Mimesis Haber / Son yıllarda çağdaş dans alanından genç koreografların daha fazla iş ürettiği, işlerini kamusallaştırmayı daha fazla önemsedikleri ve bunun için daha fazla mücadele ettikleri görülüyor.
Dans alanında yetişen ve hem yurtiçinde hem de yurtdışında deneysel işleriyle göze çarpan isimlerden biri de Aslı Bostancı. Oldukça genç olmasına rağmen eğitmenlik, koreograflık gibi vasıflarıyla da İstanbul’da çalışmalarına devam eden Aslı ile prömiyeri 23 Mayıs’ta 18. Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yapılacak olan son işi ‘Tales in No Language’ arifesinde gerçekleştirdiğimiz kısa sohbeti aktarıyoruz.
Disiplinlerarası deneysel işleriyle kendine özgü bir dil yaratmayı becerebilmiş Aslı Bostancı en son eseriyle 23 ve 24 Mayıs’ta Üsküdar Tekel Sahnesi’nde sizleri bekliyor olacak, Aslı Bostancı çağdaş dans alanında imza attığı iyi işlerden tanıdığımız İlyas Odman ve kesinlikle dikkate ve takibe değer Mutlu San ile beraber performansı gerçekleştiriyor.
İKSV Uluslararası Tiyatro Festivali’nin programında yer almak ile ilgili hislerin ve düşüncelerin neler? Festival senin için neden önemli?
İKSV Uluslararası Tiyatro Festivali’nin programında ilk kez kendi koreografim (tales in no language) ile katılıyorum, bu nedenle ayrıca önem taşıyor. Yaşadığım ve ürettiğim şehir, ülke ile sanatsal olarak var oluşumu paylaştığımı hissediyorum. Şu ana kadar istanbul’da garajistanbul, kumbaracı50, iksv salon…gibi birçok sahnede farklı projeler ile performanslarımı seyirci ile paylaştım; ama, yine de kendi ülkemde ulaşabildiğim kitle, kendi içimizde bir halka da kalıyor maalesef. Bu halkanın bir üst halkasına ulaşmak için festival önemli bir fırsat sağlıyor ve İstanbul seyircisi ile genç çağdaş koreograf sanatçılarına buluşma, tanışma ve paylaşma fırsatı sunuyor.
Şu ana kadar birçok koreografın eserinde yaratıcı dansçı olarak yer aldın. Son zamanlarda kendi koreografilerini de kamusallaştırmaya başladın. Koreograflık yapmak senin için nasıl bir deneyim?
Aslında 2005 senesinden beri kendi koreografilerimi yapıyorum ama tabi ki eğitimimi tamamladıktan ve Fransa’dan döndükten sonra daha büyük prodüksiyonlar yapabilme fırsatını buldum. Ama, tüm bu süreç boyunca genelde başka koreograflar ile de çalıştım ve zaten tüm bu deneyimlerimin getirisi bana geniş bir bakış açısı ve çeşitlilik kazandırdı. Kendi projelerini kurguluyor olmak kendi dilini, seçimini, dünyaya bakışını ve deneyimini ortaya koymak benim için ve üretimini ısrarlı ve azimli bir şekilde devam ettirebilecek olumlu ya da olumsuz motivasyonu yaratabilecek ortamı kendine sağlamak.
Proje yaratmak ve o proje olmak büyük inançlarla büyük hayallerin arkasında durabilmem için çok özel ve paylaşılabilir bir alan yaratıyor.
Mutlu San’la süregelen ve bence oldukça güzel işler yaratan bir ortaklığınız var. Sence bu ortaklığı sürdüren ve besleyen noktalar neler?
Bu süreci ve ortaklığı besleyen en birincil nokta ikimizin de işine büyük bir tutku ile bağlı olması bence. İkimizin de çağdaş bir çizgide, farklı alanların aynı kanalında yaratan sanatçılar olmamızdan birbirini destekleyici bir bütünlük oluşturduğumuzu düşünüyorum. Performansın bütünleyici unsurlarının yan yanalıkları da böylece vazgeçilmez bir ortaklık sağlıyor.
Festival hazırlıkları nasıl gidiyor? Biz seyircilere söylemek ve paylaşmak istediğin bir şeyler var mı?
“tales in no language” ilk olarak 2010 springdance festival_utrecht’te çalışma aşaması performansı yapılan ve görünmezlik üzerinden ilham alarak kurgulanmaya başlayan bir beden, ses, obje ve enstelasyon koreografi projesidir. Yani yaklaşık bir senedir İlyas Odman (performans) ve Mutlu San (ses tasarım) ile üzerinde çalıştığımız bir proje.Bu sürece tanık olmak çok heyecanlı benim için, zaman içerinde proje, kendi içerisinde deneyim kazanıyor ve olgunlaşıyor. “tales in no language” seyirci ile birçok karakter ve durum üzerinden oluşturulmuş katmanlarıyla hafıza kurcalayıcı bir buluşma noktası yaratmaya çalışırken, aynı zamanda da sahne üzerinde tasarlanan imajların verileri seyircinin hafızasında kendi hikayesi ile kavuşuyor.
Bu buluşmaya ortak olmak için tüm sihrimizi fikirlerimize ve bedenlerimize katarak üretmeye devam ediyoruz ve tanışmak, paylaşmak isteyenleri bekliyoruz.
Gizem Aksu / MİMESİS
TALES IN NO LANGUAGE
Konsept ve Koreografi: Aslı Bostancı
Performans: Aslı Bostancı, İlyas Odman, Mutlu San
Ses Tasarımı ve Canlı Müzik: Mutlu San
Üsküdar Tekel Sahnesi
23 Mayıs Çarşamba 20:30
24 Mayıs Perşembe 18:30