[Ceyda Ateş’in 30 Nisan 2012 tarihinde İnternethaber sitesinde yayınanan ve tiyatronun özelleştirilmesine karşı çıkan tiyatrocuları eleştiren yazısını okuyucularımızla paylaşıyoruz]
Tam da bu yazıyı yazdığım saatlerde, bazı tiyatrocular ve onlara destek vermek için yanlarında olanlar Muhsin Ertuğrul sahnesi önünde “Çav Bella”yı söylüyorlar.
Çav Bella bir devrim şarkısı, sembolik anlamı var…
İşte bir sabah uyandığımda
Çav Bella Çav Bella
Çav Bella Çav, çav, çav
Elleri bağlanmış bulduğum yurdumun
Her yanı işgal altında
Sen ey partizan beni de götür
Çav bella çav
Beni de götür dağlarınıza
Dayanamam tutsaklığa… diye devam eder sözleri.
Başbakan Erdoğan’ın bugün “tiyatrolar özelleştirilecek” sözleri üzerine devlet tiyatrolarında çalışan “emekçi, özgürlükçü tiyatro “sanatçılarımız” oturmuş bir devrim şarkısı söyleyerek bizi devletten ayıramazsınız, koparamazsınız isyanı içerisindeler.
Bıraksak Halil Sezai’den “İsyeeeeaaaaannnnn” ı söyleyecekler, o kadar tutuşmuşlar…
Tiyatronun, sanatın özgürlük ifade ettiğini söyleyip sonra da bizzat devlet tekelinde ve devlet eliyle yapılmasını desteklemenin sanatsal anlamda bir mantığı var mıdır bilemiyorum.
Bugün bu yaygarayı koparanların sadece girdiği bu çelişkili duruma bakacak olsak bile aslında emekçi, halkçı, özgürlükçü rolüne bürünerek “yan gelir yatarım, devletten paramı alırım, aldığım o maaşla da hükümete istediğim gibi saydırırım” oyununu son derece başarıyla oynadıkları aşikar.
Maaşını devletten alan bir “devlet memuru-sanatçı” ne kadar özgür olabilir soruyorum size?
Tiyatro demek, sanat demek madem özgürlük demek; buyrun işte istediğiniz özgürlüğü veriyor devlet size, daha ne?
Tiyatronun devlet eliyle yapılması, cumhuriyetin despotca “muasır medeniyetler” seviyesine ulaşılma projesinin tutmayan son kalıntılarından birisiydi. Özelleşmesi ne kadar sanatın kapitalist çarklara teslimi gibi görünse de “devlet eliyle” sanat yapılacağına inanmaktan daha akıllıcadır.
Bunu böyle söyleyince de “sen tiyatrodan, sanattan ne anlarsın?” diyorlar ya hasta oluyorum:)
Bu ülkede “tiyatro kutsanmış” gibi davrananlar, halkın vergileriyle aldıkları maaşları unutarak “avam” diye halkı küçümseyen, Beyaz Elitist, küçük bir azınlık yarattılar. Halk sayesinde beslenen ama halktan bir o kadar kopuk… Ve sonra da devletten ayrılmamak için direnişini ” Çav Bella” gibi devrim şarkılarıyla taçlandıran…
Ne kadar da samimiyetsiz…
Sen devlete bağlı olduğun sürece sanatçı değil memursun!
Hayır, böyle deyince de zorlarına gidiyor ama öyle…
Mevzuyu bir de “bunun böyle olacağı Sümeyye Erdoğan’ın geçen sene tiyatroda yaşadıklarından sonra belliydi” diyerek buralara kadar indirgeyen bir güruh var ki oralara hiç girmiyorum bile… Tiyatroların özelleşmesini bu olaya bağlamak tiyatro oynamanın ta kendisidir işte!=
Özelleşen tiyatrolarla birlikte “ay başında giderim maaşımı çekerim, oyun olsa da olur olmasa da olur” zihniyetindeki oyuncular bir güzel temizlenecek mi?
İyi oyuncu, kötü oyuncu herkes hak ettiğini alacak mı?
Parayı devletten değil direkt halktan alacakları için daha çok halka yakın, halka hitap eden oyunlar yazılacak, oynanacak mı?
Olaya bir de bu tarafından bakmak lazım mı?
Şimdi “Çav Bella” söylemek hiç değilse biraz anlam kazandı mı?
Tiyatroya değil, yan gelip yatan oyuncuya “Çavvv” diyecekler şimdi…