“…biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz. Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler. Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce.” Hrant Dink
Her söz, her özgür duruş karşısında şiddetini ortaya çıkartıyor. Şiddet yükseldikçe her defasında kazanan bir grup zavallı oluyor. Toplum olarak bizler büyük bir suskunluk krizine itiliyoruz adım adım. Susmak ve kabullenmek bir travmaya dönüşüyor.
Şiddetin ortaya çıktığı her dönemde, susturulan ve bastırılan aslında kendi aklımız oluyor. Aklımız ve duygularımız bir bir elimizden alınırken, insan olmanın en temel dürtüleri de yok olup gidiyor. Sonrasında ne aklımızla ne de duygularımızla bakabiliyoruz gelişen olaylara. Tanık dahi olamıyor, coğrafyamızın eli kanlı katilleri arasında kayboluyoruz.
Bu ülkede güvercinlere dokunuluyor, kir bulaştırılıyor, kanatları kırılıyor, uçmaları engelleniyor ve en nihayetinde katlediliyorlar. Hrant güvercinlerimizden sadece biriydi kentin ta içinde yaşayan, uçmaya çalışan, sözünü esirgemeyen, yüreğini ve aklını ortaya koyan… Hrant kentin ta içlerinde yaşarken, üstelik en kalabalık caddelerden birinde, arkadan, kalleşçe, şiddetle susturuldu.
Tiyatro-Performans Süre 55 dakika
Yazan vetiyatro
Yöneten Nevzat Süs
Müzik Arto Tunçboyacıyan
Işık-Efekt Emre Sarı
Fotoğraf Cem Ersavcı
Oynayanlar
Müge Saut, Aykut Söyük, Eda Sırt, Erkan Akbulut, Ezgi Burçin Serdar, Esra Lora Yılmaz