Yaşam Kaya
ABD’li ünlü yazar Sarah Ruhl’un ‘Off-Broadway’ komedisi ‘Ölen Adamın Cep Telefonu’ ‘Stüdyo’ tarafından tiyatro seyircisine sunuluyor. Tiyatro sezonu açıldığından bu yana yüz yetmişin üzerinde oyun izleme şansına eriştim. Hemen hemen izlediğim tüm oyunlar hakkında az ya da çok kritik yazabildim. İçlerinde önem verdiklerimi ön plana çıkarıyorum. Olumlu veya olumsuz oyun sahnelerde seyirciyi etkiliyorsa o konu hakkında iki çift laf etmek gerekli. ‘Ölen Adamın Cep Telefonu’ adlı aykırı oyunu sahneye koyan ‘Stüdyo’, çağdaş batı tiyatrosunun en son örneklerinden bir tanesini çok genç kadroyla sahnelere taşımış.
‘Stüdyo’nun kurucusu ve oyunun yönetmeni Aslıhan Evrensel’den bahsetmeli. 1986 yılında dünyaya gelen genç yönetmen, İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı 2008 senesi mezunu. 2009’da İstanbul Üniversitesi Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji bölümünden çift anadal derecesi ile mezun oldu. 2010’da Yeditepe Üniversitesi’nde pedagoji ve formasyon eğitimini tamamladı ve yüksek lisans eğitimi için Londra’ya gitti. 2011’de Essex University East 15 Acting School tiyatro yönetmenliği bölümünden mezun oldu. 2008 senesinde kurduğu grubuyla çarpıcı projelere imza atan bu genç isim, dünya tiyatrosunu entelektüel birikimiyle takip ediyor, sahnelerimize pek alışık olmadığımız oyunları getirerek, Türkiyeli tiyatro severleri çağdaş metinlerle buluşturuyor. Aslıhan Evrensel gibi parlayan isimleri mutlaka tüm tiyatro dünyasının bilmeli.
1974 yılında doğan ABD’li oyun yazarı Sarah Ruhl’un ülkesinde birçok ödülü bulunmakta. Aldığı ödüllerden en önemlisi PEN (Uluslararası Yazarlar Birliği) tarafından verilen ‘En İyi Yazar Ödülü’dür. 2001 yılından bu yana on iki tane oyuna imza atan yazarın 2007 senesinde yazdığı ‘Ölen Adamın Cep Telefonu’ ve 2012 senesinde kaleme aldığı ‘Dear Elizabeth’ oyunları tiyatro adına önemli bir yerde durmaktadır. Kapitalist dünyanın içinde insanların yapay ilişkilerini irdelediği iki oyun tiyatro seyircisinden tam not almayı başarmıştır. Özellikle çıkar ilişkilerine dayalı kapital dünyayı kıyasıya eleştiren yazar, insanların sömürü sisteminde nerede durduklarını komediyle işlemeyi başarmıştır.
Konuda bir Cafe’de oturan iki yabancı insanı, Jean ve Gordon’ı görürüz. Gordon’ın sürekli çalan cep telefonundan rahatsız olan Jean sonunda onu uyarmaya karar verir. Tanımadığı bir adamın masasına yaklaşan kadın, Gordon’ın öylece masada durduğuna tanık olur. Gordon ölmüştür ve Jean ‘Ölen Adamın Cep Telefonu’nu çaresizce açmak zorunda kalır. Aramaların tamamına cevap veren Jean’ın hayatı Gordon’ın işleri ve ailesi yüzünden içinden çıkılmaz bir hal alır, ama Jean yaşadığı olaydan rahatsız değildir, aksine her insanın yapması gereken bir şeyi yaptığına inanmaktadır (!) Komedi çalan telefonlar açıldıktan sonra başlayacak, oradan oraya savrulan Jean’ın yaşadıkları büyük komediyi doğuracaktır.
Aslıhan Evrensel oyunu sahneye koyarken, olayın merkezinde bulunan cep telefonunu göstermek yerine, çalan numaranın rakamlarından oluşan görsel bir durum oluşturmuş. Telefon her çaldığında seyircide merak duygusu oluşurken, sahnede yanıp sönen ışıklar konuyu monotonluktan uzaklaştırmış. Basit dekor yapısıyla mekan değişikliklerinde başarılı olan yönetmen, komediyi oyuncuların doğal yeteneklerine yüklemiş. Başarılı bir iş var ortada. ABD kökenli komedinin Türkiye’de beğenilmesindeki en büyük neden, oyunu hem çeviren hem de yöneten Aslıhan Evrensel. Sahneye yabancı gözlerle bakmayan seyirci profili oluşturmuş.
Gösteride çok çok iyi bir kadroyu izliyoruz. Derya Cumaoğlu, Gökçe Akyıldız, Nuri Karadeniz, Sedef Akalın, Ufuk Gönüllü iyi bir ekip olmuş. Sedef Akalın’ın oradan oraya koşuşturan başarılı performansı göz dolduruyor. Yönetmen kaliteli bir ekip meydana getirmiş.
ABD’li genç yazar Sarah Ruhl’un harika oyununu Türkiyeli genç yönetmen Aslıhan Evrensel almış, muhteşem bir analizle sahnelere taşımış. Böylesi komedi oyunlarını izlemek zordur. Tiyatro sezonu bitmeden şahane komediyi kaçırmayın. Oyunla ilgili bilgilere, oyun tarihlerine http://www.aslihanevrensel.com/index.html adresinden ulaşabilirsiniz.