Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, Uludere 35 sivilin öldürülmesini protesto etmek için ilginç bir protesto ‘sahneledi’. Boğaziçi Üniversitesi’nde sıradan bir gün gibi başladı. Dün saat 15:00 civarında, öğrenciler ders-kantin-kütüphane arasında her zamanki koşuşturmacalarındayken Kuzey Kampüs’teki kütüphanenin önünden bomba ve siren sesleri duyulmaya başladı. Civardakilerin şaşkın bakışları arasında 35 öğrenci yere yıkıldı. Yerde yatan 35 öğrencinin bedenlerinin etrafından tebeşirle izleri çizildi, üzerlerine Şırnak’ta hayatını kaybedenlerin isimleri yapıştırıldı. İzleyenler giderek kalabalıklaştı. Bombardıman sesleri kesilince, hoparlörden Gülten Kışanak’ın mecliste yaptığı konuşma dinletildi.
Eylemi düzenleyenler arasında son sınıf Siyaset Bilimi öğrencisi Nilgün Yelpaze, “Amacımız katliamın gerçekliğini kampüse taşımaktı. Katliamı bir an olsun kampüste gündelik hayatını yaşayıp gitmekte olan arkadaşlarımıza hissettirmek, anlatmak istedik. Artık kampüsün en sık geçilen yerlerinden birisi olan kütüphanenin önünde yerde 35 bedenin izi ve isimleri var. Eylem bittikten sonra dahi yolu kullanan öğrenciler bu katliamın “gerçek” olduğunu hatırlamaya ve duyumsamaya çalışarak yürüyecekler” dedi.
Eylemciler, çıkardıkları tek sayfalık ‘Pek Radikal’ adlı gazetede eylemin haberini ana akım medyanın gözünden yazarak basının Uludere’de yaşananlara tepkisiz kalmasını eleştirdi. Gazetede “öldürülenler arasında Kürt, Alevi, hatta afedersiniz eşcinsel öğrencilerin de bulunduğu” yazılı. Boğaziçi Üniversitesi yönetimi de eleştirilerden payını aldı. Gazetede “Dün gerçekleşen olayla ilgili uzun süre sessizliğini koruyan okul yönetimi, olayın gerçekleştiği saatlerde öğrencilerin sınavda olmaları, sınavı olmayanların ise ders çalışmak üzere kütüphanenin içinde bulunmaları gerektiğini söyledi” ifadeleri yer aldı.