Yaşam Kaya
Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu, Ayşe Bayramoğlu’nun yazdığı, Tilbe Saran’ın yönettiği “Düğün” adlı oyunla sahnelerdeki yolculuğuna devam ediyor. Bir düğün günü, sekiz kadının yaşamlarını sahneye taşıyan grup, kadın sorunları üzerine farklı bir çalışma yaratmış. Son dönemde tiyatromuzda kadının toplumsal kimliği üzerine yerinde ve güzel çalışmalar yapılıyor. Ayşe Bayramoğlu gibi zeki yazarların böylesine önemli konulara eğilişi kendine özgü konuların ortaya çıkmasını sağlamış. Fakat “Düğün” ün sağlam kadrosu ve konusu, yönetim alanındaki eksikler yüzünden tam bütünlük oluşturamıyor.
Oyundan bahsedersek eğer; bir düğün günü, bir evin mutfağında yaşanılan öyküde, kendi içlerinde farklılıklar gösteren kadınları izliyoruz. Yaş itibariyle, yaşam şartlarıyla birbiriyle kesişmeyen bu kadınların birçok ortak noktası bulunuyor. Toplum nazarında ikinci sınıf insan olmaya itilmeleri, cinselliklerini diledikleri gibi yaşayamamaları, toplumsal ahlak kuralları içinde seks objesi olarak algılanmaları, bağımsız şekilde yaşayamamaları ve bir erkeğin boyunduruğu altına zorla sokulmaları gösterinin temelinde eleştirilen noktalar! Ayşe Bayramoğlu, oyununu yazarken her sınıftan kadını sahneye taşımış. En kültürlüsünden en cahiline herkesin kaderi belli bir noktadan sonra kesişiyor. Kadın bedenini sahiplenen erkek egemen toplum, insanca duyguların yok olduğu nokta olarak karşımıza çıkıyor. Şiddet, baskı, sindirme, ötekileştirme kadının Türkiye toplumunda yaşadığı en büyük sorun! Yazar sıraladığımız sorunları güzel bir öykünün içine serpiştirmiş. Ayrıca hepimizin hayatına göndermeler yapmayı ihmal etmemiş.
Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu, son dönemde attığı adımlarla tiyatro yaşamımızı renklendirmeye devam ediyor. Birbirinden seçkin konularla birbirinden usta isimleri sahneye taşıyan tiyatronun çalışmaları takdire şayan! Kadın sorununu cesurca tiyatro severlere sunmak büyük bir proje!
“Düğün”ün yönetmeni Tilbe Saran, düğün telaşı içinde oradan oraya koşuşturan karakterleri çok iç içe tutmuş. Evin küçük kızı evlenmeye hazırlanırken evdeki anne, büyükanne, kayınvalide… akraba koşuşturmaları olayda bir bütünlük oluşturmuyor. Aksine uzun uzadıya süren diyaloglar ve hızlıca süren konuşmalar öyküyü karmaşık hale dönüştürmüş. Sahnenin bir ucunda gelin konuşurken diğer ucunda diğer karakterlerin diyalogu sürüyor. Tek perde sunulan oyunun en büyük yönetim yanlışı, sekiz kadının hayatının çok hızlı biçimde aktarılışı. Konuda dramatik çatışmalar oluşmadan bir başkasına geçiliyor. Tilbe Saran, böylesine güzel öyküyü kötü işlemiş. Kadın sorunlarını gösterme adına, konu bir türlü yerine oturmamış. Oyunu, kesinlikle iki perde halinde, daha yavaş konuşmalarla sil baştan ele almak lazım. Şunu da yazmadan geçemeyeceğim. Ortalıkta koşuşturan hizmetçi kızın yaptıkları çok anlamsız. O kızın oradan oraya değişik hareketlerle koşuşturması bir anlam ifade etmiyor.
Gösteride Güler Ökten, Zerrin Sümer, Tilbe Saran, Şebnem Sönmez, Eda Çatalçam, Evren Ercan, Serpil Göral ve Maria Akgüllü sahneye çıkan isimler. Ortada çok güzel kadro var. Düğünden öncesinde ve düğün sırasında yaşanılan çatışmalarda, öykülerde üzerlerine düşen ne varsa yapıyorlar. Özellikle genç kadro çok çok iyi! Başak Özdoğan’ın harika mutfak tasarımı konunun önünü açıyor.
Kadın sorunlarını cesurca sahneye taşıyan “Düğün” yönetim alanındaki eksiklerine rağmen seyirci tarafından beğenilmiş gözüküyor. Fakat oyunun daha kalıcı olması için mutlaka bazı değişikliklere gidilmesi şart.
Düğün, 18 Nisan Pazartesi 20:00 İzmit Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde; 20 Nisan Çarşamba 20:30 Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi’nde; 26 Nisan Salı 20:30 Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde; 27 Nisan Çarşamba 20:30 Kenter Tiyatrosu’nda…