İlker Yasin Keskin
Hepimizin bildiği gibi Sivas’ta bundan 19 sene önce, 2 Temmuz 1993’te Pir Sultan Abdal Şenliklerinde çoğu alevi 35 insan katledildi. “Kahrolsun Laiklik! Müslüman Türkiye!” sloganları eşliğinde Madımak Oteli’nde aydın ve sanatçılar yanarak, boğularak canlarından oldular. Bu her haliyle örgütlü ve organize katliam devletin açık ihmalinin, belki de devlet içerisinden “bazı” odakların üstü örtülü desteğinin de neticesiydi.
Valilik tarafından desteklenen bu şenliğin olduğu hafta şehre Konya’dan, Kayseri’den göstericiler getirilmiş; otelin önüne kaldırım yapma bahanesiyle taşlar yığılmış; koca şehir adeta bir katliam için hazırlanmıştı…
Can Dündar’ın Sivas Katliamı belgeselini izlemenizi tavsiye ederim. O gün, o 24 saat içerisinde neler olduğunu hatırlamak adına… Sanki kaçınılmaz gibi görülen kader anının nasıl yavaş yavaş yaklaştığını görecek; belki de o kaos anında gözü dönmüş kitleye yapılacak küçücük bir müdahaleden nasıl ısrarla kaçıldığına şahit olacaksınız. O gün, orada, 35 insan için uzun yıllar yaşamalarının ve ecelleriyle ölmeleri ihtimalinin nasıl canice çiğnendiğini hatırlayacaksınız.
Sivas Katliamı gerçekleştiğinde ben 12 yaşındaydım. O dönem çevremdekilerin yobazlara lanet okuduğunu hatırlıyorum. Ama dönemin medyasının da etkisiyle insanların Aziz Nesin’in “talihsiz” açıklamalarının katliama davet çıkardığı görüşünü dillendirdiklerini hatırlıyorum.
1993 kritik bir dönemeci işaret eder diye biliyorum. İç savaşın en kirlisinin döndüğü yıllardı… Bu dönem PKK ile “el altından” barış görüşmelerinin olduğu zamanlara da denk gelir. Katliam öncesi 17 Nisan 1993’te Özal (şimdilerde şaibeli olarak nitelenen) kalp krizi nedeniyle ölmüş; yerine Demirel geçmişti. Özal’ın ölümü ile barış görüşmelerinin de suya düştüğü uzun zamandır pek çok insan tarafından dillendirilir. Sivas Katliamının Kürt Hareketi ile yakınlaşmaya başlayan Alevilere, demokrat sanatçı ve aydınlara da bir mesaj olduğu yorumları da yapılır…
Özcesi, bu katliam hem bulunduğu tarihsel arka planı; hem hedef alınan kesimi, hem de kıyımcılarının yer aldığı toplumsal kesim itibariyle Türkiye Cumhuriyeti tarihinde her açıdan önemli bir dönemeci işaret eder.
Peki, aradan 19 yıl geçti ve ne oldu? Türkiye ciddi bir dönüşüm geçirdi ve geçiriyor. Hangi noktaya geldik?
Pek tabi olarak birileri ceza aldı. Bunların bilmem kaç katı sayıda firar edenler oldu. Diğer yandan sanıkların avukatları yani bir anlamda katliamı savunanlar AKP’den ve Saadet partisinden üst kademe yöneticiler oldu.[1] Ve Sivas Katliamı “oyunu” 13 Mart 2012’de karanlık bir final ile son buldu; dava zamanaşımından düştü. Başbakan Erdoğan karar için “hayırlı olsun” dahi dedi.
Aradan 19 yıl geçti. Demokrasi anlamında ne derece ilerlediğimizi görmek adına şu küçük jeste bakılabileceğini düşünüyorum.
Bir kaç gün önce 9 Temmuz 2012’de CHP milletvekili Hüseyin Aygün aleviler için meclise ibadet yeri talebinde bulundu. TBMM başkanı Cemil Çiçek Alevilik için “tarih içerisinde çıkmış bir zenginliktir. İslam’da ibadet yeri camidir ” diyerek H. Aygün’ü konunun uzmanı olan kuruma, Diyanet İşleri Başkanlığına havale etti. Açık ifade etmek gerekirse bu taleple alay etti.
Aradan 19 yıl geçti. 21 Aralık 2011’de Roboski’de 34 genç ve çocuk F16’larla bombalanarak öldürüldü. Bir kara lekeyi daha tarihimize kazıdık. Devlet bir özrü dahi çok gördü. “Parasını verdik işte, daha ne istiyorsunuz” denmeye bile getirildi. Normalden yüksek tazminatlar verilmişti çünkü… Hatta başta kamuoyu tepkisinden çekinildiği için ifade edilemeyen şey yakın zamanda G.K.B tarafından dillendirildi: Aman canım ısrar etmeyin! Ölenler arasında teröristler de vardı. Ellerindeki silahlar sonradan saklanmıştı. O yüzden sivil zannetmiştik öldürülenleri…
Evet… Sivas Katliamından bugüne 19 yıl geçti. Türkiye 2000’li yıllarda AKP’nin kılavuzluğunda demokratikleşme yolunda “çok büyük” adımlar kat etmişti…
[1] Buraya dönük bir listeyi Sol Haber Portalinde yer alan bir haberden okuyabilirsiniz.
1 Yorum
Ilker bey
Yazınızı hem cok begendim hemde bir alevi olarak icim acıyarak okudum. Ellerinize ve yureginize saglık.
Bircok insana ornek gosterilen benim guzel alevi toplumumuz icin endiseliyim. Umarım sizler gibi bize destek veren ve gundeme getirip canlı tutanlar sayesinde olumlu adımlar atılıp hak ettiklerimize kavusuruz.
saygılarımla,