Ödenekli tiyatroların sanatsal özerkliğini ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeleri protesto eden tiyatrocuların 16 Haziran’da başlattıkları Sanat Maratonu, dün sona erdi… Ama şimdilik!
Kadıköy Selamiçeşme Özgürlük Parkı, ilk kez giden için çocukluğun o uçsuz bucaksız hali gibi geliyor insana. Hangi yöne gideceğinizi şaşırıyorsunuz önce ama ister içgüdü deyin buna ister ses, bir şey sizi maraton sahnesinin kurulduğu tarafa çekiyor. Tepeciğin tam ortasında bir sahne, sahnenin hemen arkasında perdelerle çevrelenmiş bir kulis… Sanatçıların kimi sadece destek için orada kimi sahne sırasını bekliyor. İzleyiciler istedikleri gibi oturmuş sandalyeye, armut koltuklara ya da duvar üzerine, çimene… Hazırlanan meydan çok çok büyük olmasa da izleyiciler alanı tıka basa doldurmuş. Öyle bir keyif ortamı ki ‘festival gibisin katılmak istiyorum’ lafı cuk oturuyor. Ve tam bunu düşünürken, öğreniyoruz ki biz Trabzon Devlet Tiyatrosu oyuncusu Tansel Öngel de bizimle aynı fikirde. “Bu maraton aslında bir eylem ama festival havasında gidiyor, görüyorsun” diyen Öngel, bu durumu tiyatrocuların neşeli insanlar olmasına bağlayıp ekliyor: “Keşke başımızda bu belalar olmasa da her yıl düzenli olarak yaptığımız bir festival olsa.”
Bilmeyenler için söyleyelim, Şehir Tiyatroları, Devlet Tiyatrosu ve alternatif tiyatrolardan sanatçılar, dansçılar, kukla sanatçıları, müzisyenler, pandomim sanatçıları ve sahne artistleri Shakespeare’in ‘Bütün dünya bir sahnedir’ repliğinden çıktı yola. Dekora, kostüme, kuruma ihtiyaçları olduğunu hissetmeden – hissettirmeden, sadece insan gücüyle durmadan sahne aldılar. Hatırlayacaksınız, etkinliğin ilk günden beri Guinness yetkilileri tarafından izlendiğini yazmıştık. Henüz resmi açıklama yapılmadı ama biz müjdeyi verelim: Tiyatro, dans, müzik, şiir dinletileri, söyleşiler, kısa film gösterileri gibi sanatın pek çok dalından gönüllü katılımlarla oluşturulan Sanat Maratonu, bir hafta boyunca 24 saat aralıksız devam eden etkinlikleriyle rekoru kırdı. Bu noktada, önceki rekor nerede kırılmış diye soruyorum Şehir Tiyatroları oyuncusu Sevinç Erbulak’a. Daha önce böyle bir rekorun kırılmadığını söylüyor: “Guinness’e başvurduğunuz zaman iddianın daha önceki sahibini araştırıyor komite. En uzun tiyatro oyunları veya buna benzer rekorlar var ama bizim yaptığımız maraton bir ilk”. Peki gösterilerin bir an bile durmadığı bu maratondan sonra bir şey değişir mi? Bakırköy Belediyesi Tiyatrosu oyuncusu Beyti Engin yanıtlıyor: “Bir şey değişir mi bilmiyoruz ama bizim için artık çok şey değişti. Biz hepimiz daha da yan yana olmayı, en azından olabileceğimizi kendimize gösterdik. Çünkü bu hepimiz için bir ütopyaydı. Kolay kolay bir araya gelemeyiz diye bir kaygı vardı ama şimdi bir aradayız ve çok şey başardık”. Oyuncuların greve gitmesinin konuşulduğunu hatırlattığım Şehir Tiyatroları oyuncusu Caner Çandarlı ise “Bizim grev hakkımız olsa da biz grev yapamazdık. Ne yapacağız, sahneye çıkmayacak mıyız? Biz başka bir şekilde derdimizi anlatırız. İşte burada olduğu gibi” diyor.
Bu arada, Sanat Maratonu’nun, en dikkatli izleyicilerinden biri de Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk. Her fırsat bulduğunda etkinlikleri izlediğini söyleyen Öztürk, ilk günden beri Kadıköylülerin ilgisinden memnun. “ Türkiye ’nin geldiği ortam rahatsız edici” diyen Öztürk, “Sanatçı arkadaşlarımız keşke sorunlarını bu şekilde sokaklarda dile getirmek zorunda kalmasalardı. Buradaki halk kadar yöneticilerimiz de ülkenin sanatçılarının sorunlarını anlayabilse” dedikten sonra “Umarım buradan bir mesaj gider. Sanatçı arkadaşlarımın bu direncini haklı görüyorum ve destekliyorum” diye ekliyor.
Son olarak, bu bir haftanın özetini geçelim… 500’ün üzerinde etkinliğin yer aldığı Sanat Maratonu, en yoğun saatlerini akşamları yaşadı. Ancak sabaha doğru bile izleyici desteğini esirgemedi, koltuklar da sahne de bir an bile boş kalmadı. Bütün etkinlikler tek tek kayda alındı. Sanatçılar ise bir ağızdan söylemeye devam ediyor: “Attığımız bu çığlık duyulup, ‘değişim’ gerçekleşene kadar eylemler devam edecek. Amacımıza ulaşana kadar buradayız!”