Mehmet K. Özel
tanztheater wuppertal’in beş haftalık londra çıkartması bu akşam (9 Temmuz 2012) “wiesenland”ın gösterisi ile sonlanıyor. yavaş yavaş maratonun bilançoları da çıkarılmaya başlandı.
the telegraph’dan sarah crompton, arkadaşı duayen dans eleştirmenlerinin olumlu-olumsuz görüşlerine de yer vererek genel bir değerlendirme yaptı bile. crompton’a göre ise “bauschian” (bauschvari) olarak tanımlanabilecek şey, hayatın tatlı ve acı anlarını sahnede bir arada ortaya koyan duyarlılık.
wz (westdeutsche zeitung)’dan anne grages’in topluluğun en eski dansçılarından ve şimdiki genel sanat yönetmenlerinden biri olan dominique mercy ile yaptığı söyleşi içerden bir bakış sunuyor.
mercy’nin söylediği ilk şey: “insan bütünüyle şarj oluyor.”
mercy londra’da sahnelenen 10 yapıttan sadece altısında dans ettiği için biraz üzgün gibi. “agua” ve “wiesenland” yapıtlarının özgün hallerinde var olan rollerini, zaman sorunundan dolayı dans edemeyeceğini düşündüğü için wuppertal’deki provalar sırasında pablo aran gimeno’ya devretmiş. sonra da geri almak istememiş; genç dansçıların topluluğun yapıtlarına daha sıkı bağlanmalarını sağlamak için.
26.000 bilet satılan ve her gösterinin kapalı gişe sahnelendiği londra’da, seyirci tarafından sıcak bir şekilde karşılandıklarını ve bu sayede her seferinde bir sonraki gösteri için heves ve gücü kendilerinde bulduklarını söylüyor.
iki günlük aralarla barbican ve sadler’s wells’de dönüşümlü olarak 10 ayrı yapıtın sahnelenmesi 45 tırla gelinen londra’da, sahne arkasında çok da fazla sorun çıkmamış. en ciddi sorun “nefes”in şelale sahnesindeki suyun tazyikinin zayıf olmasıymış; o da biraz gecikmeyle de olsa çözülmüş. “palermo palermo”da da sahne portalini bütünüyle kapatan ve yapıtın ilk saniyesinde arkaya doğru yıkılan duvarın örülmesi farklı bir şekilde gerçekleşmiş.
“beş haftalık maraton uzun muydu?” sorusuna mercy; “hiç de değildi; tam tersine, çok çabuk geçti. sanki bütün gün boyunca hazırlanıp yarım saatte mideye indirilen muhteşem lezzeti bir yemek gibiydi.” cevabını vermiş.
belli bir yorgunluğun olduğunu ancak aynı zamanda enerji dolu olduklarını da belirtmiş. bitiyor olmasının üzüntüsü ile tatilin gelmiş olmasının rahatlığı arasında bir ruh halindelermiş.
topluluğun internet sitesinde londra izlenimlerini paylaştıkları LONDONblog‘dan edindiğim izlenim yorgunluktan çok, enerji ve heyecanın ağır bastığı. blogda bir aydır, eddie martinez başta olmak üzere dansçıların londra sokaklarında ve sahnede çektikleri fotoğraflar, sahne arkası ekibin izlenimleri ve fotoğrafları yayınlanıyor. böyle büyük bir proje deneyimi bu sayede seyirci, eleştirmen ve organizatör bakışlarının yanı sıra içerden bir bakış da zenginleştirilmiş oldu.
““bir daha asla” mı dersiniz, “neden olmasın” mı?” sorusuna mercy, “neden olmasın” şeklindeki bir formülasyonun durumun tabiatına aykırı olduğunu söylüyor ve ekliyor: “inanılmaz bir tecrübeydi; müthiş bir zenginleşme ve ispattı, çünkü böyle bir şeyin mümkün olup olmayacağını bilmiyorduk. bu sayede böyle müthiş delice bir şeyi yeniden yapmak için heves ve cesaret kazandık.”
londra projesinin pina bausch’un hayattayken tasarladığı son proje olmasından dolayı, “acaba pazartesi akşamı sadler’s wells’de son defa selama çıkmanız bir parça da pina bausch’a veda anlamı mı taşıyacak” sorusuna mercy şu cevabı vermiş:
“ben böyle düşünmüyorum. böyle hissetmiyorum da. tamam belki biraz – ama değil de. pina her an yanımızda. topluluğun yaptığı her şey pina ile ilişkili. pina’nın wuppertal’de dans için verdiği savaş ve ulaştığı seviye hala canlı olarak bizlerle. böyle kalması için de bizim yapacak daha çok şeyimiz var.”
tanztheater wuppertal’in emin adımlarla yoluna devam ettiğinin güzel bir kanıtı, 2012-13 sezonu için erkek dansçı sınavı açmış olmaları.
pina bausch’suz ne kadar devam edip edemeyeceği tartışılan tanztheater wuppertal’in yolu belli ki açık…