Kadının İktidar Hırsı

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Metin Boran

Türkiye’de uyguladığı yerel yönetim modeli ile sanatın toplumsal ve kültürel bağlamda halkla buluşmasının önünü açan ve buluşmaya zemin hazırlayan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi yönetimi, tiyatronun yanı sıra kurduğu klasik müzik orkestrası ve sanat alanında yaptıkları diğer çalışmalarla adından en çok söz edilen belediye olma özelliğini taşıyor.

Genel Sanat Yönetmenliğini Mete Ayhan’ın üstlendiği Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları genç kuşak yazarlarımızdan Özen Yula’nın ilk dönem oyunlarından Gayri Resmi Hürrem adlı oyununu geçtiğimiz hafta İstanbul seyircisi ile buluşturdu. Gökhan Soylu’nun yönettiği oyunun kukla tasarımını Haluk Yüce, ışık tasarımını ise Mustafa Kala gerçekleştiriyor. Oyunun müzik yorumu Ali Eyidoğan’a kostümleri ise Meryem Yönlüer’e ait.

Özen Yula, Hürrem Sultan ile tarihin derinliklerinde bir gezintiye çıkıyor. Yaklaşık 450 yıl önceye uzanarak bize Osmanlı yönetiminde, adına çeşitli rivayetler uydurulmuş, ecnebi kızı, padişah Kanuni Sultan Süleyman’ın karısı Hürrem Sultan’ın, iktidar tutkusu ve hırsı uğruna sarayda çevirdiği entrikaları, onun hayatına dair gizli kalmış olayları göstermeci bir uslupla kurgulayarak seyircinin ilgisine sunuyor. Yula, şiirsel bir dille yazdığı oyununda Hürrem Sultan’ın yaşamından iz sürerek bugünün gerçeğine de gönderme yapıyor ve kadının iktidar tutkusunu, aşk ikilemi ve duygusal gelgitlerini yaşadığı olaylar bağlamında tartışmaya açarak, bugünün kadın sorunsalına da bir göz kırpıyor. Özen Yula, sorunu aktarırken biçimsel olarak geleneksel Türk tiyatrosunun motiflerinden yararlanarak gölge oyunu ve kukla kullanıyor ve açık biçim bir anlatımı tercih ediyor.

Yönetmen Gökhan soylu iktidar uğruna çevresinde bulunan şeyhzade ve paşaları gözünü kırpmadan cesurca öldürmekten korkmayan iktidarının önünde hiçbir engel istemeyen Hürrem Sultan’ı klasik bir yorumla sahneye aktarıyor. Yorumunda Hürrem Sultan’ı daha erkeksi bir tavırla sahneye çıkaran Soylu, Hürrem’in “yıldızlar içinde bir ay olma” idealini gerçekleştirirken, bir anne ve eş olarak kadın yaradılışından nasıl çıktığını gözler önüne seriyor. Bu arada Hürrem Sultan’ı başarılı bir performansla yansılayan Özlem Danacı’nın genel olarak bağırarak oynaması karakterin eksik yorumlandığı izlenimi veriyordu. Hürrem’in daha yalın daha soğukkanlı ve sinsi olması gereken yerlerde bile bağırarak oynaması ve “erkek hükmü” ile konumlanması farklı bir yorumun sonucu değilse yanlış bir çıkarsamanın sahneye aktarımı olabilir diye düşünüyorum.

Fakat genel olarak oyunun sahne yorumunda ve reji anlatımında, görsel olarak sahne unsurları özenle kurgulanmış ve yalın bir anlatım tercih edilmiş. Kuklalar, sesler ve müzik yorumu oyunun duygusal ve düşünsel anlatımına uygun bir yorumla seyircinin dikkatine sunulmuş. Soylu, deneysel atraksiyonlara başvurmadan oyunu dönemin atmosferine uygun bir anlatımla sahneye aktarıyor. Zaman zaman temposu hızlanan oyunda oyuncular sade ve abartısız bir oyunculuk örneği ile özel fotoğraflar oluşturarak göz dolduruyorlar.

Hürrem Sultan’da izlediğimiz Özlem Boyacı, Hürrem’in duygusal gelgitleri, iç çatışması ve çelişkileri ile uyumlu bir oyunculuk örneği ile yansıladığı karakterin öfke ve kinini sahici bir tavırla sahneye taşıyor ve onu yaşayan bir varlık haline getiriyor. Ancak kimi sahnelerde erkeksi yorumu oyunculuğunda kırılmalara yol açıyor. Cariye’yi yansılayan Özlem Baykara Danacı ise ölçülü tavırları ve sesi ve genel olarak oyunculuk mizacı ile özenle düşünülmüş ekonomik bir oyunculuk örneği sergiledi. Hürrem Sultan ve Cariyesinin sarayda tutuldukları odadaki uyumunu Özlem Boyacı ve Özlem Baykara Danacı oyunculuklarıyla sahneye taşımışlar. Diğer yandan Hürrem Sultan ve Cariye’yi izleyen Handan Sultan’da izlediğimiz Çiğdem Altuğ, oyunculuğu ile bu kısa rolde bile sahnede göz doldurmaya devam ediyor.

Özen Yula’nın konusunu ve üslubunu Osmanlı’dan aldığı Gayri Resmi Hürrem, resmi tarihin bir boyutuna başka bir gözle bakmayı ve farklı bir yönden anlamayı ve alımlamayı kadın eksenli tartışmaya açan bir oyun olarak Eskişehir Şehir Tiyatroları’nın sahnelerinde gösterilmesi bugün açısından biraz daha önem taşıyor. İçinde bulunduğumuz zaman dilimi, iktidar, güç, hırs uğruna faşist odakların iktidarının sürekliliği uğruna kendi halkına yalan söyleyen ve zulmeden, karşıtını her türlü entrika ve kumpasla imha etmekten imtina etmeyen yasal ama derin çetelerle kuşatılmışken…

Evrensel

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Metin Boran

Yanıtla