Maltepe Sanat Tiyatrosu’nun Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde sahnelediği “Fehim Paşa Konağı” adlı oyun ‘iki kalas bir hevestir tiyatro’ sözünün canlı bir örneği. Oyun ücretsiz oynanıyor, çoğu başka mesleklerden olan oyuncular bir kuruş almadan canla başla çalışıyor. Maltepe Belediye Başkanı Mustafa Zengin de oyunculardan biri… Özlem Özdemir imzalı söyleşi Milliyet Sanat’ın Ocak sayısı için yayımlanan yönetmen Özcan Alpar ve Zengin’le konuştu.
l Öncelikle oyundan ve neden bu oyunu seçtiğinizden bahseder misiniz?
Özcan Alpar: Fehim Paşa Konağı, Turgut Özakman’ın oyun yazarlığı kariyerinde kilometre taşlarından biri, ülkemizde de çok oynandı. Seçmemizin nedenlerinden biri Maltepe Sanat Tiyatrosu’nun genç ve kalabalık bir kadrosu olması, deneysel çalışmaların da yapılabilecek yapısının olmasıdır. 26 kişilik kadromuz, Başkan da sürpriz yapıp oynadığı zaman 27 kişi oluyor. O olmadığında onun yerine ben oynuyorum.
– Mustafa Bey, ilk kez bir oyunda oynuyorsunuz,nasıl oldu?
Mustafa Zengin: İlk defa oynuyorum. Yönetmenimiz Özcan Alpar ile aramızda bir iddia oldu. Geçen sene, yatarak oynadığı bir oyun vardı. Benim de tuhafıma gitmişti, yatarak oynuyor, hiç ses yok, mimikler var. Ben de, “Çok kolay iş bulmuşsun, koskoca profesör Sedat Küçükay yerlerde yuvarlanıyor, sen de orda yatarak yönetmenlik yapıyorsun. O oyunu ben de oynarım” dedim. O da “Oyna” dedi. Oynayacaktık geçen sene ama olmadı. Bu sene bana o sözümü hatırlattı, biz de hazırlandık.
– Neler hissettiniz, ne kadar çalıştınız?
M.Z.: Arkadaşlarla birlikte olmak, onların çabaları çok hoşuma gidiyor, ben de onların içinde yer almaktan çok mutlu oluyordum. Ciddi ciddi oynayacağım gün heyecanlandım, ondan önce heyecan yoktu. Beraber yaptığımız bir oyun gibi düşündüm ki oyun zaten. Gerçekten bana büyük destek oldular.
– Özcan Bey, siz Başkan’ın oyunculuğunu nasıl değerlendiriyorsunuz, ama torpil yok?
Ö.A.: Başkan ilk defa böyle bir deneyimi olduğunu söylüyor ama doğal bir yeteneği var. Çok içten, ilk tanıdığım günden itibaren o sözünü esirgemeyen yapısı oyunculuğunda doğallığı getiren de bir yapı. Bu benim gözlemim.
M.Z.: Açıkçası ben çok keyif aldım. Ben, tanınmıyorum burada tanınayım, diye bir kompleksle yapmadım bu işi. Bir espriden kaynaklandı, burada da bir paylaşım vardı.
– Bazı eleştiriler gelmiş size, “Bunca iş varken oyunda ne işi var Başkanın?” diye?
M.Z.: Tiyatroya neresinden bakıyorsun? Tiyatro bir iş midir, bir işi mi aksatıp mı yapıyorum? Belediyecilik 24 saat yapılırsa yapıyorsunuz zaten. 24 saatin hesabını vermek zorunda değilim ki! Oyun oynamasın da işine baksın mı diyeceksin? Bunu söyleyen insanlar, esnafı dolaşsana diyorlar. Esnafı dolaşıyorsunuz da günümü böyle geçireceksem geçmiş olsun, diğer işleri kim yapacak? Senfoni orkestrasını kurduğumuz zaman da aynı tavırlar sergilendi.
