Yaşam Kaya
Shakespeare’in en kısa oyunu olmakla beraber dünyada en fazla sahnelenen tiyatro gösterilerinden birisi olan ‘Macbeth’, İskoç Kralı Duncan’ı öldürerek tahtı ele geçiren korkak bir caninin hikâyesini konu edinir. Birleşik Krallık’ta dönen taht oyunlarını, gücü elde tutmak için süregelen savaşları detaylarıyla anlatan yapıtın izlerini bugün bile görebiliriz. Klasik tiyatroda devasa sahnelerde izlemeye alıştığımız ‘Macbeth’in hikâyesini ‘KadroPa’ akla hayale gelmeyecek bir anlayışla, insanları şaşırtarak sahneye koyuyor. Karakterimizin hikâyesini mutfakta menemen pişiren bir ‘deli’ kadın bizlere aktarıyor.
Burak Tamdoğan’ın yönettiği, İstanbul sahnelerinde eşine az rastlanır doğal oyunculuk yeteneğine sahip Simge Günsan’ın oynadığı ‘Macbeth Mutfakta’, menemen kokuları içinde insanlara dünyanın en tanınmış karakterini sunuyor. Soğanlar, domatesler, maydanozlar, bıçaklar, çatallar, kaşıklar oyunun karakterleri. Konuyu geniş biçimde şöyle özetleyebiliriz; sahneye bir kadın çıkıyor, mutfakta ne iş yapacağını anlatıp yemek pişirmeye başlıyor. İşte tam bu esnada ‘Macbeth’in hikâyesini dinlemeye başlıyoruz. Çevresindeki nesneler bir bütünlüğün içinde menemen olmaya doğru yol alırken, oyuncu her bir objeyi Shakespeare’in karakterlerinden birisine dönüştürüyor. Olaylar, nesnelerin içinden fırlayıp karşımızda. Kin, nefret, hırs konunun ana hatları. Seyirciler de sahnedeki gösterinin bir parçası. Olaylar gelişirken birtakım sorularla yönlendirilen izleyen, ‘Macbeth’ trajedisinden çıkarak ironinin keskin çizgilerine yolculuk yapıyor.
Sahnede Olağanüstü Bir Performans
Simge Günsan’dan kısaca bahsetmek lazım. Avustralya doğumlu sanatçı, ailesini Melbourne’de bırakıp Türkiye’ye gelmiş; Müjdat Gezen Sanat Okulu’nda tiyatro eğitimi almış, yurt dışında kazandığı deneyimlerini Türkiye sahnelerine aktarmış… Harika kullandığı yabancı dili sayesinde, Shakespeare’in bizlere ne anlatmak istediğini harfi harfine aktaran Günsan, ‘karakter oyuncusu’ özelliğiyle dikkatlerine üzerine çekiyor. 24 yaşında çok genç bir oyuncu olmasının yanında, proje bazda ortaya koyduğu performans olağanüstü güzellikte. ‘Macbeth’te karşımıza çıkan Kral Duncan, asil şövalyeler, Kral soyundan gelenler, Lady Macbeth, cadılar… Oyunun tüm ana karakterleri onun ellerinde, sesinde, mimiklerinde şekillenmiş. Her bir karakteri kendi sesinde; objelere uygun biçimde canlandırmak kolay bir iş değil. Simge Günsan, trajediyle yoğrulmuş konuda araya kattığı ince esprilerle seyirciyi oyuna bağlı tutuyor. Ben böylesi muhteşem oyuncuyu çok daha büyük oyunlarda görmek isterim. Yeni sezona oyuncu arayan yönetmenler mutlaka ama mutlaka bu genç yeteneği görmeli.
‘Macbeth’i Hiç Böyle Görmediniz
Yönetmen Burak Tamdoğan, basit görünümlü mutfak tercihi ile oyununu etkileyici bir ziyafete dönüştürmüş. Türkiye’de oyun koyan yönetmenlerin çoğunluğu ‘nesne-tiyatro’ ilişkisini bilmiyor. Bu ilişkiyi kavrayan yönetmenlerin sahne başarısını hep birlikte sezon içinde gördük. Serkan Üstüner, Sami Berat Marçalı gibi genç yönetmenler ortaya koydukları gösterilerde ‘nesne’nin gücünü sonuna dek hissetti. Serkan Üstüner ‘nesne-sahne’ ilişkisiyle ‘Yalnız Batı’da sezona damga vururken; Sami Berat Marçalı son yönettiği ‘Uğrak Yeri’ oyununda ‘nesne’nin gücünü seyirciye muhteşem sundu. Burak Tamdoğan’ı da iki yönetmenin arasına koyabiliriz. Sonuçta düşünün ki sahnede yemek pişiren bir kadın, eline aldığı her aleti, sebzeyi, ‘Macbeth’in öyküsünü anlatmak için kullanıyor. Bu tam anlamıyla bir delilik! Ama muhteşem bir delilik var sahnede!
William Shakespeare, öylesine büyük, kudretli bir yazar ki, kaleme aldığı tiyatro oyunları her şekilde sahneye konulabiliyor. Teatral olarak içinden geçtiğimiz karanlık günlerde, siyasal olarak sanat dört bir yandan kuşatılırken, genç grupların, başarılı oyuncuların sahnelerde olması hepimiz için çok büyük şans. KadroPa yeni kurulmuş bir grup olmasına karşın seyirci potansiyelini epeyce yaratmış.
‘Macbeth Mutfakta’ İstanbul Beyoğlu Terminal Sahnesi’nde izlenebilir…
