Metin Boran
Tiyatro sezonu yaklaşırken, tiyatrolar her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli sorunlar ve sıkıntılarla provalarına devam ediyor.
Ancak bu sezon iktidarın tiyatro sanatı üzerindeki baskısı iyiden iyiye hissedilmeye başlandı. Önce İstanbul Şehir Tiyatroları’na yapılan darbe ile yönetim ele geçirildi, kurumda belirsizlik sürüyor.
Devlet Tiyatroları’nda ise hükümet önce “özelleştireceğiz” dedi, fakat duyumlara göre bu girişiminden “şimdilik” vazgeçti. Önümüzdeki aylarda neler olacağını hep birlikte göreceğiz.
Profesyonel ticari tiyatrolarda ise başta salon, kadro ve ekonomik sorunların yanı sıra baskı kaygısı ve sansür korkusu alanı kuşatmış durumda. Amatör tiyatrolarda ise durum daha da vahim. Bu kategoride tiyatro yapan ve sezona bir yığın sıkıntı ile hazırlanan topluluklar sahne açamama tehlikesi ile karşı karşıyalar.
Bütün bu sorunları tartışmak üzere, Türkiye’de tiyatro alanında örgütlü 19 yapının oluşturduğu “Türkiye Tiyatro Platformu” bir çalıştay düzenledi. Bursa’nın Merkez İlçesi CHP’li Nilüfer Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen çalıştayda ödenekli, ticari ve amatör tiyatroların durumunu ve geleceğini tartışan çeşitli bildiriler sunuldu. İki gün süren çalıştayda alanın sorunları çalıştaya katılan yazar, yönetmen, oyuncu, eleştirmen ve akademisyenlerce enine boyuna tartışmaya açıldı. Nilüfer Belediyesi’ne katkılarından ötürü Tiyatro Platformu adına teşekkür ederim.
Çalıştay sonucunda oy birliği ile alınan kararlar kamuoyuna ve basına sunuldu. Çalıştayı ve Sonuç Bildirgesi’ni yardakçı, yalaka ve besleme basın görmemeyi tercih etti.
Aşağıda çalıştaya katılan kurum, kuruluş ve kişiler ile birlikte sonuç bildirgesini okuyabilirsiniz:
— Uygar bir ülkede devletin sanata desteği, insana yatırımdır, vazgeçilemez.
— Bilim ve sanat özgürdür. Çağdaş ve uygar devlet, sanatın özgürce üretilmesini sağlar, ama sanatın nasıl olması gerektiğine karışamaz. Sanatın içeriği ve biçimi siyasal iktidarların günlük politikalarının konusu değildir, olamaz. Devletin, hükümetin ya da yerel yönetimlerin sanat kurum ve kuruluşları için sanat politikası oluşturması düşünülemez. Erk ancak, siyasi iktidarların değişiminden etkilenmeyecek kalıcı yönetim politikası ile sanata özgür ortam yaratmakla yükümlüdür..
— Sanat ve kültür alanlarına destek; yandaş beslemeye yarayan bir yemliğe veya ihale ve rant sürecine dönüştürülmemelidir. Sanat kurum ve kuruluşlarının belirleyeceği objektif kriterlerle destek oranları oluşturulmalıdır..
— Bakanlıklarda ve yerel yönetimlerde ilgili kuruluş olarak korunacak ve yeni kurulacak tüm sanat kurumlarının özerklik prensibi, Anayasada açık biçimde güvence altına alınmalı, uygulanmalıdır..
— Tiyatroyu, tiyatrocular yönetir..
— Her bir tiyatro kendini yönetir. “Davul sanatçının boynunda, tokmak siyasetçinin elinde” durumu, tiyatro için ölümcüldür..
— Özel, amatör ve ödenekli tiyatrolardaki “Edebi Kurul” ve “Repertuar Kurulu” gibi oluşumlar, tiyatroların sansür, baskı ve servis bataklığıdır. Bir zorunluluk olmaktan çıkmalıdır. Her bir tiyatronun ihtiyaç duyması halinde bu tür komisyonlara başvurmasının önünde zaten hiçbir engel yoktur..
— Ödenekli tiyatrolarda yapılacak her türlü mevzuat değişiklikleri, iktidarların tepeden inmeci yaklaşımları ile değil, en demokratik biçimde çalışanları temsil eden meslek örgütleri ve konuyla ilgili uzmanların katılımıyla gerçekleştirilmelidir. Her türden ödenekli tiyatrolarımızın, modüler bir yapılaşma ile ve yerinden yönetim anlayışıyla düzenlenmesi; sanatsal çizgisini özgürce belirleyecek, enerji ve katkı denetimini kolayca gerçekleştirecek, sanatsal yarışa ve rekabete açık, çok renkli ve “çok sesli” bir tiyatro dünyası oluşturmanın yöntemidir. Bu modüler yapıda görev alacak sanat yönetmenlerinin göreve gelişinde, seçim veya seçilmişler arasından süreli olarak atanması ve repertuarlarını gerçekleştirme yöntemini saptaması bu kurumların toplumla daha iyi bağlar kurmasını sağlar..
— Yine bu kuruluşlar için son zamanlarda sık sık dile getirilen kadrosuzlaştırma, mali açıdan cılızlaştırma düşünceleri ülkemizdeki tiyatro hareketini kısırlaştırmakla eş anlamlı olduğu için kabul edilemez.
— Yaşadığımız çağda sansür ve yasaklamalar asla kabul edilemez. Bu bağlamda özel tiyatroların, amatör tiyatroların, çocuk ve gençlik tiyatrolarının kültürel ve sanatsal hayatımızdaki yeri ve önemi siyasi erk tarafından iyi kavranmalıdır..
— Tiyatro Platformu’nun tarihe karşı sorumluluğu vardır. İktidarların, özgür sanatın hayata geçmesinin engellenmesinde uygulayacağı herhangi bir zor asla kabul edilemez. Tiyatro Platformu önümüzdeki süreçte bilgi gelişiminin, tartışma kültürünün artması için çalıştaylar yapmaya ve kendini kamuoyuna çeşitli eylem ve etkinliklerle ifade etmeye devam edecektir..
İŞTİSAN (İstanbul Şehir Tiyatrosu Sanatçıları Derneği) – Ragıp Yavuz
ASSITEJ (Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Birliği) – Nurkut İlhan,
TOBAV (Devlet Tiyatrosu Opera ve Bale Çalışanları Vakfı) – Bora Özkula
TOMEB (Tiyatro Oyuncuları Meslek Birliği) – Erhan Gökgücü
DETİS (Devlet Tiyatrosu Sanatçıları Derneği) – Mehmet Ege
TEB (Tiyatro Eleştirmenleri Birliği) – Metin Boran
TAKSAV (Toplumsal Araştırmalar Kültür Sanat İçin Vakıf) – Yener Aksu
TÜTİB (Türkiye Tiyatrolar Birliği) – Orçun Masatçı
Batı Karadeniz Tiyatrolar Birliği – Zafer Gecegörür
Amatör Tiyatro Çevresi – Mehmet Esatoğlu
KATİB (Karadeniz’e Kıyısı Olan Kent Tiyatroları Birliği) – Cem Kaynar
Belediye Tiyatroları Girişimi – Gökhan Bulut
Sanatçılar Girişimi – Orhan Aydın
Amatör Tiyatrolar Birliği – Özgür Başkaya
Direklerarası Seyircileri Derneği – Ömer Şahinbaş
Feminist Sanatçılar Platformu – Nazlı Masatçı
İdil Kültür Merkezi – Gamze Mimaroğlu
Tiyatro Eğitim Derneği – Kemal Oruç
Samsun Sanat Tiyatrosu – Yaşar Gündem
Kültür Sanat Sendikası – Vehbi Arslan
Bursa BB Nilüfer Belediye Başkanı – Mustafa Bozbey
İzmir BB Dikili Belediye Başkanı – Osman Özgüven
Bartın Belediye Başkanı – Cemal Akın
Tiyatro Dergisi – Mustafa Demirkanlı
Yılmaz Onay,Yücel Erten, Orhan Alkaya, Nurhan Tekerek, Şenol Tiryaki, Sündüz Haşar, Cengiz Korucu, İbrahim Karamemet