Levent Soy
Geç vakit turneden dönmüşüz, ülkenin gündeminden birkaç gün uzaklaşmışız. Yatmadan önce internetten haberlere bir bakalım derken, sabaha karşı Hürriyet’in sitesinden aşağıdaki haberi okudum. Hoş bulduk memleketim.
Tiyatrokare’nin kurucusu Nedim Saban, Emile Ajar’ın aynı adlı romanından uyarlanan “Onca Yoksulluk Varken” oyununu Erzurum’da sahneleyemedi. Fransa’nın Arap mahallelerinden birinde, anneleri fahişelik yapan çocuklara evini açan bir Musevi kadının öyküsünü konu alan oyun, belediye engeline takıldı.
Salon verilmedi
Saban, oyuna salon verilmeme nedeni olarak dekordaki “Kahrolsun Faşizm” yazısını gösterdi: “Sonunda bu da oldu, bir oyun dekoru nedeniyle baskı gördü. Yani dekor sansürlendi! Halen Anadolu’da oyunculardan sabıka kaydı soran bir düzen var. Oyun metinleri isteniyor. Yıllardır Anadolu’da oyuncular fişleniyor.”
http://www.hurriyet.com.tr/magazin/magazinhatti/20313901.asp
Hürriyet.com.tr. 12 Nisan 2012
“Kahrolsun Faşizm” sloganı faşizmin hüküm sürdüğü tüm yönetim biçimlerinde muhalefet tarafından dile getirilir. Ben çocukluğumdan beri bu sloganı duvarlarda görmüşümdür, eylemlerde duymuş, atmışımdır. Muhtemelen pek çok dilde – hatta her dilde – bulunur. İspanyolcası (maldito fascismo) çok yaygınken, İtalyancası (abbasso il fascismo) ahenklidir. Almancası (nieder mit dem Faschismus) ise uzunluğundan anlaşıldığı üzere bir nevi pişmanlık içermektedir.
Yirminci yüzyılda geçen, biraz toplumsal konulara dokunan bir sanat eserinde bu slogan kaçınılmaz olarak kendine bir yer bulur. Ya bir duvara yazılmaktadır, ya bir duvara yazılı durmaktadır ya da bir duvardan silinmektedir.
Ezilenler tarafından yazılır, ezenler tarafından silinir. Ezen ezilen ilişkisinin olduğu yerde yoksulluk zaten bakidir, çünkü ezme sebebi temelde maddidir. Maddi olan her eylemin hukuki bir temeli vardır.
Uygulanması için bir güç gerektirir. Güç sahibi muktedirdir, iktidardır. İktidarın geometrisi piramitsel, dinamiği döngüseldir. Başı ile kıçı birbirinden güç alır. Bu güç keyfi olarak kullanılır, çünkü gücü keyfi olarak kullanmak, kullanan için son derece keyiflidir.
Erzurum’daki belediye bu geometride nereye oturuyor bilinmez ama almış işte o gücü. Onca yoksulluk varken, belediye dekoru okumuş. Okumuş ve kahrolmuş. Kendinden önce kahrolan tüm iktidar mekanizmaları gibi duvarı silmek istemiş.
Bu laf oyunlarını bırakıp sadede gelmek gerekirse, faşizmi kahretmek onun yasal dayanaklarını değiştirmekten geçiyor.
Haberin ikinci paragrafında Saban’ın işaret ettiği gibi, keyfi olarak manipüle edilebilen mevcut düzenlemeler bugün bu sansüre olanak tanıyor mu? Evet tanıyor.
O halde sanatçı olarak yeni ve demokratik bir anayasa çalışmasına müdahil olmak kaçınılmaz! Yoksa kimsenin kahrolacağı falan yok.