Zengin Mutfağı'nda Beslenen Çakallar

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Metin Boran

Genç yaşta yitirdiğimiz (1938-1984) toplumcu gerçekçi tiyatronun öncülerinden Vasıf Öngören’in Türkiye’de epik tiyatronun başyapıtı olarak kabul gören Zengin Mutfağı adlı oyunu uzun bir aradan sonra yeniden sahnelerde. Daha önce ilk olarak 1977 yılında Ankara Çağdaş Sahne oyun daha sonra Ankara Sanat Tiyatrosu, İstanbul Şehir Tiyatrosu ve son olarak 2002 yılında Genel Sanat Yönetmeni olarak görev yaptığım Diyarbakır Şehir Tiyatrosu’nda sahnelenen Zengin Mutfağı bu defa yazarın kızı, tiyatro oyuncusu Aslı Öngören tarafından İstanbul Şehir Tiyatroları’nda bir kez daha sahneleniyor. Uzun bir prova döneminden sonra sahnelenen oyunun müzikleri Çiğdem Erken’e, ışık tasarımı Kemal Yiğitcan’a, sahne tasarımı Ayhan Doğan, kostümler ise Nihal Kaplangı’ya ait.

Zengin Mutfağı konusu ve olay kişileri ile güncelliğini hala koruyan bir oyun. Türkiye’ de işçi hareketinin toplumsal bir boyut kazandığı 1970’lerde başlıyor oyun ve 12 Mart askerî darbesi ile son buluyor.

Epik bir tarzda kurgulanan oyunda olaylar iki yıl üzerinden anlatılır. Bu iki yıllık süreçte örgütlü işçilerin protesto yürüyüşü, öğrenci eylemleri, sıkıyönetim ile gelen baskı ve şiddet politikası emek-sermaye çelişkisi ve sınıf mücadelesi “ciddi komedi” bağlamında anlatılır.

Sermayeyi temsilen bir zengin mutfağında 20 yıldır çalışan aşçı Lütfi Usta (Murat Garipağaoğlu) sınıfsal aidiyetini şaşırmış, ülkede yaşanan olayları anlamakta zorluk çeker. Yazar olayları Lütfi Usta’nın tanıklığında anlatır. Aşçı, şaşkınlık içinde olayları izlerken bir yandan da çevresinde bulunan işçilere ‘karışmayın bu işlere’ yaklaşımı ile başlarda mesafeli yaklaşır. Bu olaylar olurken Lütfi Usta ile birlikte mutfakta çalışan bir kız (Irmak Örnek) nişanlanma telaşındadır. Nişanlısı Selim (Ali Mert Yavuzcan) taşralı yoksul bir öğrencidir. Selim evlenecek parayı bulmak için görünmez patron Kerim Bey’in köşküne gelip gitmeye başlar. Selim önce bir tanıdığını ihbar eder. Sonra da köşke yerleşerek Kerim Bey’in adamı olarak saflarını belirlemiş, zengin mutfağında beslenerek azılı bir faşiste dönüşmüştür. Bu ara da işçiler Kerim Bey’in şoförü (Ozan Gözel) ve sendikal çalışma yürüten devrimci işçi (Selçuk Yüksel) örgütlenmeye ve mücadeleye devam etmektedir. Mutfakta bu olaylar yaşanırken arka planda sınıf savaşımı devam ederken oyun boyunca mutfaktaki kişilerin değişim ve dönüşümüne tanıklık ederiz.

Gerçeğe uygun bir anlatım tarzıyla kurgulan bu çok katmalı oyunu sahneye taşıyan yönetmen Aslı Öngören yorumunda olay ve kişileri nesnel bir yaklaşımla gözler önüne sererek olayı ve kişileri bugün yaşayan birer figüre dönüştürüyor. Anlatımını metnin biçimsel özelliğine uygun olarak açık biçim bir üslupla kotaran Öngören, gösterimi canlı müzik ve şarkılarla destekleyerek hem oyuncuları daha işlevsel kılarak oyunsu olanı öne çıkarıyor hem de oyunun ‘sorunsalını’ sempatikleştirerek daha anlaşılır kılıyor.

Öngören anlatımını büyük oranda oyunculuk üzerine kuruyor. Gülümsetici bir şaşkınlıkla saflarını arayan Lütfi Usta jest, mimik, hareket ve gestusları ile anlatımı omuzlayan Murat Garipağaoğlu, Aşçı’nın diyalektik dönüşümünü abartısız bir oyunculuk örneği ile sahneye taşıyor. Yoksul bir öğrenci konumundan tetikçiye dönüşen Ali Mert Yavuzcan bu düşünsel ve ruhsal değişimi keskin bir çizgiyle ayırarak özel bir oyunculuk sergiliyor. Kız da izlediğimiz Irmak Örnek bu değişimi yaşarken biraz pasif kalıyor. Devrimci kimliği ile öne çıkması gereken Selçuk Yüksel’de olayların akışında belirleyici özne konumu tam olarak yansılamıyor. Kerim Bey’in şoförünü yorumlayan Ozan Gözel özenli oyunculuğu ile rolünün düşüncel ve duygusal arka planını bilinçli bir şekilde öne çıkarıyor.

Gerçekçi bir dekor tasarımı ile sahnelenen oyunda mutfak, dönemin özelliklerini yansılamak ve anlatımı pekiştirmek adına özel bir anlam içeriyor. Müzikler ise konunun anlatımında özel bir işleve sahip.

Zengin Mutfağı’nın gösterimi Türkiye’nin içinde bulunduğu mücadele ortamında anlamlı olduğu kadar gerekli ve sahip çıkılması gereken bir oyun. Emeği geçenlere teşekkürler.

Evrensel

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Metin Boran

Yanıtla