“…Anne karnında başlar suçluluğum
Yüzyıllar önce azınlık doğmuşum
Biraz konaklama az bir soluklanmadan
Hududa konmuş yollara itilmişim…” (Uzayıp Gider Liste, 1988)
Tahammül veya müsamaha: Bu iki kelimenin bu topraklarda bütün kültürel farklılıklarımızla bir arada durmak için uzlaştırıcı bir formül olarak tartışıldığı bir dönemden geçiyoruz. Tahammül = katlanmak; Müsamaha = görmezden gelmek demek bu kardeşlik projesi sözlüğünde.
Toprağa verdiğimiz Beki L. Bahar yine bu toprakların yetiştirdiği ve görmezden geldiğimiz, güneş içmiş başaklardandır. “Katlanacağımız” da aslında yaşamın ta kendisidir. Oysa zaten aynı potadaydık ve yıllardır aynı demlikte durmadan demlenmektedir evren. Soru şu ki, aynı evreni paylaşan bizler bu çetrefilli iki sözcüğün cılız gücüyle kardeş çıkabilir miyiz birbirimize? Ortak olmadan alın terlerimize?
Bir selamla başlar ve bir selamla biter tiyatro. Bir yaşam gibi. O iki selamın arasındaki bir düştür kurduğumuz. Yaşamın dayattığı rutine inat her an bir yenilik bekleyerek hiç durmadan düşler kurdu Beki L. Bahar:
“…Yazmaktayım
Nefes alır gibi.
Kalem aşar bazen beni.
Dizelerim, anılarım,
Sahne özleyen oyunlarım
Zamanda bir kalıp buz
Kırılmasa çekiçle.” (Bir Kalıp Buz, 1998)
Sahne ışığına çıkamadı yazdığı pek çok oyun ama o ışığı ardında bırakıp gitti… Düşlerine, alın terine ortak olacağımız oyunlarıyla, şiirleriyle davet ediyor bizi başka türlü bir kardeşliğe. Yine bu topraklarda…
“…Gelsem bir daha dünyaya
Bir gezginci ozan olurdum
Orta Çağda.
Azık torbası boynunda
Ezgileri önde
Kendi arkada
Sevecenlik eke eke yollarda
Barış yeşertirdim dört bir yanda…” (Gelsem Bir Daha Dünyaya, 1980)
Beki L. Bahar ile ilgili dosyaya ulaşmak için tıklayınız.
Beki L. Bahar Kimdir
[Mimesis Tiyatro/Çeviri-Araştırma Dergisi’nin 13. sayısında (Ekim 2007) yayınlanan bu metin Sevilay Saral tarafından kaleme alınmıştır.]
Beki Luiza Bahar (Morhaim), 1926 yılının Aralık ayında İstanbul’da dünyaya geldi. Ailesi tarafından doğum tarihi nüfusa 1927 Ocak olarak yazdırıldı. İlkokula İstanbul’da, Beyoğlu Yahudi Okulu’nda başladı. 1937 yılında Morhaim ailesi Ankara’ya yerleşti. Beki L. Bahar da eğitimini T.E.D. Ankara Koleji’nde sürdürdü ve aynı okuldan mezun oldu. 1948 yılında evlendi. İki kız, bir erkek üç çocuğu oldu. 1980 yılında Bahar ailesi İstanbul’a taşındı.
İlk yazısı 1958’de Haftanın Sesi’nde, ilk şiiri 1959’da Varlık Yeni Şiirler Antolojisi’nde, ilk öyküsü 1964’te Çağdaş Dergisi’nde yayınlandı. Yazdığı ilk oyun Alabora 1970 yılında Ankara Devlet Tiyatrosu Yeni Sahne’de oynandı.
Yazarın, Şalom Gazetesi, Eflatun, Tiryaki, Konya Çağrı ve Göztepe dergilerinde, İsrail’de Türkçe yayınlanan Gelişim ve daha başka birçok yayında kırk yıl süreyle yazdığı yazıların bir bölümü 2000 yılında Ne Kendi Tanır Ne de Söz Edeni Vardır adı ile derlendi ve Gözlem Yayınevi’nden yayınlandı. Bu kitapta anılar, gezi notları, tarih araştırmaları, tiyatro, kitap ve oyun tanıtımı ile yazarın İngilizce ve Fransızcadan yaptığı bazı şiir çevirileri yer almaktadır.
Beki L. Bahar’ın dört şiir kitabı yayınlanmıştır: 1960’da Yakamozlar, 1970’de Kişi Bunalımı Dişi Bunalımı, 1980’de Doğada Düğün. Yazar, Judeo-İspanyolca dilinde yazdığı şiirleri de Koronas adlı kitabında toplamıştır. Bazı şiirleri bestelenmiştir.
1992 yılında, İberik’ten başlayan Büyük Göç’ün 500. yılı kutlama ve anısına yazdığı Ezan, Çan, Hazan adlı şiiri, yine aynı yıl Ortaköy İskele Meydanı’nda hem dönemin Belediye Başkanı tarafından okunmuş, hem de bir levhada yazılı olarak meydana asılmıştır. Bu da şairin tanınmasına vesile olmuştur. Şiirin adı olan sözcükler de çok tutulmuş, bazı belgesel dizilere başlık olmuştur.
Ayrıca Pan Yayınevi’nin yayınladığı Efsaneden Tarihe Ankara Yahudileri ve Gözlem Yayınevi’nden yayınlanan yazarın anılarını derlediği Altmış Yılın Ardından en bilinen eserleridir.
Beki L. Bahar oyun yazarlığına 1970 yılında yazdığı Alabora oyunu ile adım atmış ve ardından bugüne kadar yayınlanmış veya yayınlanmamış olan birçok oyun metnine imza atmıştır.
2004 yılında, en son yazdığı oyunu Demokles’in Kılıcı ve 2005 yılında Toplu Oyunları 1 Mitos Boyut’tan yayınlanmıştır. Burada yer alan üç oyun, Ölümsüz Kullar (Pudu-Hepa), Senyora Grasya Nasi ve Alabora’dır. Senyora Grasya Nasi adlı oyunu Yunus Emre Başarı ödülünü almış ve Fransızcaya çevrilmiştir. Ölümsüz Kullar (Pudu-Hepa) adlı oyunu 1997 yılında Devlet Tiyatroları’nda oy birliği ile repertuara alınmış ama halen sahnelenmemiştir.
Bunların dışında yayınlanmış İkizler, İkiyüzbininci Gece ve 1984 yılında Türk kadınına siyasi haklarının verilişinin 50. yılı için yazılmış olan Sıradan Bir Şey adlı oyun kitapları vardır.
Ayrıca, Evlendik Mutluyuz, Balat’tan Bronx’a gibi henüz basılmamış uzun oyunları ve Erozyon, Bir Bütün gibi basılmamış kısa oyunları bulunmaktadır.
Bu oyunların bazıları İstanbul’daki Yahudi derneklerinde sahnelenmiştir.
Genellikle tarihsel oyunlar kaleme alan Beki L. Bahar’ın oyunlarında öne çıkan güçlü kadın karakterler ve yine bazı oyunlarında kadınlar dünyasından alınmış temalar göze çarpar.
“Homo Ludens-Oynayan İnsan” başlıklı yazısında Beki L. Bahar tiyatroyu şöyle tanımlamaktadır:
“ Tiyatro insanı ele alır… İnsan ise Tanrı’nın: “Ve insanı yaratacağım, kendime benzer, kendime göre…” (Bereşit 1/26) dediği varlıktır ve yaratandan ötürü kutsaldır… Tiyatro da öyle…”