İhsan Ata
“X. Lions Tiyatro Ödülleri En İyi Prodüksiyon”, “Kerem Yılmazer Genç Yetenek Oyuncu Ödülü”ne değer gösterilip, “15. Sadri Alışık Tiyatro Ödülleri’nde Yılın En İyi Yapımının Yönetmeni Ödülü”ne aday gösterilen Tiyatro Oyunbaz tarafından sahnelenen Peer Gynt adlı oyunun reji koltuğuna Abdullah Cabaluz oturmuş. Henrik İbsen’in yazıp Seniha Bedri Göknil, Zehra İpşiroğlu ve Mehmet Ergen’in çevirileri esas alınan Peer Gynt, yine Oyunbaz tarafından derlenerek sahneye taşınmış.
Oyuna geçmeden önce yeni kurulmuş bu topluluk hakkında kısa bir değerlendirme yapmanın yerinde olacağı kanısındayım. Tiyatro Oyunbaz, 2006 yılında çeşitli meslek gruplarından insanların bir araya gelerek oluşturduğu amatör bir grup. Birlikte üretmeyi, samimi ve iyi tiyatro yapmayı kendilerine hedefleyen toplulukta yer alan oyuncuların çoğu ODTÜ, İTÜ, İstanbul Üniversitesi ÖKM topluluklarından gelmekte.
Kurulduğu günden bu yana tiyatro camiasının ilgisini çekmiş ve haklarında birçok olumlu eleştiri almış bir topluluk Oyunbaz. Klasik oyun sahnelemeyi seven grup genel olarak Bilgi Üniversitesinin Dolapdere Kampüsü’nde sahne alıyor. Zor olanı değil imkânsızı başarmak için bir araya gelen hevesli, amatörlüğün gerektirdiği heyecan kavramını yitirmeyen Tiyatro Oyunbaz, profesyonel oyunculuklar ve spesifik tasarımlarıyla izleyenlerin dimağını işgal ediyor.
Modern dramanın kurucusu sayılan İbsen, Peer Gynt adlı oyunda, yaşadığı döneme ilişkin eleştirilerini oyunda yüklediği karakter üzerinden veriyor. Sadece kendini düşünen iktidar anlayışının etrafındakilere verdiği zararı görmezden gelerek nasıl bir yıkıma yol açtığını net bir biçimde ifade ediyor.
Bir iyi yazarın yetişmesi yalnız tiyatrocuları sevindirmez. Bu bütün ulusun yüzünü ağartacak, göğsünü kabartacak bir olaydır. Haritada Norveç’in nerede olduğunu bilmeyenler İbsen adını öğrendikten sonra araştırmaya başladılar. Dünya çapında ün sahibi olan İbsen’in özgürlük, aile, birey, ahlak gibi kavramlar üzerine realist dramaları vardır.
İbsen’in yazıp Tiyatro Oyunbaz’ın sahneye koyduğu Peer Gynt, kendini arayan bir adamın hikâyesinden yola çıkarak “Ben kimim?” sorusu etrafında gelişen olaylar zincirinden oluşuyor. Psikolojik katmanlılığı nedeniyle sahnelenmesi bir hayli zor olan oyun, 50 yıl sonra Türkiye’de tekrar sahnelenmeye başlamış.
Oyunbaz, bu üç saatlik oyunu izletebilmesine karşın oyunda yapılan güncelleme/uyarlamaların keyfi biçimde yapıldığı kanısındayım. Oyunun daha kısa tutulmasının yanı sıra temelde yatan bu uyarlamanın İbsen’in derdini dert etmiyor bize. Örneğin Rap yapan Peer’in düğün sahnesini basması ve söylediği şarkı bizi oyunun büyüsünden uzaklaştırmakla kalmayıp bütünlüğü bozuyor. Hal böyle olunca Peer Gynt karakteri maceraperest bilindik bir keloğlana dönüşüyor.
Hikâyeler çok fazla arka planda kaldığı için tema net olarak ortaya çıkmamış. Realist roman yazarının öncülerinden olan İbsen’in dili şiirsel ve semboliktir. Bu nedenle dramaturji sürecinin çok zor olduğunu söyleyebiliriz.
Dramaturji yapılırken esere modern bir yorum katma çabası düşünülürken olayın özü unutulmuş. Oyun kendini ifade etmekte inanılmaz sorunlar yaşıyor. Ana karakterin işlevliliği yitirilmiş. Karakterler üzerinden olaylar anlatılması gerekirken olaylar üzerinden karakterlerin anlatılması oyunun başarıya ulaşamamasındaki en büyük engel bana göre.
Oyunun neredeyse sıfır dekorla oynanması ve küçük objelerle sahne geçişlerinin sağlanması seyirciler için ayrıca bir zaman kaybı. Işıklarla desteklenen oyunun sonunda verilen siyasi mesajın oyunla hiçbir alakası yok. Bu tür mesaj verme kaygısına düşmeye de ayrıca gerek yok.
Diğer taraftan uyarlama nedeniyle sahneye günlük kıyafetlerle çıkılması oyunun “gerçeklik” vurgusuna temelden ters düşüyor. Kısacası Oyunbaz, gerek dekor, gerek dil, gerek müziğiyle ne yazık ki İbsen’in ruhuna ters düşmüş.
Sonuç olarak Oyunbazın Peer Gynt’u sahneleyerek büyük bir cesaret gösterdiğini yadsıyamayız. Bu tür cesur gruplar sayesinde çok sesli bir tiyatro anlayışına sahip olduğumuz göz ardı edilemez. Ne var ki klasik oyunlarda sıkça karşılaşılan dekor, kostüm ve dil problemi bu oyunda da göze çarpıyor. Elbette bir oyun farklı tiyatro grupları tarafından farklı şekillerde yorumlanarak sahnelenebilir. Ama önemli olan işin özünü kaybetmemek ve metinden uzaklaşmamak olduğunu düşünüyorum.
Oyunda görev alan Cem Uslu, Tuna Öztunca, Evrim Şahintürk, Arda Doğan, Pınar Akkuzu, Onur Yıldırım, Sena Taşkapılıoğlu, Başak Sakarya, Tolga Şengül, Altan Sinan Cebecigil, Sibel Ulusoy, Kansu Gül, Burcu Halacoğlu, Güven Soydan, Güray Dinçol, Aslıhan Azeri’nin çok iyi olduğunu söylemeden de geçmeyelim. Başta Solveig rolünde Pınar Akkuzu olmak üzere tüm oyuncuları canı gönülden kutuluyorum. Tam bir takım oyunculuğu sergiliyorlar. Yeni sezonda sahnelenmesi durumunda dünya gözüyle bir İbsen oyunu izlemenizi tavsiye ederim.
OYUNUN KÜNYESİ:
Peer Gynt
Yazan: Henrik İbsen
Yöneten: Abdullah Cabulaz
Dekor, Kostüm, Işık, Ses: Oyunbaz
Rol Dağılımı: Cem Uslu, Tuna Öztunca, Evrim Şahintürk, Arda Doğan, Pınar Akkuzu, Onur Yıldırım, Sena Taşkapılıoğlu, Başak Sakarya, Tolga Şengül, Altan Sinan Cebecigil, Sibel Ulusoy, Kansu Gül, Burcu Halacoğlu, Güven Soydan, Güray Dinçol, Aslıhan Azeri