Jerome Bel

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Mimesis Çeviri – Guardian, 15 Ekim 2011, Çeviri: Levent Soy

Jerome Bel, kendini dans ve performans konseptlerini alt üst etmeye vakfetmiş bir koreograf. Yaptığı işler danstan ziyade sanatsal birer enstalasyon; teknik virtüözitenin ya da tiyatronun büyüsünü oluşturan tüm unsurlarını yerle bir ederek, gözünü kırpmadan ahlak kurallarına karşı çıkıyor (sahne üzerinde çıplaklık ve işeme buna dahil).

Bel bu kez, ucu açık solo ve düet serileriyle dansçıların koreografinin dışına çıkabilmeleri ve kendilerini samimi bir şekilde seyirciye açabilmeleri fikrini deniyor.

Bu dansçılar ünlü dansçılar değil – Cedric Andrieux görece ismi pek bilinmeden Lyon Opera ve Balesi ve Merce Cunningham gibi topluluklarla çalışmış, 34 yaşında bir Fransız. Ayrıca gösterinin malzemesinde de bir günah çıkarma havası falan yok, basit bir iş yaşamı hikayesi, o kadar.

Andrieux altı üstü birbirini tutmayan kirli bir eşofman ile sahneye girip kendini tanıtıyor ve 70 dakikalık monoloğuna başlıyor. Genellikle donuk, sık sık gülünçleşen bir ifadeye sahip. (Andrieux, Cunningham’ın Zen benzeri tekrarlara dayanan bir dersini anlatırken naïf bir biçimde “Benim için gerçekten can sıkıcıydı” diyor.) Kişisel detaylar ise ancak kariyeri bağlamında ortaya çıkıyor.

Tüm bunlar kulağa monoton gelse de, solonun ulaştığı derinlik olağanüstü. Bu kadar saydam bir biçimde, bu kadar mütevazi detaylarla birlikte sunulunca, sanatçının özlemleri, hayal kırıklıkları ve kaygıları, cinsel itiraflardan daha az ilgi çekici olmuyor. Sıra dışı olan, sıradanın içinde yatıyor.

Andrieux bu uzun monolog boyunca, farklı koreograflarla çalışmış olmanın fiziksel zorluklarına ve keyifli yanlarına dair aydınlatıcı bir profesyonel içgörü ortaya koyarken dansıyla da bunları örnekliyor. En başından sonuna kadar, Bel’in izleyiciyle interaktif bir ilişki kurduğu eseri The Show Must Go On‘dan [Gösteri Sürmeli] alınan o son bölüme kadar, tempo çok güzel bir biçimde ayarlanmış. Salon ışıkları yanıyor ve Andrieux bize bakıp gülümsüyor. Bu hileyi fark etmememiz imkansız, fakat yine de bu adamı gerçekten tanıdığımızı hissediyoruz. Haliyle, biz de ona gülümsüyoruz.

Paylaş.

Yanıtla