Bilal Akar
Sahnede dudaklarınızdan dökülen kelimelerde, icra ettiğiniz jestlerde, kurguladığınız sahnelerde, yaptığınız tasarımlarda büyük bir tutku var, kimi zaman ihtirasın sınırlarını zorlayan, içinize sığdıramadığınız….
İfade, ifade etmek, ifadeli kılmak, ifade eylemek…
Sadece söylemek değil, anlatmak, anlaşılmak, duyulmak, dinlenmek, cevap verilmek, kaale alınmak, bir iletişim başlatmak… kısa bir ifadeyle ifade edecek olursak:”ifade etmek”
66. günde açlık grevlerinin taleplerini sıralamayı, yazmayı -artık kimse kusura bakmasın- zûl addediyorum. 66 gündür vicdanını gömmüş kimselere 66 gündür basiretlerinin bağlandığını düşünerek bir iki kelam etmenin yerinde olacağına kaniyim.
Hatırlatayım dostlar, siz de zaman zaman muhalefet edersiniz… Kendi alanınızda söylediği sözlere zerrece itibar etmediğiniz devletinizin, bu alandaki söylemlerini baş tacı edersiniz…Bu çelişkili bilinçliliğinizle sosyal bilimler size minnettardır zira oldukça verimli bir çalışma alanıdır…
Bir insanın bedenini ölüme yatırması, hakkını, sözünü, “ifade” etme çabasıdır. Ölüme övgü değil, yaşadığını, var olduğunu söylediğinde — bkz. “ez li virim” — kabul edilmeyen, anlaşılmadığı iddiasıyla yok addedilen bir insanın ifade çabasıdır.
Daha fazla kelama hacet yok zannımca…
…”yazının üslubu yanlış”, “insanlara üstten bakıyor”, “insanları çağırmıyor, dışlıyor”…
Olabilir… Açıkçası şu saatten sonra çok da umurumda değil…
66 günü isterseniz şöyle düşünün:
66 gündür AKM kapalı, şehir tiyatroları yönetmeliği 66 gündür yürürlükte, AKP zihniyeti 66 gündür iktidarda…