Serkan Fırtına
Ülkemizde Tiyatro alanında yapılan akademik çalışmaların kitap haline getirilmesi ile artan bir kuramsal tiyatro kütüphanesi oluşmaya başlamıştır. Ancak buna rağmen, Sevda Şener, Özdemir Nutku ve Metin And, Zehra İpşiroğlu gibi isimlerin yazmış oldukları temel başvuru kitaplarını saymazsak tiyatroya başlangıç seviyesi düzeyindeki öğrenci ve amatörler için akademik elden veya deneyimli bir sanatçı tarafından hazırlanmış fazla bir kaynak bulamayız. Bu alandaki boşluklar ise, yeterli eğitim ve deneyime sahip olmamış kişilerin piyasa işi kotarılmış kitapları ile doldurulmaya çalışılmaktadır. Bugün hangi kitabevine giderseniz gidin, bu tarz yayınlarla karşılaşabilirsiniz. Özellikle konservatuar ve güzel sanatlar fakültelerinin tiyatro bölümleri sınavlarına hazırlanan öğrencilerin ve ilköğretim düzeyinde tiyatro çalışması yapmak isteyenlerin tercih ettiği bu kitaplar, yararlı kaynaklar olarak görülmelerine rağmen, bu işe gönül vermiş öğrencileri yanlış bilgilendirmeler ile yönlendirilmelerine neden olmaktadır. Tiyatro konusunda genel geçer bilgilerin birbiriyle ilişkisi doğrultusunda ele alınmadan, bir sürü oyundan sadece “tirad” örnekleri vererek oluşturulan bu yayınların çok fazla satış değeri yakalaması ise bu alanın boşluğunun, aynı zamanda ekonomik bir getiriyi de beraberinde getirdiğinin bir göstergesidir. Mitos Boyut yayınlarının tüm özverili çabaları maalesef eksik kalmaktadır. Diğer kurumsallaşmış yayınevlerinin de bu konuya önem vermesi gerekmektedir. Ama asıl önemli olan, bu tarz başlangıç kitabı olarak nitelenebilecek yayınların bilimsel bir elden çıkmasının sağlanmasıdır. Shakespeare üzerine psikanalitik bir inceleme ne kadar gerekliyse, Shakespeare’in kim olduğunu, oyunlarının yapısını ve niteliğini doğru düzgün anlatacak bir giriş kitabı da o kadar gereklidir.
Bu alanda önemli bir boşluğu doldurmaya aday bir çalışma, bir süredir kitapçı raflarında görülmekte. 2008 yılında Doruk Yayımcılık tarafından yayınlanan, Tiyatronun İlkeleri: Tiyatro-Yazar-Oyuncu-Oynamak-Yönetmek adlı kitap, Yıldırım Keskin tarafından kaleme alınmış. Keskin, Edebiyatımızın “1950 kuşağı” içinde yer alan bir yazarıdır. 1946 yılından itibaren, makale öykü, roman, gazete yazıları ve tiyatro oyunları kaleme almış, oyunları sadece Türkiye’de değil, çeşitli Avrupa ülkelerinde de sahnelenmiş bir oyun yazarıdır. Yıllarca oluşturduğu tiyatro birikiminin izlerini gördüğümüz kitabında, öncelikle bu sanat ile tanışmak isteyen kişilere, daha sonra tiyatro öğrencileri ve tiyatronun yazar, yönetmen ve oyuncularına yönelik yol gösterici bir nitelik taşımaktadır.
Hem amatör hem de profesyonel olarak tiyatro ile uğraşanların kendileri için bir şeyler bulabileceği bir kaynak kitap olan Tiyatronun İlkeleri beş ayrı bölümden (Tiyatro, Yazar, Oyuncu, Oynamak, Yönetmek) oluşuyor. Birinci bölümde, “Tiyatro” başlığı altında, okuyucuya öncelikle tiyatro kavramının doğuşu, niteliği ve tarihsel süreçte öne çıkan temel izlekleri gösteriliyor. Bölümün sonunda özellikle tiyatronun bir göstergeler oyunu olduğu vurgulanarak, okuyucuya çağdaş tiyatro anlayışı doğrultusunda bir perspektif oluşturuluyor. Ve ne olursa olsun tiyatronun amacının bilinçlendirmek olduğu üzerinde ısrarla duruluyor. “Yazar” başlığını taşıyan ikinci bölümde Keskin, oyun yazarlığını diğer yazın türleri ile karşılaştırdıktan sonra ayırıcı özelliklerini açımlayarak, tiyatro sanatının itici gücünün her zaman yazar olduğu konusuna parmak basıyor. Bu bölümde özellikle günümüzde yaygın bir yanlış kanı olarak gündeme gelen tiyatroda metin devrinin sona erdiği düşüncesine cevap oluşturabilecek saptamalarda bulunuluyor. Üçüncü bölümde “Oyuncu” başlığı altında, Oyunculuk sanatının tarihsel süreci ele alınarak, oyuncunun temel işlevleri üzerine bilgilendirmeler yer alıyor. “Oynamak” başlıklı dördüncü bölümde ise, Keskin, oyuncunun rol ile girdiği ilişkiyi ayrıntılı bir şekilde ele alıyor. Çeşitli kuramcılardan verdiği örneklerle farklı oyunculuk yöntemleri hakkında bilgilendirmelerde bulunuyor. “Yönetmek” başlıklı son bölümde, sahneye koyucu olan yönetmenin temel işlevleri üzerinde durulduktan sonra, yönetmenin, tiyatro eyleminin ortaya çıkmasını sağlayan bir birleştirici olduğuna vurgu yapılıyor. Özellikle çağdaş tiyatroda yönetmenlerin tiyatro sanatına damga vurdukları örnekleniyor. Bölümün sonunda yazar ve yönetmen arasında oluşan anlaşmazlıkların nedenselliği açımlanarak, temel ilkelerde buluşulmasının tiyatroya gereken gücü verecek olmasının üzerinde duruluyor.
Sonuç olarak, Yıldırım Keskin’in bu çalışması, tiyatro sanatına derli toplu bir giriş ve gözden kaçmış olabilecek olan konulara da bir hatırlatma sağladığı ve tiyatronun öneminin tekrar tekrar hatırlanmasını sağlayacak örnekler sunduğu için önemli bir kaynak kitap olarak değerlendirilebilir.
Sahne dergisinin 40. Sayısında yayınlanmıştır.
2 yorum
yazıyı okudum hocam…kitabı alacağım bunun bizim için gerekli olduğu kanaatindeyim.Bu gercekten önemli, gözden kaçırılan şeyler daima küçük gibi görünür…şöyle örnek verelim küçük kartopunu yüksek bir dağ yamacının üzerinden yuvarlanırsa bu çığ haline gelir…yani tiyatroda ciddiyet ve titizlik isteyen bir iş olduğu için gözden kaçan ve küçük sanılan konulara önem vermek gerekir diye düşünüyorum…söylediklerinize katılıyorum hocam.
ve bu yazılar da benim için altın değerinde, kitabı alıp okuduktan sonra tekrar bir yorum daha yapabılırım saygılarımla.