Mimesis Çeviri / 80 yıl önce Ted Shawn, 1930 senesi boyunca ABD’yi dolaşan bir erkek dans topluluğu kurduğunda dansın hanım evlatlarına (kibarcası, erkekliklerine dair şüphe olan kişilere) özgü olduğuna dair olan algıyı yıkmayı amaçlamıştı.
Arts Journal. 25 Temmuz 2012, Çeviri: Ömer Ongun
Robert Swinston (önde) ve Germaul Barnes “The Men Dancers: From the Horse’s Mouth” (kostümlü prova). Fotoğraf: Taylor Crichton
Shawn’ın Erkek Dansçıları arasında yer alan hemen herkes Springfield Koleji Beden Eğitimi Bölümü’nden mezundu. Kriz yıllarında, Jacob’s Pillow olarak da bilinen Massachusetts çiftliğini kendi merkezleri haline getirmek için Shawn bu erkekleri çekiçle, baltayla ve kazmayla çalıştırarak daha da sertleştirmişti. Topluluğun turneleriyle ilgili gazetelerde yer alan eleştirilere göre, Shawn’ın mesihsel coşkusu ve erkeklerin kaslı torsolarını ve atletik canlılıklarını sergilemeleriyle onu amacına ulaştırdı.
Siyah-beyaz filmlerde dışarıdaki ahşap bir platformdan atlamaları görülüyor; havaya sıçrayıp kollarıyla darbe indirmede başarılılar.-ki bu ustalık olmasa onların efemine olarak etiketlenmeleri ihtimali var, ancak böyle bir düzende askeri olarak algılanıyorlar. Shawn gizlice lirizme kayıyor ve antik Yunan atletlerinden bahsediyor. Bir çok dansçı 2. Dünya Savaşı’nda askere çağrıldı ve savaştan sonra çok azı dansa dönebildi. Diğerleri için onların performans hayatı sert ekonomik zamanlar açısından umut verici olabilirdi ama onlar da bu işi sürdürmediler ve gençlikleriyle birlikte tarihe gömdüler.
Ted Shawn. 1930lar. Foto: “Jacob’s Pillow” arşivi
Tina Croll ve James Cunningham’ın 1998 yılından bu yana karışık oyuncularla sundukları bir doğaçlamanın, tamamen erkek versiyonu olan The Men Dancers: From the Horse’s Mouth’un Pillow’un Doris Duke Tiyatrosu’ndaki gösteriminin açılışında Shawn’ın Kinetic Molpai klibi gösterildi. Becket, Massachusetts’de (11-14 Temmuz) gösteriyi izleyen biri Shawn’ın ve onun bir arada uyumla hareket eden genç ve dinç adamının, Pillow’ın 80. yıl dönümü anısına From the Horse’s Mouth’ı oynayan bu 25 dansçı hakkında ne düşüneceğini merak etmiş olabilir. (Shawn’ın erkeklerine şu linkten bir göz atın.)
Açılış gecesinde gördüğüm bu dansçılar uzun, kısa, narin, kaslı, genç, olgun, çevik ve biraz sert. Baleyi, tapi, flamenkoyu, cazı, modern dans ve Bharata Natyam’ı kullanıyorlar. Onlar Broadway yıldızları, koreograflar, öğretmenler ve toplulukların sanat direktörleri. Sadece birkaçının uzun kariyerleri oldu: bazılarıysa yeni başlıyor. Irklar gökkuşağını temsil ediyorlar.
Standart toplumsal cinsiyet imgeleri herkese açık. Emanuel Abruzzo bale ayakkabısı ile bir solo sergiliyor ve hemen ardından ayakları daha çok yere basan bir şeyler için gömlek ve pantolonuyla geri geliyor. Bazı eşcinseller bizim bunun farkında olmamıza imkan sunuyor. (Chad Michael Hall kendisi ve ‘partner’inin evleneceğini duyurunca bir alkış kopuyor) Aralıklı köşeli bir sırayla, favori kostümleriyle veya rüya kostümleriyle geçitte bulunuyorlar. (Arthur Aviles’in çember kırmızı kadife eteği veya Germaul Barnes’in küçük beyaz kabuklardan oluşan süspansuarı ve harika bir parlak zinciri) Ve Carol Mullins’in güzel ışıklarının altında ve yıllar boyunca Jacob’s Pillow Dans Festivalini onurlandıran birçok erkek dansçının rastgele slayt gösterilerinin önünde dans ediyorlardı. Bu erkeklerde ortak olan ne? Dans onların hayatı. Gus Solomons Jr. (genç değil ve bir sırt ameliyatından sonra yeni toparlanıyor) bir bastonla yürüyor… Ee, ne olmuş? Sahnede o bir kral.
Pascal Rekoert güzel kostümüyle geçit yapıyor. Foto: Taylor Crichton
From The Horse’s Mouth’un yapısı benzerliği yüceltiyor ve beklenmeyen hazlar sunuyor. Kendine has bir biçimde, üzerinde kırmızı dokunuşlar olan siyah kostümler giyen her oyuncu kısa bir hikaye anlatıyor. Her biri 16 sayılık bir hareket cümlesini yerinde oluşturuyor ve bir kart destesinden çektiği karttaki yönlendirmeyle adımlarını çeşitliyor. Başka bir desteden aldığı yeni bir kartın gösterdiği yolu izleyerek gezici bir bölüm yaratıyor. Bu üç aktivite aynı rotasyonda ve aynı anda oluyor. Dördüncü bir kişi diğerlerinin yaptıklarına dayanarak bir şeyler doğaçlamakta serbest. Bu biraz sert gelebilir; ama bu parçanın farklı cinsiyet yorumlamalarında tecrübeli biri olarak şunu biliyorum ki rahatlatıcı birkaç esneklik bazı katılımcıların sınırlarına riayet ederken diğerlerinin ölçülü şekilde çıldırmasına izin veriyor.
Robert M. Valdez, Jr. Hikayeyi anlatırken Trent Kowalik dans ediyor. Foto: Taylor Crichton
Onların hikâyeleri ilham verici, üzücü, komik ve derinden etkileyici. Oyuncuların çoğu kendi kariyerlerini başlatan bir olaydan bahsediyor. Mentörlerden bahsediyorlar. Cartier Williams, uğursuz bir tanesinden kurtulmak zorundaydı. Harlem Dans tiyatrosunun kurucusu Arthur Mitchell, daha cömert birinden bahsediyor: George Balanchine (slaytlar ve film kliplerinde, genç yetenek Mitchell New York Şehir Balesi’nde kendi rolünü oynuyordu). Billy Elliott’ın Londra ve NewYork prodüksiyonlarında başrollerden birini oynayan Trent Kowalik (17) ise uzun seçim süreçlerini yeniden yaşıyor. Lar Lubovich Juiliard’a girmek için seçmelere katılırken, onun peşinden genç Lar, pütürlü siyah-beyaz içerisinde kendi düzenlemesi olan bir solo ile jürileri etkiliyor.
(Soldan sağa) Chad Michael Hall, Arthur Mitchell ve Arthur Aviles. Arkada: Balanchine’in Agon’unda Mitchell ve Suzanne Farrell. Foto: Christopher Duggan
Toronto’dan inDance’ın direktörü Hari Krishnan, ayaklarını vurarak yaptığı Bharata Natyam dansı çalışmaları neticesinde apartmanlardan atılmasını nükteli bir dille yorumladığı bir sunum sergiliyor. John Heginbotham ise 2011’deki Irene kasırgasından dolayı Mark Morris Dans Topluluğu’nun iptal edilen Jacob Pillow performansı (dansçılar iki gruba ayrılıyor ve çılgınca bir yaratıcılıkla kendilerinden geçerek yağmurun altında sarhoş ve çıplak dans etmelerinin yer aldığı bir performans) sonrası o günle ilgili oldukça komik bir tarifi ekliyor. Aviles İspanyolca ve İngilizceyi karıştırarak Somewhere Over the Rainbow’u söylemeyi ve favori bir Latin tatlısı hazırlamayı anlatılamaz bir birleşimle bir arada sunuyor.
Şundan eminim ki- New York Şehir Balesi eski dansçısı Charles Askegard ve tap dans virtüözü Jason Samuels Smith gibi yeni gelenlerle bile- kulisteki yemeklerde ya da sahne üstündeki işbirliğinde erkekler arasında çok daha serüvenci etkileşimler yaşandı. Ancak açılış gecesinde, port de bras balesi yapan Steven Melendez’ın Hall’la yavaş kaldırmalar ve desteklerle gerçekleştirdiği düeti izlemek enfesti; ya da lanky Kowalik’in, Yusaku Komori’nin sert, sıkı ve sarsak kalça ve sırt hareketlerini yapmaya çalışması da öyle. Ya da Heginbotham’ın Bruno Argenta’nın İspanyol kol jestlerini tekrarlaması da. Todd Allen ve Cunningham sarılıyorlar ve Heginbotham nazikçe onları durduruyor, sanki bir baloda gibi ve Cunningham’a sarılıyor. Dansa olan bağlılıklarından başka hiçbir bağları olmayan bu dansçılar birbirlerinin hareketlerine saygı duyuyor, onları gözlüyor ve onlardan zevk alıyor.
Bruno Argenta uzun zaman önce New York City Ballet’de dansçı olan Nicholas Magallanes’ın Berkshire gökyüzüne atlayışı önünde ‘tap show’unu sergiliyor. Foto: Christopher Duggan
O geceden diğer etkileyici isimler: Norton Owen, Chet Walker, Miguel Anaya, Christopher Caines, Jamal Rashann Callender, ve Joshua Beamish.
Seksen yıl önceki erkek dansçıların bu akıllı, yetenekli profesyoneller için neler düşündüğünü merak etmenin bir anlamı yok. Onları asıl şaşırtan izleyicilerin tüm dans çeşitlerini ve her tür erkeği gönülden ve mutlu bir şekilde alkışlamış olmaları olurdu.