Mimesis Haber / Gün geçmiyor ki bir sanat yapıtını daha “ahlaksızlık” şeklinde nitelendirerek hedef gösteren yeni haberler, köşe yazıları ortaya çıkmasın. Sitemizde yakın zamanda,“Şehir Tiyatroları’nda Rezalet Tiyatro” başlıklı Son Devir haber portalinden alıntılayarak yer verdiğimiz haber bunlardan sadece bir tanesi. Son zamanlarda sıklıkla karşımıza çıkan bu tarz haberler maalesef sürecek gibi görünüyor. Mimesis Sahne Sanatları Portali olarak kurulduğumuz günden itibaren sahne sanatlarını ilgilendiren haberlerin yanı sıra sanata karşı engellemelere yönelik bu tarz haberleri de deşifre etme ve duyurma gayreti içerisindeyiz.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen bir yandan bu tarz durumlara tepki gösteren ve karşı durmak için mücadele veren örgütlü bir yapı görünürde yokken bir yandan da www.siyahbant.org sitesi sanatta ifade özgürlüğü için sanattaki sansür vakalarını deşifre eden ve önceki vakaları da araştırıp bir arşiv oluşturma niyetiyle yola çıkıyor ve bu mücadelenin yolunu açıyor. Siyah Bant kendisini şu şekilde tanımlıyor: “Türkiye’de farklı aktörler tarafından farklı yöntemlerle sanata uygulanan sansür vakalarının kent ziyaretleriyle desteklenerek araştırıldığı, web sitesi aracılığıyla belgelendiği ve tartışıldığı, sansürle ilgili kaynakların ve yurtdışından sansür örneklerinin paylaşıldığı bir platformdur.”
Bu girişimin mimarları aynı zamanda işin teorik yanını da kuvvetlendirmek için zaman zaman etkinlikler de düzenliyorlar. Bunlardan birisi de 30 Ocak 2012’de düzenlenen “Sanatta İfade Özgürlüğü ve Sanatçı Hakları” tartışmasıydı. Konuşmacı olarak Avukat Elif Yarsuvat* çağrıldı ve sanatçı katılımcılarla birlikte bir tartışma organize edildi. Elif Yarsuvat’ın hazırladığı sunum üç bölümden oluşuyordu.
İlk bölümde ifade özgürlüğü kapsamı ve sınırları üzerinden bir tartışma yürütüldü. Bu bölümde verilen örnekler Türkiye’de ve Avrupa’da karşılaşılan sansür vakalarından örneklerdi ve de bazı örnekler AİHM’nin (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) aldığı kararları da içeriyordu. “Ucube” heykelden “Yala Ama Yutma” vakasına, “Gitmek” filminin Avrupa’nın bazı yerlerinde yasaklanmasından, Türkiye’de önceki yıllarda gerçekleşen sansür olaylarına kadar bir çok mevzu üzerinden vaka incelemesi yapılarak dinleyicilerin işin hukuki yönü hakkında bilgi sahibi olmaları sağlandı.
İkinci bölümde eser sahibinin hakları gündeme alındı. Sanatçıların günümüzde kendi haklarının neler olduğunun maalesef çok farkında olmadıkları gerçeğinden yola çıkılarak “bir eser sahibinin hangi koşullarda ne gibi hakları vardır, hangi eserler “intihal” hangi eserler “iktibas” olarak değerlendirilir, manevi haklar ve mali haklar arasındaki ayrım nedir, bu haklar devredilebilir mi?” şeklindeki örnekler üzerinden işin hukuki boyutu pratik olarak tartışıldı.
Üçüncü ve son bölümde ise eser sahiplerinin kendi haklarını korumaları açısından eserleri hakkında yaptıkları sözleşmelerden örnekler seçilerek “sözleşmelerde ne gibi hatalar yapılıyor, nelere dikkat edilmeli, hangi şartlarda sözleşmeler kabul edilmemeli” gibi sanatçıların mağdur duruma düşmemeleri için hazırlanmış pratik örnekler incelendi.
Siyah Bant’ın düzenlediği bu etkinlik basit gibi görünse de aslında birçok sanatçıya pratik olarak haklarını öğrenmeleri ve haklarını nasıl koruyacakları hakkında bir farkındalık kazanmaları konusunda yol gösterici olduğunu söyleyebiliriz. Bu tarz etkinliklerin sayısı arttıkça, sanatçılar daha da bilinçleneceklerdir. Bundan sonra da artık geriye yapacak tek bir şey kalıyor “Sansür karşısında örgütlü tavır almak…”
*(Elif Yarsuvat, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, Leiden Üniversitesi’nde Avrupa Birliği Hukuku konusunda yüksek lisans yaptı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde raportör hukukçu olarak çalıştıktan sonra, şimdi İstanbul’da avukatlık yapmaktadır. İnsan hakları hukuku, ceza hukuku, iş hukuku ve sözleşmeler hukuku alanlarında da çalışmaktadır)
Eser Dilsöz / MİMESİS