[Altıdan Sonra Tiyatro’nun ‘Gece Hikâyeleri’ üçlemesinin ikinci oyunu olan, Yiğit Sertdemir’in tasarladığı ‘Barzo ile Konserve’ yi Radikal’den Zeynep Aksoy izledi ve haberleştirdi. Aktarıyoruz]
Geceyarısı iki genç boş bir mekâna içinden kan sızan bir bavulu sürükleyerek girer. Tekirdağ’dan gelecek birini beklemeleri lazımdır. Fakat beklenmeyen biri, oyun yazarı/hoca içeri girer. Mekân bir tiyatro, gençlerden biri yazarın öğrencisidir, oyun yazarı da yazamamaktan mustarip.
Altıdan Sonra Tiyatro’nun ‘Gece Hikâyeleri’ üçlemesinin ikinci oyunu olan, Yiğit Sertdemir’in tasarladığı ‘Barzo ile Konserve’ durum komedisiyle kara komedi arasında gidip gelen, iddiasız, küçük bir oyun. ‘Godot’yu Beklerken’le klasik “bavulda ceset” hikâyelerinin bir parodisi olarak da okunabilir. İki “kriminal” Murat Kapu ve İsmail Sağır’ın karakterleri arasındaki zıtlıklar, birinin nevrotikliğiyle öbürünün aşırı sükûneti, oyunun komedi dozunu arttıran en önemli parçası. Buna karşılık, oyun yazarının gelmesi ve tiyatro referanslarının başlamasıyla bu tuhaf ve eğlenceli olabilecek hikâye başka bir yöne kayıyor ve ivmesini kaybediyor. Oyun içinde tiyatro işi, zanaati, olgusu, aksesuvarı, ışığı, her ne ise, üzerine yarı romantik ahkamlar kesmenin modası biraz geçmedi mi sorusu akla geliyor ister istemez. İşin içine “tiyatro” girmese, oyunculuklar, mekân kullanımı ve hikâye olarak hiç de fena olmayan bir kara komedi ‘Barzo ile Konserve’. Karası biraz eksik, komedisi biraz fazla “durum”, ama izleniyor.