle karşı karşıya kaldılar. Antikapitalist Müslümanların Fatih’ten başlattıkları yürüyüş ise Galata köprüsünün kaldırılmasıyla engellendi. Köprünün kaldırılmasıyla ortaya traji-komik bir görüntü çıktı. Toplu taşıma araçları, vapurlar, otobüsler ise insanların 1 Mayıs işçi ve emek bayramına katılmaması için çalıştırılmadı. Adeta sokağa çıkma yasağı uygulandı.

Neyse ki biz bu manzaraları daha önceki Taksim yasaklarından biliyoruz. Hep tanıdık, hep bildik zorbalıklar… Ancak şimdi herkes Tarlabaşı’ndaki evinin önünde başına aldığı gaz bombası darbesi sonucu ağır yaralanan 17 yaşındaki Dilan Alp’ten gelecek haberi bekliyor… Kendisi şimdi yoğun bakımda. Güya vatandaşlarının iyiliğini gözeterek meydanı kutlamalara kapatan devlet, vatandaşının kafasına gaz bombası sıkarak hastanelik etmekten kaçınmadı.

Dünkü olaylar nedeniyle sendikaların ve sol partilerin Taksim ısrarını da anlamsız bulanlar, eleştirenler var. Bu konuda Radikal yazarı Yetvart Danzikyan’ın “Derin devletle değil, otoriter kapitalizmle…” başlıklı yazısı farklı bir perspektif sunuyor. Yetvart, sendikaların inadından ziyade devletin inadına dikkat çekiyor. Dün yaşananları “otoriter kapitalizmin” sembolü olarak niteliyor. Sendikalar, partiler vs. meydanı almak için inat ettiler. Peki, hükümet “meydanı bırakmamak” için neden bu kadar ısrarcı davrandı? “Taksim Meydanı’nı vermemek için bu polis öfkesi ve zulmü nedendi?” diye soruyor. Ve sorunun cevabının otoriter kapitalizmin Taksim’in “soylulaştırılması” projesinde saklı olduğunu belirtiyor.
Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: EDİTÖR

Yanıtla