[Sabah Gazetesinden Ceren Öner’in BGST/Tiyatro Boğaziçi’nin yeni oyunu Karşılaşmalar hakkındaki yazısını yayınlıyoruz.]
“Sahi, o kadar yabancı mıyız? Sahi hiç karşılaşmadık mı biz? Ne dersin, uzak olduğumuz kadar da ‘aynı’ olabilir miyiz?”
“Tüm dönüşümler, gruplaşmalar, ‘saf’ tutmaların içinde, karşılaştırılanlar, yan yana aynı duvarı ‘renk’lendiriyor…”
18. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında ilk gösterimi ile izleyici karşısına çıkan “Karşılaşma/lar” 30-31 Mayıs tarihlerinde Kadıköy Haldun Taner sahnesinde oldukça ‘ses’ getirecek şekilde sunuldu.
BGST (Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu) sezonun son oyununu, seyirci de dahil neredeyse tüm ekip Festival’de tam da bu kapsama yaraşır şekilde sahneye koydu. Bir çok tanıdık yüz sahnedeydi, sadece benim için; arkadaşlarımı izleyebildiğim için değil, hiç BGST oyunu izlememişler için de yüzler çok tanıdıktı; ‘karşı’larımızda durmalarına alıştığımız, aslında yanımızda ‘bizim’le olan birçokları ile ‘karşılaşma’mızdı sahnedeki.
Son’unu daha ilk sahneden ortaya koyarak seyirciye adeta ‘buyurun cenaze namazına’ diyerek perdesini açtı, Karşılaşma/lar. Ünlü işadamı, inşaat sektörünün önde gelen isimlerinden, ‘laik’, cumhuriyetin ‘yetiştirdiği’ zengin Rauf Bey’in cenazesinde bir mektupla ortaya çıkan, bölünmüş hayatların buluşmaları üzerine kurulu hikâyede, aslında evlatlık olmadığını öğrenen, kimilerine göre ‘sevginin meyvesi’ kimilerine göre ise ‘utancın simgesi’ Estetik Cerrahı Mehmet’in ailesini keşfetme öyküsü, Türkiye’nin dönüşümü üzerinden ve toplumdaki yansımalarıyla oldukça enerji yüklü bir örgüyle ifade olurken, toplumdaki yansımalar, Mehmet ile beraber, ablası ‘yeni’ burjuva, ‘inançlı’ Sümeyra ve çevresindekiler, kardeşi ‘eski’ sosyalistlerden, ’emekçi’ Salih ve mesai arkadaşları ile vücut buluyor.
Hikâye, geniş oyuncu kadrosunun, sahne üzerinde geride duran orkestranın melodilerine eşlik ederek, sözcüklerden zaman zaman daha baskın dans figürleriyle ortaya koydukları performanslar ile oyunun dinamizmini oldukça artırıyor. Türkiye’nin tarihi replik aralarında, yer yer kahkahalara boğan şekilde, yer yer gerçeklerle adeta tokat misali yüzleştirecek şekilde öyküleştirilirken, yansıtıcıda da “Ümraniye” dönüşüyor, “Zonguldak” hatırlanıyor, ‘soru’nlar artıyor, “Kürtler” geliyor, başlıklı fotoğraflarla destekleniyor!
Karşılaş(tır)ma/lar, çok yönlü bir şekilde, insanı anlatıyor, seçimleri, kendilerine ait öncelikleri, uğruna çabaladıkları ile. Herkes kendini ‘koruma’ çabasında, kendi ‘hakkını’ savunma derdinde, ama çoğunlukla da karşısında üzerinden kendini ifade etmekte. Aynı yöne baktıkları düşünülenlerin bile farklılaşmaları, birbirlerinden fersah fersah uzak duranların ise, ‘aynı’lıkları. Hemen herkes kendi ‘mahalle’siyle oradaydı. Özellikle geçtiğimiz 1 Mayıs’ta birçoklarının duyduğu “Antikapitalist Müslüman Gençler” de.
Tüm dönüşümler, gruplaşmalar, ‘saf’ tutmaların içinde, karşılaştırılanlar, karışıyor birbirlerine, yanyana aynı duvarı ‘renk’lendiriliyor ve herkes aynı noktaya bakıyor, ‘karşı’dakini görmüyor, gözlerini yere dikiyor, kendi ile yüzleşiyor !
Festival’de izlememiş olanlar için oyun 9 Haziran’da (19:00) Boğaziçi Üniversitesi Garanti Kültür Merkezi’nde sahnede olacak.
Karşınıza alın izleyin, izlerken yanınızdakini ve hatta içinizdekini göreceksiniz !
Keyifli seyirler !
Ceren Öner
Sabah