Mimesis Haber/ Çağdaş Drama Derneği tarafından Şanlıurfa’da düzenlenen 21. Uluslararası Eğitimde Yaratıcı Drama Seminerine katılan Şanlıurfa Doğa Koleji uygulamalı dersler öğretmeni Buket Kara, IDEA başkanı İngiliz drama uzmanı Patrice Baldwin’in Mantak İnsanları atölyesine dair kişisel izlenimlerini ve atölye notlarını bizlerle paylaştı. Yazının katılımcının gözünden çalışmaya dair izlenimler şeklinde okunması yerinde olacaktır.
Drama alanında gelişme olabilmesi açısından kamusal bilgi ve deneyim paylaşımı oldukça önemlidir. Mimesis Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu/Drama sayfalarında eğitimcilere model oluşturabilecek uygulama örneklerini imkânlarımız ölçüsünde düzenli yayınlıyoruz. Katılımcının maddi karşılığını ödeyerek katılabildiği drama atölyelerinin sonuçları ve atölyeden edindiği deneyimler konusunda kişisel yazılar yazmasının önünde hiçbir hukuki engel bulunmamaktadır. Türkiye’de drama alanında bu konuda bir tartışma olduğu açıktır. Drama alanında hem kurum ve derneklerin gelişmesi, hem de drama ile ilgilenen eğitimciler açısından bilginin özgürce paylaşılması inancıyla deneyim paylaşımları yapılması her anlamda teşvik edilmelidir.
Ayrıca Çağdaş Dramada Güncel gelişmeler adlı panelde Patrice Baldwin’in konuşmasına dair notlar da yazıda bulunmaktadır. Bu bölüme panelin doğru anlaşılabilmesi açısından Çağdaş Drama Derneği resmi web sayfasından bir bölüm de eklenmiştir.
IDEA başkanı sayın Patrice Baldwin hakkında http://www.patricebaldwin.com kişisel web sayfasından da bilgi alabilirsiniz. Ayrıca Patrice Baldwin çalışmaları hakkında google videolar bölümüne “Patrice Baldwin drama” yazarak tarama yapılmasını tavsiye ediyoruz.
MANTAK İNSANLARI ATÖLYESİNDEN İZLENİMLER
Mantak insanları nedir, ne değildir, kimdir bu insanlar gerçekten? Seminere bütün bu soruların cevabını merak ederek başladım. Artık Patrice Baldwin liderliğinde “Mantak İnsanları” adlı oturum başlamıştı. Merak ettiğim bütün soruların cevabını almak için sabırsızlanıyordum.
15.11.2012
“Drama Balonu” adlı etkinlikle ilk ısınma çalışmasına başladık. Katılımcılar ve Patrice Baldwin liderliğinde bir daire oluşturduk. Patrice Baldwin elinde bir balon varmış gibi balonu bizlere attı. Herhangi bir katılımcının eline geçen balon diğer bir katılımcıya atıldı. Bütün katılımcılar elinde bir balon varmış gibi hissederek diğer katılımcılar ile birlikte “Drama Balonu” etkinliği gerçekleştirildi. Daha sonra dinlenen müzik eşliğinde serbestçe yürüme gerçekleştirildi. Bu yürüme esnasında karşılaştığımız kişileri jestlerle karşıladık. Hayali bir yerde yürüyormuş gibi yaptık.
Patrice Baldwin dramayı gerçekten ciddiye almamız gerektiğini vurguladı. Drama dersinin ciddilik isteyen, derin anlayış ve kavrayış, derin bir öğrenme süreci gerektiren bir ders olduğunun önemine değindi. Ve ardından bu dersin sonuçlarının da gerçekten önemli olduğunun gerektiğini söyledi. Bu derste öğretmenin bir amacı ve hedefi olmasının gerektiğini sözlerine ekledi.
Mantak İnsanları kimlerdir? Soru katılımcılara yöneltilerek herkesten fikir ve görüşler alındı. Verilen cevaplar ise; her zaman dil kullanmıyorlar, eski ve ilkel hareketleri kullanıyorlar gibi cevaplar oldu. Patrice Baldwin şu üç şeyi ekledi.
Bildiklerimiz, bildiğimizi düşündüklerimiz ve bilmek istediklerimiz.
Neyi biliyoruz? Neyi bildiğimizi düşünüyoruz? Bağlılık, topluluk bilinci, farklıyız ama aynıyız, birlikte birey oluşturma. Bütün bu kavramlar Mantak İnsanlarına aitti. Kim bilir?
Patrice Baldwin katılımcılara 4’erli grup oluşturmaları gerektiğini söyledi. Oluşturulan bu gruplar Mantak İnsanlarının eğitim ve öğretim hayatı, yeme içmeleri alışkanlıkları, sağlık durumları ve günlük yaşantılarının nasıl olmasını tahmin edip düşündü. Katılımcılara verilen 3’er dakikalık süre sonunda bunlar sergilendi.
Diğer bir etkinlik ise “Performans Atlı Karıncası” idi. Bu çalışmaya Performans Gösteri Dalgası da adı veriliyor. Herkesin sahnede olduğu düşünülüp, tartışma ve konuşmanın asla olmayacağı söylendi. Herkes birbirini görecek şekilde gösterilerini sergiledi. Bu etkinlikte sergilenmek istenen gösterinin ağır çekimde ve donmuş bir imgede olması gerekti. Donmuş karelerden akan kareye doğru gösteri sağlandı. Burada imgeye geçmenin yolu ve yöntemi verilmiş oldu.
1.sahnede görüyoruz eriyor, 2. Sahnede ortaya çıkıyor eriyor, 3. Sahnede ortaya çıkıyor izlenimi verdik. 1. grup bitirdiğinde ağır çekimde donmuş gibi yerine oturuyor, hareketsiz kalındığında diğer grup için sinyal oluyordu. Ve müzik açıldı. Sahneler arası geçiş başladı. Bu tür etkinliklerde çok dikkatli olmamız gerektiği söylendi. Çünkü Performans Atlı Karıncasının gösteriyi, davranışı daha iyi ve daha kabul edilebilir hale getirmesi gerekir. Çocuklar eğer yeterli dikkati göstermezse “Burada keselim” diyebiliriz. Çünkü çocuklar dikkat gösterdikleri takdirde olacakları çok iyi bilmektedir. Patrice Baldwin “Dramada tren gibi davranıyorum, bunu sağlamak durumundayım ve dikkatinizi toplamadıkça parçalara başlamayın. Aşamalar ve girişler çok önemlidir. Davranış kalıplarına dramanın her zaman ihtiyacı vardır” dedi.
Sergilenen sahneler hakkında sorular sorularak cevaplar verildi. Gösterdiğimiz son imgede donup kaldıktan sonrasında da sorular soruldu.
Patrice Baldwin” Soracağımız soruyu çok iyi seçmeliyiz. En temel soruyu tercih etmeliyiz. İyi soru nasıl sorulur? Cevabın evet ya da hayır olmaması gerek. Sorunun kalitesinin de çok önemli olması gerek “ dedi.
Gösterilen etkinliklerin ritüelle bağlantılı olduğu da söylendi. Ve genel değerlendirme yapıldı. Sabah dinlediğimiz müzik tekrardan dinlenilerek jestler yapıldı. Odanın içinde hareket etmeye başladık ve jestler daha stilize edilerek müzikle birlikte dans drama etkinliği yaptık. Jestler abartılı bir şekilde yapılarak sergilendi. Hareketlerden sonra çember şeklini aldık, liderin rolü üstlenildi ve herkes kendi jestini yaptı.
Diğer bir etkinlik ise Mantak İnsanlarının nasıl bir adada yaşadığı tahmin edilerek resim kâğıtlarına çizildi. Etkinlik harita üzerinde gerçekleştirildi. Drama geliştikçe harita üzerine farklı bir şeyler eklenebileceği söylendi. Her seferinde haritaya bir şey söylenebilir, çizilebilir, ne olduğuna dair açıklama yapılabilirdi. Ben haritaya yılan ve böcek resmini çizdim. Çünkü adada olması gerektiğini düşündüm. Liderimizin önünde bulunan taşlardan her katılımcı alarak Mantaklarla ilgili fikirlerini paylaştı. Herkesin bir cümle kurma hakkı vardı. Ve derin cümleler kurulmaya başlanmıştı. Resimlerin altında yer alan daha farklı anlamların olacağı ve taş sayısı kadar önemli olan olayların var olduğu da eklendi. Değişik gruplar oluşturularak, her grup gösterisini sözsüz bir şekilde yaptı. Ardından yapılan yorumlar dinlendi. Patrice Baldwin çocuklara drama dersine 2 olumlu cümle 3. de keşke böyle olsaydı denilebileceğini de söyledi. Sözel ifadelerle öykümüzü anlattık. Buradaki amaç öyküyü anlatıcı olarak canlandırabilmekti. Her grup sırayla gösterilerini sergiledi ve öyküyü canlandırdık. Bu arada Mantakların alkış stilini de öğrenmiş olduk. Patrice Baldwin Mantak Adasına bir ziyaretçinin geleceğini bize yani mantak insanlarına söyledi. Bu adaya gelecek olan ziyaretçi Mantak İnsanlarının artık rüyasına girmiş, kabusu olmuştu. Oluşturulan gruplar sırayla rüyalarını canlandırarak sergiledi. Adaya gelen ziyaretçinin neler getirebileceğini tahmin ederek gösterimizi sergiledik.
16.11.2012
“Liderlik Oyunu” adlı etkinlikle ısınma çalışması yapıldı. Katılımcılar daire şeklini aldı ve 1 kişi daire dışında kalarak diğerlerini görmedi. Katılımcılardan biri lider rolünü üstlendi ve herhangi bir hareket yaparak diğer katılımcılar da aynısını yaptı. Dairenin dışından kalan kişi dairenin içine gelerek lideri bulmaya çalıştı. Lider hareketleri değiştirdikçe diğerleri de aynısını yaptı. Ortada olan kişi de lideri bulmaya çalıştı.
Diğer yapılan etkinlik ise “Taşların Koruyucusu” adlı etkinlikti. Patrice Baldwin yere oturarak içinde taşların bulunduğu kutuyu önüne koydu. Katılımcılardan bir kişi seçildi ve taşları çalması için ses çıkarmaması ve taşları arkaya koyması gerekti. Eğer ses duyulduysa tahmin yapıldı. Taşları çalmayı başarırsak biz kazanmış olacaktık. Çocuk oyunlarını alıp dramanın özüne göre değiştirmeyi amaçladık.
Partice Baldwin “Öğretmenlerin oyun oynarken kendilerini son derece güvende hissettiklerini görüyorum. Grubun çok iyi konsantrasyon sağlaması ve temalarla bağlantı kurulmasının çok önemli bir şeydir” dedi.
İç içe çember oluşturarak müzik eşliğinde nota üretme etkinliğini gerçekleştirdik. Hareketlerle birlikte oluşturulan sesler sergilendi. Burada hem müzik hem beden parçası ile birlikte yapılan etkinlik gerçekleştirildi.
Mantak Adası ile ilgili çizilen haritanın insan bedeni ile bağlantısı kuruldu.
Nehirlere nezaketle yaklaş…
Hava değerlidir…
Bu topraklar kimseye ait değil, biz bu topraklara aitiz…
Mantak Adasında yer alan her şey gruptaki katılımcıların bedenleri ile gösterilip, sözel olarak ne oldukları söylendi. Sonrasında dağıtılan kâğıt ve kalemlerle adada neyi ifade ettiğimizi söyledik. (coğrafi şekillerle ilgili olmak üzere). Ben şu cümleyi yazdım: Ben adadaki bir yağmurum. Mantak insanlarına bereket ve mutluluk veriyorum. Herkes bu cümleye bağlantılı olarak bir cümle daha ekledi. Ben şu cümleyi yazdım: Ben Mantak Adasına yağan yağmurun ardından adaya düşen yıldırım parçasıyım. Yazılan kâğıtlar önümüzde durdu.
Patrice Baldwin “Drama yazımı üreten ve geliştiren bir şeydir. Kişi haline sokmam için yardımcı olmam gerekiyor. Objelerin kendi ağızlarından konuşturulmasında bu tip aktiviteler çok yardımcı oluyor. Çocuklar da bu şekilde yazmaya yönlendirilebilir. Bazı çocuklarda çok yazma kaygısı olduğundan net ve iyi bir cümle çıkması ve önemli olanın uzunluğu değil kalitesidir. Her zaman yazım üzerinde de çok fazla duruyorum” dedi.
Hem yaşadığımız ada ve insanlar hakkında yeteri kadar bilgimiz vardı artık. Hep beraber Mantak insanları olmuştuk artık. Hem ben hem de orada yaşayan kişi kimdir. Dolayısıyla bunu öğrenmemiz gerekiyordu. Bu adada kararlar nasıl veriliyor? Bu aşamayı oturtmak gerekiyordu.
Herkes meslek seçti. Ben ise Mantak Adasında bulunan falcıydım. Ve bunu hareketlerimizle gösterdik. Herkes yürüyerek serbestçe dolaştı müzik eşliğinde. Dışarıdan gelen ziyaretçiyi bekliyorduk. Ve dışarıda ziyaretçi bizi bekliyordu. Ziyaretçiyi dinlemeden önce kararlarımızı nasıl alıyorduk, halkımız arasında toplantılar nasıl idare ediliyordu? Ortaya koyulan taşlar vardı. Taşı alan konuşabildi, kimse taşı 3 kereden fazla alamayacaktı. Karar alınacaksa kararın nasıl alınması gerektiğini bilmemiz gerekiyordu. Herkese konuşma fırsatı verildi ve taşı alan kişiler konuşmaya başladı. Bu toplantıya ziyaretçiyi kim getirecekti, kim olabilirdi? Soruların cevabı taşı alanlar tarafından söylendi. Gelecek olan ziyaretçinin nasıl karşılanacağı da ada insanları tarafından görüşüldü
Ve ziyaretçi geldi. Mantak İnsanları olarak “Hoş geldin” dedik. Ve ziyaretçi konuşmaya başladı. “Çok güzel ve ilginç adanız var. Belki diğer yerleri çok bilmiyorum, diğer topraklara dair bir şeyler var ama şu anda sizin adanız hakkında konuşmak istiyorum. Buranın imgesini gördüm, bu sizi şaşırtabilir. İmgeleri yapma yöntemini bilmiyor olabilirsiniz.”dedi.
Ziyaretçi havadan çekilmiş adanın fotoğrafını gösterdi. “Oldukça büyük bir adanız var. Üstelik çok da kalabalık değilsiniz. Bu kadar mekân olduğu için çok şanslısınız. Size bir önerim olacak. Başka ülkelerin sahip olduğu yerler vardır. Bazılarınızın balıkçılık yaptığını biliyorum. Tekneleriniz yeterince hızlı değiller. Daha hızlı teknelere sahip olabilirsiniz. Çok daha çabuk balık avlayabilirsiniz. Aynı zamanda balık yakalamak için çok yöntem var. Sizlere önerilerim bunlar. Çok sağlıklı halksınız. Ama sizin yaşlılarınız çok yaşlı gözükmüyorlar. Yaşlandıkça daha iyi ve mutlu olmanızı sağlayacak bitkilerim var size bunlardan teklif edebilirim. Sizin sahip olmadığınız teknolojiye sahibiz. Bu teknolojide resimlerin ve imgelerin yakalanması söz konusu. Bunu gibi kameralara sahibiz, isterseniz size verebiliriz.”dedi.
Mantak İnsanlarından biri gelen ziyaretçiye “Bunların karşılığında ne istiyorsunuz?” dedi. Ziyaretçi “çok farklı resimler yakaladık. Toprağın altında ve üstünde olan resimler bunlar. Burada yaşama gibi niyetim yok. Dağların altında parıldayan bir taş gözüküyor. Küçük bir grup olarak buraya gelip o parıldayan taşlardan almak isteriz. İsterseniz size de verebiliriz. Bu taşlar biraz daha farklı. Sonra iz bırakmadan gideceğiz. Daha kolay ve sağlıklı yaşayacağız”dedi.
Mantak İnsanları “Bu taşları ne yapacaksınız?”diye sorar. Ziyaretçi “ Tanıdığım birisi o taşlardan edinmek istiyor, mücevher yapmak istiyor. Bunları farklı adalarda kullanmak isteyen birileri var. İnsanlar farklı şeylere değer veriyorlar” dedi.
Mantak İnsanları bir araya geldi. Ortaklaşa bir karara varmamız gerekti. Ziyaretçi dışarı çıktı ve herkes fikrini söyledi. İsteyenler ve istemeyenler gerekçelerini söyledi.
17.11.2012
Bugünkü oturuma ısınma hareketi ile başladık. Dinlediğimiz müzikle birlikte bizler de müziğin ritmine göre mırıldandık.
Daha sonra mesleklere dair 3 imge dans edilerek gösterildi.( ben falcıya ait olan imgeye gösterdim) Herkes kendi ritüelini belirleyerek ve ritüeli göstererek donup kalındı. Ardından son gelen ayrıldı ve böylelikle ritüelin sırası hatırlanılmış oldu. Son ritüel hareketini gösteren kişi sonrasında ilk kalkan oldu. Oluşturulan ritüeller hakkında yorum yapıldı. Tek bir kişinin bile anlamı değiştirebileceği söylendi.
Diğer bir etkinlik ise tekrar ritüel yapıldı. Toplantı ritüeli gibi. Bütün Mantak İnsanlarının toplanıldığı gibi düşünülerek yaşlıların oturma şekli v.s gibi ritüel oluşturuldu. İlk önce 3 kişinin (yaşlıların) nasıl girecekleri, ne yapacaklarını karar verdikten sonra toplantı alanına girmeleri söylendi. 1 kişi herkesi jestleriyle davet eden kişi seçildi. Bu kişi sonucu yaşlılara bildirecekti. Yaşlılar da Mantak İnsanlarına bildirecekti.
Yaşlıların önünden tek tek Mantak İnsanları geçti ve 3 yaşlı insanı selamladı. Ziyaretçinin teklifini son karara bağlanması için görüşüldü.
Mantak İnsanları tarafından A ve B seçenekleri öne sürüldü. Ziyaretçiyi isteyen ve istemeyenler olarak A ve B taşlarının olduğu yere kendilerinde olan somut nesneler Mantak İnsanları tarafından koyuldu. Sonuç olarak ada halkı gelen ziyaretçiyi çıkan oyların sonuçlarına göre kabul etmedi. Verilen oylar ada halkını ikiye böldü. Ziyaretçinin gelmesini istemeyenler ada halkını ikiye böldü. Ziyaretçilerin gelmesini istemeyenler gerekçelerini açıkladı. Ziyaretçi ada halkını ikna etmeye çalıştı. Ada halkı neden istemediklerinin gerekçelerini açıkladı. Gelen ziyaretçi ada halkıyla konuşmaya devam edip, adadaki toprakların Mantak İnsanlarına ait olmadığını söyledi.”Bu topraklar bize ait değil, biz bu topraklara ait değiliz” Sonuç olarak ada halkı kararını verdi ve gelen ziyaretçiyi kabul etmedi. Fakat gelen ziyaretçi açıklama yapmak istediğini söyledi. Ziyaretçi “sonuçta biz her şekilde adadaki taşları alacağız” dedi. Ziyaretçi adadaki Mantak İnsanlarına onlarla birlikte çalışmak istediğini söyledi.
Mantak İnsanları kendi aralarında çatışma yaşadı ve karara varamadı. İlk defa Mantak İnsanları arasında çatışma yaşandı. Fakat burada bitmedi. Kabilede ilk defa çok ciddi bir zıtlık yaşandı. Ve ritüelistik bir şekilde bu dersten çıktık
Diğer etkinlik ise; 4’erli gruplara ayrıldık. Önemli olan bireysel değil grupla yapılan çalışma olduğu söylendi. Oluşturulan gruplara resim kâğıdı dağıtıldı. Ziyaretçinin gelmesi büyük bir olay olduğundan bununla ilgili resimler çizilerek arşive konuldu. Daha sonra resimlere bakmak için ayağa kalktık. Gruplar daire oluşturdu ve resimlere tek tek bakıldı. Ve gruptakiler yaptıkları resmi anlattılar. Yapılan bütün çalışmalar detaylı bir şekilde incelendi ve açıklamalar yapıldı.
Patrice Baldwin “Eğer çocuklarla çalışıyorsak birbirlerinin fikirlerini öğrenme konusunda ve iş birliği yapma konusunda zorluk çekerler. Bunun için drama iyi bir fırsat. Müfredatı konuya uygun şekilde kullanıyorum. Tüm öğretimde kullanacağımız konuları drama vasıtasıyla verebiliriz. İçinde öykü, mitos ve anlam olmadan hiçbir ritüelin anlamı yoktur. Ritüellerin anlamını sembollerle oluşturmadan bir yere varamayız.” dedi
Tekrar 4’er kişilik gruplar oluşturuldu ve ritüelistik sembolik dans niteliğinde bir çalışma yapıldı. Sonuçta sembolik bir dans draması ortaya çıkarıldı. Zıtlıkları gösteren bir çalışma olacağı söylendi. 15’er dakikalık süre verilerek zıtlıklar üzerinden bir ritüel çalışması (dans draması) yapıldı.
Yaratıcı Dramada Güncel Gelişmeler (yazının bu bölümünde editör tarafından Çağdaş Drama Derneği sayfasındaki ilgili linkten ekleme yapılmıştır. Yazı aynı zamanda mimesis sayfalarında da bulunmaktadır.)
Öğle saatlerine kadar devam eden konulu atölyelerin ardından yöneticiliğini Doç. Dr. Mustafa Sekmen’in üstlendiği “Yaratıcı Dramada Güncel Gelişmeler” konulu panel gerçekleştirildi. Panelde, National Drama ve IDEA (International Drama, Education and Theatre) başkanı Partice Baldwin, IDEA Yönetim Kurulu üyesi Tintti Karppinen ve ÇDD Genel Başkanı, EDERED Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Ömer Adıgüzel konuşmacı olarak yer aldılar. Paneldeki konuşmasında İngiltere’deki drama çalışmalarına yer veren Patrice Baldwin, IDEA’nın çalışmalarından ve İngiltere’de dramada gerçekleşen güncel gelişmelerden söz etti. Finlandiya’nın yaratıcı dramanın eğitim sistemine entegrasyonunda başarılı olduğunu belirten Tintti Karppinen, ülkede öğretmenlerin iyi yetiştirildiklerini ve öğretmen olmak için zor bir süreçten geçmeleri gerektiğini sözlerine ekledi. Ayrıca, şimdiye kadarki eğitimden sorumlu bakanın oldukça iyi çalıştığını fakat son seçimlerin ardından göreve gelen eğitim bakandan yeterince destek göremediklerini belirtti. Dramayı kiminle yaparsanız yapın, okulda, konferansta ya da cezaevinde kalanlarla, herkesin katılımcı konumunda olmasının önemli olduğunun altını çizen Karppinen, tüm olumlu gelişmelere rağmen dramanın hala üvey evlat konumunda olmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
Yaratıcı Drama Çağdaşlaşma Projesidir !
Panelde söz alan genel başkanımız Doç. Dr. Ömer Adıgüzel, dramada dünya genelinde oldukça önemli bir durumda olduğumuzu söyledi. Cumhuriyetin ilk yıllarına ait öğretim programlarında sözü edilen “temaşa”, “temsil”, dramatizasyon” kavramlarının yaratıcı dramayı karşılamadığını belirten Adıgüzel, yaratıcı dramanın ülkemizdeki gelişimini 1980 öncesi ve sonrası olarak ayırmanın yerinde bir tutum olacağını sözlerine ekledi.
Ayrıca, Prof. Dr. İnci San eğer sadece resim ya da müzik eğitimcisi olsaydı, bir sanat formu olması bağlamında yaratıcı dramayı bu noktaya getirmeyecekti diyen Adıgüzel, O’nun bütüncül anlamda sanatlar eğitimi ilkesiyle hareket etmesinin yaratıcı dramayı bugün anladığımız şekline kavuşturmasında önemli rolü olduğunu dinleyicilerle paylaştı. ÇDD’nin bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin ihtiyacı olan drama öğretmenlerini yetiştiren bir eğitim kurumu olma niteliğinde olduğunu ama buna karşın mevcut drama öğretim programının içeriğinin oluşturulmasında hala dernek olarak söz sahibi yapılmıyor olmamızın manidar olduğunu ifade etti. Panelde Ömer Adıgüzel’in en çarpıcı sözü ise, “biz bugün drama eğitimi ile Türkiye’yi çaşdaşlaştırma atılımı gerçekleştiriyor ve eleştiren, duyarlı, demokratik bireyler yetiştiriyoruz” cümlesi oldu. Panel izleyicilerinden, atölye lideri Sanja Krismanovic Tasic, Sırbistan’da drama eğitiminin çok iyi durumda olmadığını, savaştan sonra ülkede genel anlamda pozitif bir hava sürmediğini fakat buna rağmen küçük bir azınlık olsalar da ısrarlı biçimde drama yapmayı sürdürdüklerini ve eğitim programlarında kullanmaya çalıştıklarını ifade etti. İzlanda’dan atölye yönetmek için ülkemize gene Asa Helga Ragnarsdottir ise, ülkenin nüfusunun az olduğunu, dramanın ulusal öğretim programlarına alınması için ısrarla mücadele ettiklerini ve şu anda galip durumda olduklarını belirtti. Panelde son olarak söz alan ÇDD onursal başkanı Prof. Dr. İnci San, 1990′da İngiltere’yi ziyaret ettiğinde drama anlamında Sırbistan’ın durumunda olduklarını söyledi ve bugün hatırı sayılır bir ilerleme kaydedilmiş olduğunu gördüğü için yaşadığı mutluluğu ifade etti. Ömer Adıgüzel’in vurguladığı “çağdaşlaşma projesi” ifadesini çok beğendiğini dile getiren San, bu ifadenin bir slogan olarak değerlendirilebileceğini sözlerine ekledi.
Patrice Baldwin Panel Konuşması: İngiltere’de Drama
IDEA uluslararası bir organizasyondur. Bazı ülkeler sadece uluslararası kongreye çok yakın bir zamanda üye oluyorlar. Çünkü dünya kongresi çok popüler bir etkinlik. Üye rakamları 60-90 ülke arasında değişiyor. 2010 yılında başkan oldum. Normalde 3 yıllık başkanlık süresi vardır. Seçilen bir sürü insan var. Küba’da Garcia diye biri var. Genç IDEA’nın genel sekreteridir. 2013’de yeniden dünya kongresi var. Garcia bu kongre için çok çalışıyor. 3 tane üzerinde çalışılan ana alan var. 1)Araştırma 2) Oluşturma 3)Desteklemek için tanıtım.
Avustralya’daki Drama kongresi için çok yakın bir ilişki içindeyim. Avrupa’da çok güçlü bir bölgesel ağ var. Şu anda UNESCO ile bir anlaşma imzalamaktayız. Özellikle sanat eğitimi hakkında IDEA ile 3 tane etkinlik gösteren işbirliği anlaşması imzaladım. Özellikle sanat eğitimi odaklı bir etkinlik bu. Müzik ve dans da var. Yaptığımız şeylerin odağında eğitim yer almaktadır.
İngiltere’deki drama ile ilgili çok zor bir durumdayız. Eğitimde drama geleneğimiz var. Ve ben mesleki eğitimde dramaya çok önem veriyorum. İngiltere’deki Bakan’a sanat eğitimi müfredatını önerdim, fakat reddedildi. Son yıllarda görebileceğim en gerici eğitim bakanının olduğunu söylemek istiyorum ve bu bakanın uzmanlara danışmadığına çok şaşıyorum. Bir programın drama bölümünü yazdım. Fakat bu çok zor bir işti. İlköğretimde drama çıkartıldı. Okullar isterlerse öğretebilirler. Bu programa karşı protestolar başladı. Bu süreç asla demokratik değil. Dramayla ilgili çok uzun bir geçmişimiz var. Drama uzmanları giderek azalıyor. Okulların% 27’si dramayı bıraktı. En son bırakılan ders ise sanat dersi. Drama öğretmenlerinin İngilizce öğretmesi istendi. Çoğunun eğitiminde drama uzmanı yok. Çoğu öğretmen dramayı drama olarak kullanıyor. Fakat ders olarak giderek azalmaktadır.
18.11.2012
Mantak İnsanlarının karşı çıkmasına rağmen ziyaretçilerin adaya geleceği söylendi. Bir dans doğaçlaması yaptık. Bu doğaçlama biraz daha hareketliydi. Bu doğaçlama dans dramasında görmek istediğimiz şey onlar geldikten sonra neler olabileceğiydi. Sembolik olarak çalıştık. Yaptığımız hareketler son derece enerjisi yüksek hareketlerdi. O insanların ilk geldikleri zamanki hareketleri yaptık. Herkes bireysel bir çalışma yaptı. Herkesin katılımıyla enerji yükseldi. Birlikte bir dans dramasını gerçekleştirdik. Bu dans draması ziyaretçilerin beraberinde getirdikleri yıkım üzerinden oldu. Ziyaretçilere evet diyenler yıkıcı aksiyon olan hareketler, hayır diyenler ise bunlara tepki veren hareketleri yaptı. Dans draması bu iki grubun karşılaşmasıyla gerçekleşti. Finalde hayır diyenler eriyerek toprağa karışıp, evet diyenler mutlu oldu. Evet diyen kişiler hayır diyen kişilerden kendilerine birer eş seçti ve karşılıklı olarak müzik eşliğinde dans draması yaptık. Evet diyenler hayır diyenleri bir odaya dans draması ile gönderdi. Ve evet diyenler Mantak Adasında bulunan eşyaları yağmaladı.
Diğer etkinlik ise; Mantak haritası ortaya konuldu. Ve liderimiz öyküyü anlatmaya başladı. Öykünün sadece bir kısmı anlatıldı. Öykünün geri kalanını anlatmak isteyen kişi kalemi alarak alıp öyküyü harita üzerine çizerek anlattı.
Ve güneş batmadan ziyaretçiler geldi. 3 tane kuşla birlikte geldiler. Gölün kıyısındaki düz araziye koyuldular. Helikopterden inen madenciler hem fikir oldukları insanlarla adanın meydanında akşam çalışma planı yapmak üzere karar verdiler. Adanın yaşlılar başkanı şirketin müdürünü kenara çekti ve ayrı bir konuşma yaptı. Konuşma konusu yargıcın alacağı pay konusuydu. Bu noktada grup ikiye bölündü. Bir yanda yaşlılar, diğer bir yanda da ziyaretçiler vardı ve bu durum canlandırıldı. Daha sonra öykü oluşturma etkinliğine (kolektif rol) tekrar dönüldü. Kalemi alan kişiler oluşturdu öyküye göre haritaya şekiller çizdi. Daha önceki oturumda kâğıtlara yazılan cümleler sırayla okundu. Kâğıtlara ziyaretçiler geldikten sonraki durumu değerlendirerek bir cümle yazdık. Ayağa kalktık ve kâğıtları elimize aldık. Yazılan cümleler birbirini tamamlayacak şekilde okundu. Cümleler sırasıyla okunmayıp, kompozisyon oluşturacak bir biçimde müzik eşliğinde okundu.
Son gün ise diğer oturum katılımcıları ve biz de dâhil olma üzere herkes kendi gösterisini herkese sundu. Biz Mantak İnsanlarını anlatan gösterimizi sergiledik, Mantaklara ait olan müzik eşliğinde.
Mantak İnsanlarından geriye kalan tek şey:
“Biz Bu Topraklara Ait Değiliz, Bu Topraklar Bize Ait”
Buket Kara/Şanlıurfa Doğa Koleji Uygulamalı Dersler Öğretmeni
Mimesis Haber/Bülent Sezgin