Halbank Sanat tiyatro sayfasında bu hafta İstanbul Şehir Tiyatroları’nın “Vişne Bahçesi” adlı oyunuyla birlikte Tiyatro Hal’in “Adiller”, İstanbul Devlet Tiyatroları’nın “Inismorelu Yüzbaşı” ve Tiyatro Artı’nın “Kozalar” adlı oyunlarına yer veriyor. Sena Taşkapılıoğlu Kornhauser’in yazısını okuyucularımızla paylaşıyoruz.
İstanbul Şehir Tiyatroları bu sezon repertuvarına pek çok yeni oyun ekledi. Bunlardan bir tanesi de ünlü Rus yazar Anton Çehov’un ölmeden önce yazdığı son oyunu olan ‘Vişne Bahçesi’. Tüm servetlerini tüketmiş bir aristokrat ailenin, ellerinde kalan son mal varlıkları olan vişne bahçesini de biriken borçları yüzünden kaybetme sürecini anlatan oyun, Çehov’un pek çok oyununda konu ettiği gibi, yükselen burjuvaziyi ve aristokrat kesimin bu yükseliş ile verdiği zorlu imtihanı gözler önüne seriyor.
İstanbul Şehir Tiyatroları bu sezon repertuvarına pek çok yeni oyun ekledi. Bunlardan bir tanesi de ünlü Rus yazar Anton Çehov’un ölmeden önce yazdığı son oyunu olan “Vişne Bahçesi”. Tüm servetlerini tüketmiş bir aristokrat ailenin, ellerinde kalan son mal varlıkları olan vişne bahçesini de biriken borçları yüzünden kaybetme sürecini anlatan oyun, Çehov’un pek çok oyununda konu ettiği gibi, yükselen burjuvaziyi ve aristokrat kesimin bu yükseliş ile verdiği zorlu imtihanı gözler önüne seriyor.
Paris’te, son derece lüks bir hayat süren bu ailenin fertleri, paraları suyunu çekince, memleketleri Rusya’da dönebilecekleri tek yer olan eski çiftlik evlerine geri döner. Ama bu anılarla dolu sıcak yuvada onları tatsız bir sürpriz beklemektedir. Çiftlik evi ile beraber, güzelliği ile Rusya’da nam salmış, eşine benzerine rastlanamayacak olan bir tanecik vişne bahçelerinin de satılması söz konusudur. Dedesi ve babası bu çiftlikte hizmetkâr olarak çalışmış ama önüne gelen fırsatları iyi değerlendiren ve çok zengin olan şimdiki aile dostları Lopahin, ısrarla vişne bahçesindeki ağaçları kesmek ve yerine yepyeni yazlık evler yapmak için Ranyevskaya’yı ikna etmeye çalışmaktadır. Bu şekilde tüm borçların ödenebileceği ve hatta kâra bile geçilebileceği aşikardır. Ama geçmişe son derece bağlı, hayaller dünyasında yaşayan Ranyevskaya ve kardeşi, burunlarından kıl aldırmamakta ve Lopahin’in önerilerini inatla geri çevirmektedir. Ama ister onların rızası ile ister zorla ya da mecburiyetten, vişne bahçesinin kaderi yok olmaktır.
Yönetmen Engin Alkan oyunu sahneye taşırken, Çehov’un 1900’lerin başında yazdığı bu oyuna günümüz şartlarından bakarak değişim ve yenilenme kavramlarını araştırmayı hedeflemiş. Kentsel dönüşümün tavan yaptığı, kimi çevrelerin buna şiddetle karşı çıktığı kimi çevrelerin ise bundan fayda sağladığı bir dönemde yaşıyoruz. Eskiye rağbetin azaldığı, değişim rüzgârlarının tozu dumana kattığı bir süreç bu. Toplumun istisnasız ortaklaştığı ve arzu ettiği bir şey elbette değişim. Ama her değişim yenilenme manasına mı geliyor? Değişen değerlerin yeni anlamlar yaratmaya gücü var mı? Ya da çaba sarf edilmediği takdirde, eskinin çöküşü toplumu yeniye, iyiye ve ilerlemeye götürür mü?
“Vişne Bahçesi”nin dekoru oldukça dikkat çekici. Üç tarafı tahta panolarla çevrilmiş bir bahçenin içinde, boydan boya, uzun bir yemek masası ve üstünde tepetaklak olmuş ve kurumuş bir ağaçtan kocaman bir avize. Dekorun temsiliyeti o kadar güçlü ki, metini bilen biri için bir bakışta oyunu özetliyor. Ama oyunu izlerken uyandırdığı his, dekorun oyundan önce yapıldığı. Yani, sanki önce dekor yapılmış, sonra da oyun içine yerleştirilmeye çalışılmış. Özellikle uzun masa, pek çok sahnede oyunun ayağına dolaşıyor gibi. Sahnenin üç tarafını çevreleyen tahta panolar, inşaatların etrafını saran tahta perdeleri andırıyor. Bu bakımdan çok başarılı bir uygulama.
Kostüm ve makyaj tasarımları son derece başarılı. Lopahin dışında tüm ahali benzer bir makyaj ve kostüm tarzı ile tanımlanmış. Lopahin ise o kat kat kostümleri ve o ağır makyajı taşımıyor. Çünkü o, yeni gelen çağın habercisi. Görsel öğelerle bu durumun yansıtılmasının yanı sıra, oyundan gelen göstergelerle de bunun altının çizilmesine biraz ihtiyaç duyuluyor.
Şarlotta rolünde Işıl Zeynep Tangör, performansı ile gerçekten seyirciyi etkiliyor ama oyunun içine yerleştirilmesinde rejisel bir sorun yaşanmış sanki. Bağlayıcı bir unsur olması istenirken, akıcılığı engelleyen bir etkene dönüşüyor. Engin Alkan’ı yönetmen ve oyuncu olarak takip eden bir izleyici kitlesi var. Bu, oldukça önemli bir başarı. Takipçilerinin mutlaka gidip görmesi gereken bir oyun “Vişne Bahçesi”. Sezon sonuna kadar Şehir Tiyatroları’nın farklı sahnelerinde oynamaya devam edecek olan oyun, Çehov hayranları için de görülmesi gereken bir yorum.
Vişne Bahçesi
Yönetmen: Engin Alkan
Yazar: Anton Çehov
Oyuncular:Aslı Nimet Altaylar, Başak Erzi,Berna Adıgüzel, Cemal Ahhan Şener, Çağlar Polat, Destan Batmaz, Emre Şen, Engin Alkan, Erhan Abir, H.Samet Hafızoğlu, Hümay Güldağ,
Yer: Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi-İstanbul
Tarih : 18, 19, 20 Ocak 2013 20.30 15.30
Tel: 0212 455 39 19