Yaşam Kaya
Tiyatro 0.2, kurulduğu günden şimdiye dek ürettikleri ile Tiyatro camiasını derinden sarsmayı başardı. Peki neydi bu denli sarsıcı güç? Grubun İstiklal Caddesi üzerinde alternatif tiyatro yapan gruplar arasında kendine özgü farklılığı bulunuyor. Küçücük, dar bir sokaktan girildikten sonra izbe bir apartmanın ikinci katında, “in yer face” oyunları oynamak her tiyatro grubunun yapabileceği bir iş değil! Sükse yapmış şaşalı salonlarda oyun oynayan bir gruba inat, “yüzüne karşı tiyatro”nun yer, zaman, mekan üçlemesi dışında her yerde olabileceğinin kanıtıdır 0.2! İkinciKat’ın mistik atmosferi içinde, grubun yeni oyunu “Limonata” seyircilerine yine bilindik tatlar sunmuyor! “Limonata”, Sami Berat Marçalı imzalı bir metin. İngiliz tiyatro yapısını olduğu gibi, yıllardır tiyatromuza kopyalayan bir güruha ders veren Marçalı, yazdığı oyununda Türkiye gerçeklerine acımasızca, sert bir şekilde değinmiş. Böylesine zor bir oyunu Murat Mahmutyazıcıoğlu sahneye aktarmış. Oyunda eşi tarafından terk edilen demans hastası bir kadın kızı ile içine kapanık bir hayat yaşamaktadır. Kadının iki erkek çocuğu ailesinden ve birbirlerinden ayrı bir dünyanın içindedir. Çocuklardan birisi askerde ayaklarının fonksiyonu kaybetmiş, erkek sevgilisi ile yaşamakta; diğer çocuk ise yurt dışına sevgilisinin peşine, kimseye haber vermeden kaçmıştır. Yazar olan kız, erkek kardeşlerin ve annenin yaşamı içinde sıkışmış, kendisine çıkış kapısı aramaktadır. Aileyi dengeleyen kız çocuk ödül alan bir yazardır ve yazdığı kitap için televizyon kanallarına çıkarak popüler kültüre karşı isyanını dillenmektedir. Bulunduğu gerçeklerin içinde, sahte bir dünya hayali kurmayan kız çocuk oyunun nirengi noktasında duruyor.
Sistemleşmeye Karşı Direnç!
Oyun içinde Melih evin küçük oğlu ve inandığı değerleri bir kenara bırakarak yurt dışına sevdiği kadının yanına kaçıyor. Ege, ortanca kardeş, askerde –ki büyük ihtimalle doğudaki savaş- iki ayağının fonksiyonlarını kaybedip, tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş. Evin ablası Müge, yazdığı kitapta anlattıkları ile aykırı dünyanın kahramanlarına hayat vermiş. Üç kardeşin durdukları noktaya bakmak lazım. Özellikle askerde ayaklarının işlevini yitiren eşcinsel Ege, askerlik ile ilgili tek bir cümle duymak istemiyor. Sevgilisini de vicdani retçi olmaya zorluyor. Ege karakterini irdeleyince vicdani retçi eşcinsel Kürt Mehmet Tahran’ı hatırladım bir an. Oyunda sunulan karakterler yaşadığımız ülke içinde her an karşılabileceğimiz kişiler. Kardeşlerin hayata karşı gösterdikleri direnç; herkes gibi olmayı reddetmekte, kendi koşulları içinde mutlu olmaya çalışmakta!… Anne ise anlattıklarımızın dışında, hastalıkla beraber hayali bir dünyada yaşıyor. Oyunun yazarı Sami Berat Marçalı psikolojik çözümlemeler üzerinde biraz daha gayret gösterse, belki de tiyatro tarihinin unutamayacağı bir metin kaleme almış olabilirdi. Özellikle oyun içine konulacak birtakım siyasi konuşmalar, “Limonata”nın rengini tam olarak ortaya çıkarabilir. Oyun önümüzdeki tiyatro sezonunda sürecekse söylediğim konu üzerinde düşünmek hiçte fena olmaz! Gösteride usta oyuncu Deniz Türkali demans hatası anneyi; Banu Çiçek Barutçugil, yazar Müge’yi; Tevfik Şahin, askerde ayaklarını yitirmiş Ege’yi; Sezgi Mengi, yurt dışından dönen Melih’i; Barış Gönenen, eş cinsel sevgiliyi; Heves Duygu oyun başında ve sonunda görünen sunucuyu canlandırıyor. Kadronun yapısı çok iyi dizayn edilmiş. Deniz Türkali’ nin ustalığı her karede belli olurken, Tevfik Şahin’in rolünü içten ve yaşayarak oynaması gözden kaçmıyor. Barış Gönenen, toplumsal bir vicdan haline dönen ilişki yapısını öylesine güzel resmediyor ki, o’nun olduğu her bölüm komedi ve trajedi arasında gidip geliyor. Banu Çiçek Barutçugil, oyundaki dengeleyici unsur. Rolünün anlamını iyi çözümlemiş. Olağanüstü performansı ile oyunun temposunu elinde tutuyor. Sezgi Mengi’ nin biraz daha çalışması şart! Yani, elinde bavulu ile bir gün ansızın ailesinin karşısına dikilen genç bir adam ne kadar sade tepkiler gösteriyor öyle. Korkuyu, heyecanı, şaşkınlığı seyirciye hissettiremiyor. Heves Duygu’ nun konuşma biçimine takıldım.
Murat Mahmutyazıcıoğlu, tek ev karesine yerleştirdiği üç ayrı dünyada akıllıca bir iş gerçekleştirmiş. Oyun içinde oyun mantığı konunun gidişatını hızlandırmış. Küçük, dar sahne büyük bir yaşam alanına dönüşmüş. İyi bir yönetim var ortada. Reji Yardımcısı Iraz Yöntem’le güzel iş çıkarmışlar. “Limonata” sezon sonuna doğru herkesin içine su serpti, diyebilirim. Yüz kırkın üzerinde izlediğim oyunlar içinde bu oyunu ilk beş oyun içine koyarım. Öteki dünyanın görünmeyen kahramanları sahnede sizleri bekliyor.