Yaşam Kaya
Biteatral’ in İKSV İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında prömiyer yapan oyunu İnsan Sesi, Fransız şair, yazar, ressam, yönetmen Jean Cocteau’nun 1930’da yazdığı bir metin. 2006 yılında Ankara Devlet Opera ve Balesi’ nin sahneye aktardığı, sanat çevrelerince pek bilindik bir metin olmayan oyun, farklı biçimler denenerek sahneye konulması gerekirken, Ayşe Lebriz Berkem’ in rejisi ve oyunculuğuyla sıradan gösteri biçiminde sahneleniyor.
Biteatral Tiyatro Topluluğu’ nun Ayşe Lebriz Berkem’ in akademisyen kimliği çerçevesinde şekillendiği kesin. Akademik alanda çalışan tiyatro yaratıcılarının uygulama alanında çeşitli sıkıntılar çektiklerini görüyoruz. Mesela oyuncunun bundan önce ortaya koyduğu Medea oyununda da aynı olayları gördük. Salt kendisini ön plana çıkarma duygusundan hareketle metindeki katharsis oyuncuyla bütünleşmiyor. Sahnede ruhsal değişim görmedikten sonra oynadığınız oyunu olduğu gibi sahneye koymanın pek bir anlamı yok.
İnsan Sesi’ nde Cocteau, evinin içine hapsolmuş bir kadının yalnızlık korkusunu işlemiş. Korkunun bütününü oluşturan en büyük ayrıntı, sevgiliyle olan çatışmalar. Sevgili telefonun diğer ucunda kadınla hummalı bir sohbete girişiyor. Obsesif karakterimiz erkeğini bir nevi Tanrı yerine koyarak bütün yaşam enerjisini O’nun sözcüklerinde yakalamaya çalışıyor. Monolog şeklinde ilerleyen gösteride yönetim alanında ciddi sıkıntılar var. Kırmızı telefon, derli toplu yatak odası, sessizliği bölen telefon sesi, kadın, oyunda asla içiçe girmemiş.
Yazar metinin girişinde kadını sahneye boylu boyunca yatırmış, bir intiharın anatomisini incelemiş. Ayşe Lebriz yazarın aksine, sıradan ev ortamında, konuyla alakalı olmayan dekor tercihiyle seyriciyi oyundan soğutmayı başarıyor. Ayrıca anlamsız beden hareketleri, sadece yapmak için yapılan bir takım hareketler uzadıkça uzuyor. Kadının kendisini sevgilisine sunduğu eve bakınca insanın içi daralıyor. Öğrenci evini aratmayan sahne tasarımının anlatılan konuyla hiçbir alakası yok. Oyuncunun karakterle bütünleşmeyen rol denemesinden bahsetmeyeceğim. Konu ilerledikçe fonda beliren gölgelere anlam yüklemeye çalışan izleyici konudan büsbütün kopuyor.
Biteatral’in Medea yorumuyla İnsan Sesi oyunu arasında nedendir bilinmez çok benzerlik bulunuyor. Ayşe Lebriz Berkem’ in biraz karakter psikolojisi üzerine çalışması, kendi duygularından arınarak sahnede performansı sergilemesi lazım. İnsan Sesi İKSV Tiyatro Festivali’ nde izlediğim en başarısız oyun. Umarım festival sonrası oyun sil baştan değiştirilerek anlamlı bir bütünlüğe dönüştürülür!