Daha Modern Bir Geleceğe Doğru Adım Atmak

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Mimesis Çeviri – Şubatın bu son gününde, taraftarlar her yıl yapılan üniversite basketbol festivali “Mart Çılgınlığı” için hazırlıklarına hız veriyorlar. Aynı coşku; önümüzdeki ay bu sefer modern dansın beğeniye sunulacağı merkezi sahneye de taşınabilirse, New York çok farklı bir yer olur.

The Wall Street Journal, 28 Şubat 2011, Çeviri: Yaprak Aydın

Frantic Kumpanyası ve National Theatre of Scotland’in [İskoçya Milli Tiyatrosu] sahnelediği  ‘Beatiful Burnout’ [Zarif Tükeniş] modern dans formunu boksun fiziksel sertliğine uyarlıyor. Gösteri Brooklyn’deki St. Ann Deposu’nda sergilenmeye devam ediyor.

Halihazırda, Paul Taylor Dans Topluluğu 6 Mart’a kadar City Center’da olmaya devam edecek. Sabırsızlıkla beklediğimiz Martha Graham Dans Topluluğu’nun 85. kuruluş yıl kutlamaları ise Lincoln Jazz Merkezi – Rose Sahnesi’nde 15-20 Mart tarihleri arasında olacak ve Merce Cunningham Dans Topluluğu’nun “The Legacy” adlı uzun zamandır süren turnesi Joyce Tiyatrosu’nda 22-27 Mart tarihleri arasında bir mola vermiş olacak. Bu kadarı bile, şehrin modern dansa olan ilgisinin ne kadar büyük olduğuna dair hayrete düşürüyor. Ve eğer bu büyük isimler, tüm ilgiyi üstlerine toplarlarsa, 8-13 Mart tarihlerinde Joyce Sahnesi’nde olacak Larry Keigwin gibi çağdaş koreograflara ne olacak?

Her topluluk kendi vefalı destekçilerine ve hayranlarına sahip, fakat alanın hepsi için geçerli olan şöyle bir şey var ki, herkes kendi ilgi ve cazibe alanını genişletme çabasında: Modern dans varoluşsal bir değişimin içerisine girmiş durumda.

‘Zarif Tükeniş’ gösterisindeki sanatçılar

Fotoğraf: Amy Sussman, The Wall Street Journal.

Artık kurumsallaşmış olan toplulukların ilgilendiği konu, yeni işler ve mevcut repertuarı bir dengede tutmak. Matha Graham Dans Topluluğu sanat yönetmeni Janet Eilber “modern dans olgunlaşmaya çalışıyor, bu çaba bir ayaklanmayla doğdu ve yine ayaklanmayla yoluna devam ediyor. Bugün artık elimizde Amerikan modern dans klasikleri var; fakat bu alan, onları nasıl etkili tutacağımıza hiç odaklanmadı.”

Genç topluluklar için, kar gütmeyen modelin sürdürebilirliğinden, bu sanat biçiminin adının ne olacağına kadar her şey tartışmaya açık. Bu endüstrideki hizmet kuruluşlarından biri olan Dance NYC (Dans New York) direktörü Lane Harwell “Dans camiası yeni bir dil oluşturmaya çalışıyor. İnsanları, kendi “kar amacı taşımayan kuruluşlarını”[1] kurmaya yönelten kabuller -ki bunların içinde, mucizevî finansman artışları getirecek ve süreçleri profesyonelleştirmeyi sağlayacak bir yönetim ve vakıflardan sağlanacak gelir umudu da var- artık değişiyor.

Ve bu sanatı tanımlamaya dair dilsel mesele, hiç de belli bir zümreye ait, anlaşılması güç bir mevzu değil; Koreograf Bill T. Jones’un Dans Topluluğu ve Dans Tiyatrosu Atölyesi’nin (Dance Theater Workshop) birleşmesiyle içinde “dans” kelimesi bile geçmeyen yeni bir oluşum kuruldu: New York Canlı Sanatlar (New York Live Arts). Jones, son zamanlarda bu değişim üzerine yapılan bir panel tartışmasında, “dans” kelimesinden tamamen sıyrılıp, yerine “bedene dayalı (bedensel) hareket” ya da “bedene dayalı performans” gibi daha geniş kapsamlı terimleri kullanma önerisinde bulundu.

Eğer bu durumu gönülsüzce de olsa kabulleniyorsanız, herhangi bir performansa yanınızda bir arkadaşınızı da götürmeye çalışırken, “dans” kelimesinin üstünüzde nasıl bir yük oluşturacağını düşünün. Fakat (kostüm giymenin zorunlu olduğu) bir aerobik sınıfının, dansı ti’ye aldıkları bir gösterisine gittiğinizi söyleyin ve birdenbire siz de bilet bulmakta zorlanacaksınız. Harwell, “Dansı yaşamanın ve onla etkileşime girmenin farklı yollarına karşı bir açlık var” diyor.

Williamsburg kökenli koreograf Noemie LaFrance’ın, Lower East Side otoparkında, dünyanın her tarafındaki Frank Gehry binalarının üzerinde ve son zamanlarda Gıda Sağlığı ve Güvenliği Bakanlığı’nın tuz depolama arazilerinin beton duvarlarının karşısında yaptığı, mekâna özgü performanslar kendisinin en iyi yaptığı iş haline geldi. Bayan LaFrance, geleneksel tiyatroyu özgürleştirdiğini söylüyor, çünkü sahne artık yapmacıklaşmaya ve sınırlamaya başlamıştı. “Hayatın nasıl olduğunu yansıtmıyor. Çevreyle daha çok bütünleşen bir performans şekli yaratmak istiyordum. Bu yüzden bir sanatsal biçim olarak dansı dışarıda tutmuyorsunuz.”

(Resimde görülen) ‘Cave of the Heart’ [Yürek İni] ve diğer oyunlarını Mart’ta Lincoln Merkezi’nde sahneye taşıyacak Marthe Graham Dans Topluluğu gibi geleneksel tiyatro toplulukları, klasiklerin cazibesini korumak için uğraşıyor.

Benzer bir biçimde, şu an DUMBO’daki St. Ann Deposu’nda 27 Mart’a kadar sahnelenecek olan Zarif Tükeniş’in yaratıcıları da, boks hakkında bir anlatıyı mümkün olabildiğince yoğun bir şekilde çeşitli biçimlerin biraradalığında sunuyor. Gösterinin hem yardımcı yönetmeni hem de yardımcı koreografı olan Steven Hoggett, yaratıcı hırsını: “Metin, hareket, ses ve ışık üzerine teatral bir deneyim yaratmak” olarak tanımlıyor.

Fakat her koreograf, dansı kavramların dışında veyahut da alışılmadık mekânlara uygulamak istemiyor. Ne de bunu yapmaları gerekiyor. Geleneksel ve modern dansla uğraşan topluluklar, biçimin temellerinde ortaya çıkan yeteneği eğitebilmek için çalışıyorlar. Bu zemin olmadan, koreograflar tekniği yeni yönlerde sürdüremez veya dansı diğer alanlara uygulayamazlar.

Fakat birçok geleneksel, profesyonel topluluklar -unvanında Alvin Ailey veya Paul Taylor gibi isimleri taşımayanlar- uçlarda iş görüyorlar. Örneğin Jonathan Hollander, 30 yıldır TriBeCa’nın masraflarını çıkartan Battery Dance Topluluğu’nda devam ediyor. Fakat ödenek suyunu çekmeye devam ettikçe, Hollander ayakta kalmak için daha saldırgan bir tutumla yaratıcı olmak zorunda. Hollander, “girişimci dans toplulukları yeni bir beslenme kaynağı bulmak zorundalar” diyor.

Bu kalabalığın en tepesindekiler kendi mücadelelerini veriyorlar. Martha Graham Topluluğu’nda, Bayan Eilber’in odaklandığı şey, bir şeffaflık hissi geliştirmek: (program öncesinde sözlü takdimlerle) izleyicilerle iletişimi arttırmak, yeni koreograflarla iletişime geçmek ve yeni iletişim araçlarını kullanmak. Ve Eilber ekliyor: “Tüm bu çabalar, aslında şu sorudan doğdu. ‘modern dansın yönü ne tarafa doğru olmalı? Amacımız tekniklere ulaşabilen seyirciler yaratmak ve Amerikan modern dansının klasiklerinin farkında olan ve onlardan ortaya çıkan yeni sanatçıları, yeni işleri dâhil etmek – yani daha söyleyeceği çok şey var.”


[1] 501(c)3 kategorisindeki kuruluşlar, kar amacı gütmeyen topluluklardır.

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.