Tiyatro Ucuzlatma Fırsatları

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Nedim Saban

Bugün size Türkiye’nin ilk klonlanan koyunu Oyalı’nın dört yaşına basmasıyla, Türkiye Tiyatrosu’nun bağlantısını yazmaya hazırlanıyordum ki, Taksim’e çıkma gafleti gösterdim. Taksim Meydanı’nın Ayaspaşa mevkiine uzun süredir uğramıyor ya da uğradığımda metruk biçimde duran Atatürk Kültür Merkezi’ni (AKM) görmezden geliyordum. Bu kez de çürütülen AKM ile çürük değerlerimiz arasında paralellik kuran bir yazı yazmaya karar verdim.

Fakat, gözüme AKM’nin yancağızına dikilen bir kulübe ilişti: Taksim’de hiç salonu kalmayan ve mecburen yıllarca sadece özel tiyatrolara tahsis edilmiş Küçük Sahne’yi kullanan Devlet Tiyatrosu gişesinin yanına yepyeni, şipşirin bir kulübecik dikilmişti. Bu kulübe Tom Amca’nın kulübesi değildi çünkü Tom Amca, çocukluğumuz bitince ölmüştü. İstanbul Devlet Opera ve Balesi’ne ait bir gişeydi. Aslında bunu çözene kadar biraz zaman geçti: Uzun yıllar önce, sahnede çok yetenekli olan ama araba kullanma konusunda çok kısıtlı yeteneğe sahip olan bir hanımın yanlışlıkla AKM’nin otoparkının yanına kulübe diken ve devlet baba dahil olmak üzere hiç kimsenin yıkamadığı bir ‘babaya’ ait kulübeyi, frene basamadığı için yanlışlıkla yıkabildiği öyküsünü anımsadım.

AKM’nin yanında dikilen bu iki gişe bile, “biz oynayamadığımız binanın önünde bilet satıyoruz, halen yaşıyoruz” mesajını verdiği için başlı başına birer ibret öyküsü. Ancak dünyanın bütün medeni şehirlerinde olduğu gibi, meydanlarda tiyatro gişeleri olur, bu gişeler tiyatroların o gece için kalan yerlerini indirimli olarak satar. Bu yerlerin önünde çoğunlukla Japon turistler, 150 dolarlık müzikalleri indirimli izlemek için uzun kuyruklar oluşturur. Bizim İstanbul’da böyle bir gişe bulunmamasının nedenini ben Türkiye Tiyatrosu’nda Japonları sevmemize bağlarım. Oyunda birbirimize “Japonlar gelmiş” demek, reaksiyonsuz seyirci geldi demektir.

Yıllardır özel tiyatrolara yapılan ianelerin yerine köklü çözümlerden söz ederiz ya: benim önerdiğim köklü çözümlerden bir tanesi, özel tiyatroların da kentin meydanlarında biletlerini satabilecekleri gişeler kurulmasıdır. “Biletix, My Bilet filan var” diyecekseniz ama bu çözüm ortakları, dünyadaki her türlü benzeri şirketler gibi, biletin üzerine haklı olarak kendi komisyonlarını ekledikleri için, tiyatro biletlerinin ucuzlamasına değil, tam tersine daha pahalı hale gelmesine neden olur.

Ben, aynen Londra, New York, Paris’te olduğu gibi, oyun günü boş yerlerini indirimli olarak satan ve tüm tiyatrolara hizmet eden bir gişeden söz ediyorum. O gün yeriniz yoksa, gişeye tiyatro olarak bilet tedarik etmezsiniz ama sıraya girmiş olan bir kişiyi başka bir oyun izlemeye teşvik edersiniz. Bizde ise, devlet, yılda bir kez teşvik verir, sonra çekilir. Hatta Maliye Bakanlığı, Devlet Tiyatrosu salonlarına turneye giden özel tiyatrolara zamanında  sembolik kiralara verirken, üç katına çıkartır. Bir de size orada yüzünü bile görmediğiniz on elemanın yevmiyesini ödetir.

İrili ufaklı tüm özel tiyatrolara hizmet eden gişe düşüncemi Devlet Tiyatrosu’nun vizyonu geniş genel müdürü Lemi Bilgin’e iki yıl önce anlattım, hatta bu konuda söz bile aldım. “Devlet Tiyatrosu Müdürü niye özel tiyatrolara ödenek masasında oturur, onun yerine bize böyle köklü yardımlarda bulunsun” dedim. Tiyatro adamı olduğu için mantıklı karşıladı. Tabii kimin meydanını kime bağışlıyorsunuz: Lemi Bilgin’in bir tiyatro sevdalısı olarak çok sıcak baktığı konuyu, çevresindeki büro/sanatçılar, bürokrasiye takmış olabilir. Devlet bu anlamda kenara çekildi: Onun yerine özel fırsat siteleri çıktı.

Çamaşır makinesi, Avşa’ya haftasonu tatili, eşofmanla birlikte tiyatro biletlerini yarı fiyata satıyorlar. Komisyonları da yüzde 50’lere kadar vardığı için, siz, tiyatro olarak dörtte bir fiyatına oyun oynuyor, paranızı da neredeyse 30 günlük vadeyle alıyorsunuz. 30 günlük en düşük faizin de yüzde 2’lerde olduğunu düşünürseniz, 40 liralık oyununuzu 9.5 liraya oynamış oluyorsunuz. Siteler kötü niyetli değil tabii, ama tiyatro bileti iç çamaşırıyla beraber satılınca ortaya çıkan şeye en basitinden ‘içten’ demek mümkün değil! Üstelik tiyatronuzun seyircileri, oyununuzun nasılsa bu sitelere düşeceğini bildiği için, ‘ucuzlamasını’ bekliyor.

Siz istediğiniz kadar çırpının, hatta gazetelere ‘bizim tiyatromuzun biletlerini fırsat sitesinde bulamayacaksınız’ diye ilan vererek, üzerine bir de ilan masrafı yapın! Daha oyununu iki gün önce çıkartan tiyatro fırsat sitesinde işi ucuzlatmış…

Tamam tiyatroya gitmek, ödenekli tiyatro ile özel tiyatro arasındaki dünyanın hiçbir yerinde olmayan farkı önlemek için ‘fırsatlar’ yaratılmalı ama tiyatro bu kadar ucuzlatılmış bir şey  olmamalı.

Tabii hiçbir konuda yan yana gelmeyen tiyatrocular, bu konuda da tartışmıyor, tiyatro için fırsatın fırsat sitesinde olmadığını kavramak istemiyor!

Taksim Meydanı’ndan sorumlu bakan yapmazsa; Şişli, Kadıköy, Bakırköy gibi meydanlarda oluşsun bu gişeler… Belki oraların belediye başkanları bu öneriyi dikkate alabilir. Hiçbir şey olmazsa, şairin dediğini azıcık değiştirir, “Bakakalırım Taksim’deki gişenin arkasından” diyerek, fikrimi ‘devletleştirerek’, bir kamu hizmetine dönüştüren Opera ve Bale’ye nice bilet satmasını candan temenni ederim.

Birgün

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Nedim Saban

1 Yorum

  1. Sevgili Nedim
    Bir çok konuda sana katılırım. Ben de tiyatronun ucuz olmasından yana değilim. Keşke hakkımız olandan satış yapabilsek. Çok masum gözüken tiyatro salonu sahipleri ki isim vereyim Kenterler-AST vs salonlarını çok pahalıya kiraya veriyorlar. Ama konu bu değil. Şöyle düşün. Benim salonum 200 kişi. 30 TL ye 100 bilet satacağına 15 TL ye 200 satmışsın. Hem de halk daha ucuz almış.Ben 24 saat içinde 2611 bilet sattım.Bu iyi bir rakam.
    Orta ve düşük gelirli halk tiyatroya gidemiyor. 20 TL bilet olsa dört kişi 80 TL. Yol parası-hadi acıktık börek yiyelim derken maaşı asgari ücret olan biri nasıl gelecek seni izleyecek beni izleyecek?
    Dedim ya bir çok konuda senden yanayım. Seni sevmenin dışında hak verdiğim için tabii. Keşke taksimde gişe açabilsek keşke tekstilcilerle aynı vergiyi ödemesek keşke salonların çoğu bedava olsa keşke tiyatro grupları kendi aralarında da dost olsa hatta birbirlerini izlese…( Ben geçen bir tiyatrodan iki kişilik davetiye istedi-böyle bir uygulamamız yok dediler)
    Neyse ben fırsat sitelerinin gişe satışını öldürdüğünü düşünmüyorum. Hatta bak ben aldım sana da alıyorum diye gruplar zaten grup indirimi yaptığımız gibi toplu geliyorlar. Ayrıca biletix gibi pahalı değil. her ne kadar mybilet bizlere bu yüzden küskün davransa da daha ılımlı. Ama anlaştığın indirim sitesi iyi ise para almada sorun yaşamazsın.
    Son bir yararı da şu. Fırsattan bilet alan seni izleyip abonen olup-fırsat yok ama biz 9 kişi öğrenci fiyatına gelebilir miyiz diye takipçin kalabiliyor.
    Ticari bir dünyadayız. Şile tatili ve sabah kahvaltısı yanında tiyatro. Ne fark eder. Tiyatro dolsun maksat.
    Bizi indirim sitelerinde bulabilirsiniz.

Yanıtla