İslam’da Dans Etmek Yasak Mı?

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Mimesis Çeviri / Aşırı tutucular niçin müzik ve danstan nefret ederler?

Slate. 28 Ağustos 2012, Çeviri: Hekim Kılıç

23 Ocak 2011’de Lahore’de Pakistanlı bir dindar, Sufi Evliya Data Ganj Bakhsh türbesinin dışında dans etmekte.Fotograf: Arif Ali/AFP/Getty Images

Taliban güçleri Pazar gecesi Afganistanın güneyinde bir partide 17 kişinin kafasını kesti. Bu saldırı rakip ayrılıklar arasındaki güç mücadelesinin bir parçası olmuş olabilir, ancak bir hükümet yetkilisine göre bu saldırı müzik dinlemek ve dans etmek için gelen katılımcıları cezalandırmak amacıyla düzenlenmişti. Peki müzik ve dans İslam’da yasak mı?

Tartışmalı bir konu bu. Hz. Muhammed sahne sanatları hakkında görünüşte bir takım çelişkili beyanlarda bulunmuş ve bu dogmatik ihtilafın her iki tarafında duran insanlar için koz sunmuştur. Bazı rivayetlere göre Hz. Muhammed Allah’ın, müzisyenleri “maymun ve domuzlara” dönüştüreceğini ifade etmiştir. Öte yandan özel günlerde, Peygamberin biraz müzikten keyif aldığı görünüyor. Bu muğlaklıklar müzik ve dansın statüsüne dair İslam içinde bölünmelere sebep olmuştur. Bunlardan birisi tabiatı gereği mezhep kaynaklıdır: Aşırı tutucu Selefiyyeler ve Vahhabiler genellikle müziği ve dans etmeyi haram ya da yasak olarak görmekteyken, ılımlı müminler helal olarak kabul etmekteler. Allah’a giderek yaklaşmanın bir yolu olarak kendi etrafında dönme ve diğer kendinden geçme hareketleriyle mistik Sufiler İslam dünyasının kendini en çok adamış dansçılarıdır. Diğer bölünme sınıfsal temellidir. Kent elitleri tarihsel olarak dans etmekten sakınmış, onu anlamsız ve saygınlıklarını zedeleyici görmüşlerdir. Diğer taraftan inançlıların büyük bir bölümünü oluşturan kırsal bölgelerdeki Müslümanlar ise zengin dans gelenekleri geliştirmişlerdir.

Yaklaşık 30 yıl öncesine kadar dans etmek kırsal bölgelerdeki Müslüman düğünlerinde bir zorunluluktu tüm dünyada. Örneğin Afganistan’da Peştun erkekleri geleneksel olarak bir halka oluşturarak attan dansını icra ederler. Başka meclislerde, savaş dansları gelenekseldir. Yemenli köylüler sopa kullanarak shabwani dansı icra ederken, Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki erkekler ise razfa dansında birbirlerinin belinden kavrayarak mücadeleyi sergilerler. İslam dünyasında yalnızca kadınlara has danslar da vardır; örneğin Katar, Bahreyn ve Suudi Arabistan’daki ayak basmalı geleneksel muradah ve akıcı bir şekilde icra edilen Yemen sharh dansı gibi çift dansları.

Suudi Arap elitlerinin Vahabizmi agresif bir şekilde ihraç etmeye başlamasıyla birlikte dans karşıtı duyarlılık 1980’lerde aniden yükseldi. Suudi yatırımcılar Mısırlı tanınmış oryantal dansözlerin sözleşmelerini satın alarak, televizyonlarda kalçalarını sallamaları yerine Kuran’dan ayetler ezberlemeleri için onlara ödeme yaptılar. (İslam öncesi bir sanat formu gibi görünen oryantal dans, daha laik olan Mısır ve Türkiye gibi ülkelerde varlığını sürdürebilmiş.) Taliban militanları düğün kutlamalarında dans etmeyi yasakladı, ancak bazı gözlemciler bu hamlenin dans etmenin kendisine yönelik dogmatik karşı gelmeler değil, daha çok kabile geleneklerini ortadan kaldırmaya yönelik olduğuna inanıyor.

Genelde, ılımlı Müslümanlar müzik ve dans etmenin kendisine karşı gelmezken, inançlıların büyük bir kesimi müstehcen hareketleri, açık saçık lirikleri ve evli olmayan çiftlerin dans etmesini cinsel açıdan haram olarak görmekteler, çünkü bunlar İslami olmayan davranışlara yol açabilir. Bu bakış açısı Birleşik Devletler tarihindeki çeşitli dönemlerde Amerikan Hıristiyanları arasında yaygın olan dans karşıtı algıyla benzerlik göstermekte. Protestan bakan Cotton Mather, 17. yüzyılda dans etmenin şeytanın bir yaratımı olduğunu yazmış ve bir “HRİSTİYAN BİR BALOYA KATILMAMALI” diye uyarmıştır [büyük harf kullanımı orijinal metinden alıntı]. 20.yüzyılın başlarında, yeni bir kitapçık yazarları oluşumu dansa sövüp saymıştır. Presbiteryen evangelist William Edward Biederwolf’a ait 1909 tarihli The Christian and Amusements adlı eseri düşünün. Aynen günümüzdeki Suudi aşırı tutucuların oryantal danstan İslam öncesi kültürleri sorumlu tutması gibi, Biederwolf da “dansta cinsiyetlerin birbirine karışması Antik Yunanda cinsel yönelimleri kuşkulu kirlenmiş ahlak sahibi erkekler ve hafifmeşrep kadınlardan kaynaklanmaktadır” diye iddia etmiştir. Bu evangelist şahsiyet, bir cemiyet dansına katılarak “saf ve erdemli bir gencin asla karşılaşmaması gereken düşünce ve hayalleri” deneyimleyen dürüst genç erkeklerin hikayeleriyle okuyucularını dehşete düşürür. Onun iddiasına göre, polis istatistikleri kaç tane genç bayanın kendi bozulmalarını dans etmenin günahkârlıklarına yorduğunu ispatlıyor.

Paylaş.

Yanıtla