Betül Memiş Haber Türk Gazetesi’nde yayınlanan son yazısında 2000 yılında sahnelere merhaba diyen Tiyatro Boyalıkuş’un “Çıkmaz Sokak” isimli oyununu kaleme almış. Okuma tiyatrosu formunda seyirciyle buluşan oyunu Meşrutiyet Dönemi yazarlarından, Fecr-i Ati topluluğunun kurucularından Şahabeddin Süleyman’ın 1912’de kaleme almış. ‘Çıkmaz Sokak’, Meşrutiyet Dönemi’nde, İstanbul’da yaşayan eşcinsellerin entrikalarını ve günümüzdeki ‘namus’ algısı üzerinden cinselliği ve evliliği anlatıyor. Betül Memiş Tiyatro Boyalıkuş’un Genel Sanat Yönetmeni Jale Karabekir ile yaptığı röportajda yeni oyunları üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirmiş.
“Okuma tiyatrosunda ilk önce önemsediğiniz nedir?
Öncelikle ve özellikle metnin ifşasına önem veriyoruz. Mesela Çıkmaz Sokak, binlerce yıldır kadınlara karşı yazılan oyun metinlerinden sadece biri. Hâlâ günümüzde çok tartışılan bir mesele bu… Bugünden yüzyıl önce yazılmış olan Çıkmaz Sokak’a bugünün gözüyle bakıyoruz.
Bugünün gözüyle gördüğünüz nedir peki?
Bu yüzyılda çok da fazla bir şey değişmemiş. Eşcinselliğe bakış özellikle de kadın eşcinselliğine bakış neredeyse aynı. Zaten oyun, bizim gibi feminist bir tiyatro için önemli olan bir kavram olan ‘namus’ meselesini temel alıyor. Çıkmaz Sokak, erkek egemen sistemin namus kurgusunu tekrar tekrar üretiyor. Bu anlamda da, lezbiyenliği kadınların namusunu koruyan bir olgu olarak ele alıyor. Oyunun ana karakteri Refika’nın söylediği gibi, cinsellik zaten kadın ile erkek arasında olan ve erkeğin baskın olduğu bir ilişki biçimini olarak kurgulanıyor. Yani bir anlamda, cinselliği erkek cinsel organıyla bütünleştiriyor. Zaten bu da, lezbiyenliğin ‘görünmeyen’ bir olgu olduğunun da altını çiziyor.
Çıkmaz Sokak’la birlikte bu sezon sizlerden başka neler seyredeceğiz?
Repertuardaki oyunlarımızı bu sene tekrar oynuyoruz. 2009 İbsen Ödülleri’ni kazandığımız, Norveçli yazar Henrik İbsen’in 1879’da yazdığı ‘Bir Bebek Evi’, bizim verdiğimiz adla ‘Nora / Nure’de, namus ve şeref meselesine odaklanıyoruz. Oyun, tek bir gösterimle 12 Aralık, saat 20.30’da, Sahne Cihangir’de seyircisiyle buluşacak. İbsen’den sekiz yıl sonra, 1878’de yazılmış başka bir metin de İsveçli yazar August Strindberg’in ‘Matmazel Julie’ adlı oyunu. ‘Bir Bebek Evi’ne bir cevap niteliği taşıyan bu oyunu da, 10, 14, 18 ve 26 Aralık’ta yine Sahne Cihangir’de, saat 20.30’da sahneleyeceğiz. Çıkmaz Sokak’ın ise tek bir gösterimi var: 21 Aralık, saat 20.30… Kısaca, bu sezon oynadığımız bu üç oyun, namus meselesine farklı metinlerle ve farklı biçimlerle yaklaşıyor.
O halde, bu üç oyunun sahnelenmesi de tesadüf değil!?
Evet, bu üç oyunu, yani ‘Çıkmaz Sokak’, ‘Nora / Nure’ ve ‘Matmazel Julie’yi sahnelememiz tesadüf değil. Erkek egemen sistemin kurguladığı bu namus ve şeref kavramlarını feminist bir dramaturjiyle ele alıyoruz. Bundan 100 ya da 150 yıl önce yazılmış bu metinlere bugünün gözüyle bakarak, bugünün tiyatralitesiyle sahnelemeye çalışıyoruz. Hepsinde farklı tiyatral biçimler kullanıyoruz. Özellikle de, kadına yönelik şiddetin ciddi bir şekilde arttığı bu dönemde, bu oyunları oynamamızın gerekli olduğunu düşünüyoruz.
Bugün bile hâlâ bu mevzuları aşamamışken, o tarihlerde bu eserleri yazan üstatlar büyük savaşlar vermiş olmalı?
Bu üç metin de yazıldığı döneminde, büyük tepkiler almış. Şahabeddin Süleyman, bu oyunu yazdıktan sonra, maalesef lisedeki müdürlük görevinden bir süre uzaklaştırılmış. Edebi çevrelerden, Yakup Kadri gibi bazı arkadaşları dışında, çok ciddi eleştiriler almış. Hatta lezbiyenliğin Osmanlı toplumunda olmadığı, bunun tamamen batıdan alındığını ve bu oyun oynandığı takdirde, kadınlara kötü örnek teşkil edeceği bile söylenmiş. Tabii ki Çıkmaz Sokak, döneminde oynanamamış. Dünya prömiyerini bizlerin yaptığını söyleyebiliriz. Ayrıca araştırmalarımızın ışığında, Çıkmaz Sokak’ın bu coğrafyada yazılmış, bilinen, ilk lezbiyenlikle ilgili oyun olduğunu da söyleyebiliriz. Ancak o dönemin edebiyatına baktığımızda, özellikle Ahmet Rasim’in romanlarında lezbiyenliğin anlatıldığını da görüyoruz. Özellikle ‘Hamamcı Ülfet’ adlı kısa romanını okuyuculara tavsiye ederim.
Peki memleketim coğrafyasında durum böyleyken, yurt dışı kotasında nasılmış?
İbsen ve Strindberg için de durum maalesef aynı. Konu kadın meselesi olunca, namus ve şeref işin içine girince, onlar da dönemlerinde çokça eleştiri almışlar. Kendi ülkelerinde Norveç ve İsveç’te, hem Bir Bebek Evi, hem de Matmazel Julie prömiyer yapamamış. İkisinin de prömiyeri Danimarka’da gerçekleşmiş. Bir Bebek Evi’nde evini, eşini ve çocuklarını terk eden Nora karakteri hâlâ tartışılıyor. Matmazel Julie ise sınıf ve toplumsal cinsiyet çelişkisini, gerilimini anlattığı için hâlâ güncelliğini koruyor.”
Bilgi ve oyun programı için: www.tiyatroboyalikus.com / Tel: (212 245 21 09)
Habertürk