Zafer Diper
“Yeni Yıl”la ilgili ne diyebilirim dostlara… “Mutlu yıllar” desem, denecek ki “nesi mutlu olacak bu gelecek yılın, başka laf bulamadın mı!” …
Peki o zaman, “Nice sağlık dolu…” Ama biliyorum, daha der demez bu dileğim de yarıda kesilecek: “Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir!” onu mu demek istiyorsun…”
Hani, ters insanlar şu benim dostlar. Onlara sorarsan da, yoo, öyle değil, yalnızca ödün vermez tayfalar… “Aman yahu,” diyorum, “bir yeni yıl dileği işte, n’olmuş yani…”
“Öyle bir şeyler söyle ki bize, ‘tamam’ diyelim, kabul edelim” diyorlar.
Ne dileyim ki size… Dileyebileceğim dilek kalmıyor ortada, onu istemez bunu beğenmez tavrınızla…
Peki, “barış dolu gelecek bir yıl…” Durun tamam, anladım bu yanlışımı da: “dolu” değil de, “umuduyla” diyecektim… Evet doğrusu şu, şöyle söylüyorum : “Barış umuduyla yeni bir yıl dileğiyle…” Nasıl? Bu da mı olmadı? Kötü kötü bakıyorlar gene suratıma. “Ne var gene?”
“Şu var gene: Yarınki bir olası nükleer savaş tüm insanlığın yok olmasıyla sonuçlanacaktır. Savaş ancak sekiz dakika sürecek ve depolanmış binlerce nükleer füzeden yalnızca 200’ü dünyayı yok etmeye yetecektir. Bu benim geçmişten kafamda kalan bir bilgi. Bilmem şimdisi nasıldır…”
Diğeri de ekliyor: “Emperyalizmin, dünyada kökü kurumadıkça, savaşların arkası kesilebilir mi a dost… Şimdi sen ne dileyeceğini iyi bir düşün hele…”
Nasıl bir yeni yıl dileyeceğim ben şimdi?