Mimesis Çeviri – Sir David Hareve ve Mark Ravenhill, destek alan tiyatroların daha çok bilinen ve maddi getirisi olan işleri deneysel olana tercih ettiklerini söylüyor.
Guardian. 19 Şubat 2012, Çeviri: Ömer Ongun
The National tiyatrosu, War Horse [Savaş Atı] adlı oyunları sayesinde 3 milyon pounda varan bir bütçe açığını kapatmayı başarabilmişti. Fotoğraf: Guardian adına Graeme Robertson
Oyun yazarı Simon Stephens’in, kriz nedeniyle tiyatro izleyicisinin daha muhafazakar hale geldiğini iddia edişi, kedinin ulaşamadığı ciğere pist demesi gibiydi. Olivier ödüllü sanatçının son oyunu olan Übü’nün Davası, bir tanıtım başarısızlığı olarak karlı bir Cumartesi akşamı Londra’nın Hampstead tiyatrosunda 277 kişilik salonda 54 kişiye oynadı.
Ancak şu anda İngiltere’nin öncü iki oyun yazarı olan Sir David Hare ve Mark Ravenhill, maddi açıdan sübvanse edilen tiyatroların zorlayıcı veya deneysel işlerden ziyade daha çok bilinen ve maddi getirisi olan işleri tercih ettiklerini dile getirip kaygılarını belirtiyorlar.
Hare, daha az reklam alan bir çok mekanın, kaynaklarında yaşadıkları kesintilerden doğan açığı kapatmak adına gittikçe daha ana akım bir hale geldiğini söylüyor.
“Tiyatroda olan şey toplumda olandan ayrı değil – bir orta sınıf var, bir de düşük bütçeliler” diyor Hare. “Londra’nın merkezinde yer alan, kamu/özel iştiraki olan, oldukça refah butik tiyatrolarınız var ve bunlar sponsorluk almakta gayet başarılılar. Diğer yandan da düşük bütçeli tiyatrolar var, bunlar ise zorlanıyorlar ve ağırlıklı olarak bu derece bir destek alamayacakları bölgelerde yer alıyorlar.”
Komedi türü Londra’daki tiyatro sahnelerinde oldukça baskın. Salı günü, Josie Rourke, bir Restorasyon Komedisi olan The Recruiting Officer ile Donmar’ın yaratıcı direktörü olarak işe başladı. Batı Yakası ise neredeyse tamamen müzikal ve komedilerle dolu ve yeni işlerden yoksun durumda. Alan Ayckbourn’ın Absent Friends’i Noel Coward’ın Hay Fever’ı ve Singin’ in the Rain’i birbirini takiben gösterimlerine başladı.
Destek alan tiyatroların bugüne kadarki işlevi, yeni yazarları ortaya çıkarmak, ticari tiyatrolar için yeterince popüler olamayan zorlayıcı oyunlara yer vermek veya tartışma açmaktı.
Stephens, boş kotuklara rağmen deneysel oyunları sahnelemeyi sürdüren Hampstead gibi önemli mekanları kastederek Theatre Voice web sitesine şu açıklamaları yaptı: “Devlet destekli tiyatroların çok da seyirci bulmayan oyunlar sürdürmesi çok kritik… Devlet desteği bunun içindir zaten.”
Hare ekliyor: “Bir tektipleştirme yaşanıyor. Tiyatrolar birbirinin yerini alabilir hale geliyor. Sanat Konseyi tarafından ayan beyan bir şekilde onaylanmış kamu/özel bir model işletiyorlar ve bu onları daha risksiz hale getiriyor. Birçok tiyatronun çalışması yönetim kurulu toplantılarına gidip çeklerini imzalatmaktan geçiyor. The Bush bir odadan bir bara, sonra da halkla ilişkiler bölümü olması gereken geniş bir tiyatroya evrildi – Cemiyet sınıfına geçti.”
The Royal Shakespeare Kumpanyası’nda yazar olan Ravenhill’in Shopping and Fucking [Alışveriş ve S*kiş] adlı oyunu 1996’da istenmeyen bir Batı Yakası transferiydi. Ravenhill, desteklenen tiyatrolar şimdi ticarete sanattan daha çok değer veriyor ki orada Batı Yakası’nın hit oyunları olan War Horse, The Ladykillers ve One Man, Two Guvnors ortaya çıkmıştı, diyor.
“Ben 87 yılında tiyatrodayken, sanat direktörüleri oyunlarını kimsenin gelmeyeceğini bilerek planlarlardı çünkü onlar kalplerine ve ruhlarına inanırdı” diyor Ravenhill.
“Son 10-15 yıldır bunu söyleyen kimseyi görmedim. Şu anda tartışma ‘Bu Batı Yakası’na geçebilecek mi?’ sorusu üzerine kuruluyor. Buna, ticari bir salonda oynamamış ve dünyanın farklı yerlerinde yüzlerce kez sahnelenmiş, öğretmiş, tartışılmış bir performans olan Sarah Kane’nin Blasted’ından daha çok prim veriliyor.”
Ravenhill desteğin rolünün değiştiğini söylüyor. “Eğer bir tiyatro destekleniyorsa, mümkün oldukça çok sayıda ve çeşitte insana ulaşmanız bekleniyor. Eğer salonun %20’sine oyunuyorsanız, elitist oluyorsunuz. Sahnedeki her şeyin herkese göre olması gerekiyor, ama birçok harika oyun herkese göre değildir.”
Londra Tiyatro Topluluğu’nun başkan vekili olan Nica Burns, Ravenhill’in açıklamalarıyla birlikte konuyu gündemine aldı. “Yıllar bize gerçekten iyi olan şeylerin kalıcı olduğunu gösterdi. Acaba kendisi, İngiliz tiyatrosu yeterince maceraperest olmadığı için mi Beckett ve Ionesco oyunlarının şekillenmemiş ya da keşfedilmemiş olduğunu düşünüyor?” dedi.
Burns, desteklenen bir tiyatroda “herkesin destek paralarının peşinde koşarak sanat kesintilerini kapatmaya çalıştıklarını” belirtti. “Herkes daha çok bilet satmalı.”
Bazı mekanların Batı Yakası tiyatrolarına benzer programlar yaptıklarını söyledi. “Klasik oyunların ticari salonlarda oynanması için haklarını almaya gittiğimde, sıklıkla desteklenen tiyatrolarla rekabet halinde oluyorum. Benim tam bir Amerikan klasiği dediğim bir oyun vardı. Haklarını ben aldım ama hem The National hem de The Donmar onun için yarışıyordu.”
Öte yandan, Londra’daki genel tiyatro manzarasının sağlıklı olduğunu belirtiyor. “The Bush ve The Royal Court yeni yazınlarda lider durumdalar ve merkez dışındaki mekanların işleri çok iyi gidiyor. Theatre503’e bir bakın. The Mountaintop’u sergiledi. Jerusalem ve Enron’u geçip Olivier En iyi Oyun Ödülü’nü aldı ve Broadway’de sergilendi.”
Hare, Londra’daki desteklenen tiyatroların bazılarının hala avangart işler hazırladıklarını söylüyor. Buna bir örnek de National’ın geçen yıl Ipswich cinayetleri ile ilgili hazırladığı müzikal olan London Road’ı gösteriyor.
”Deneysel olanın gettoya itildiğini söylemek o kadar kolay bir şey değil diye düşünüyorum. Herkes kendi sinirine hakim olsa böyle olmaz, ama açıkçası bu tiyatro yönetimine bağlı bir şey ki bence onlar da kendi güvensizliklerini seyirciye yansıtıyorlar.”
“Seyircide bu durumun tezahür etmediğini düşünüyorum – tedirginlik sanat yönetmenleri ve gergin yönetimlerden geliyor”
The National, önce Broadway ve Batı Yakası’na daha sonra da Steven Spielberg filmine dönüşen War Horse [Savaş Atı] sayesinde bu yıl 3 milyon pound fon açığını kapatabildi. Diğer taraftan, Hare diğer tiyatroların buna özenip kar amaçlı bilet fiyatlarına başvurmalarının ise onlar açısından bir hata olacağını belirtiyor.
“David Cameron sinemayla ilgili moronca açıklamalar yaptığı zaman Ken Loach’un dediğine (piyango parasının bir reklam başarısı olan ana akım filmlerde kullanılmasını tartışmıştı) geldik.” diyor Hare.
“The National’ın sanat direktörünün War Horse ile ilgili saçını başını yolup ‘1 milyon pound kaybetmek üzereyiz’ dediğini hatırlıyorum. Eğer War Horse’un geldiğini görüp gerekli hesaplamaları önceden yapan biri olsa, dünya yaşaması daha kolay bir yer olurdu.”