Zafer Diper
“Sayın Zafer Diper’den oyunlarından bahsetmediği, genel sanat ya da gündem konularına değindiği yazılar da okumayı arzulardık ama o kendisi ve kendi topluluğu dışına pek çıkmayı düşünmüyor galiba.” Gelen bir eleştiri…
Geçmiş yazılara bir göz atıldığında bunun böyle olmadığı çıkar ortaya. Arada bir yaptığım: mesleğimizi kullanmak… Ayrıca en iyi örnek kendi bildiğim, kendimizden olan, kendimizin yaşadığı olduğundan ondan yola çıkmak; bir örneksemeyle, varmak istediğim noktaya ulaşmak hep yapageldiğim. Amaç kendi topluluğumuz falan değil, ama tiyatroyu, bir oyunu araç ederek, yani her bir kültür ve sanat alıntısından, benzetmesinden yararlanarak, o yazının amacına ulaşmak amaç, dikkatli okunursa… O zaman da, “aracı” kendi topluluğunmuş, şu oyun bu oyunmuş, ne farkı var anlayamadım…
“Toplumsal bağlamda günümüz insanının ezilmişliği ve bunu vareden olguların ele alınması istemi” yazdıklarım… Bu aynı şeyi, aynı konuyu örnekseyerek de (topluluksa topluluk, tiyatroysa tiyatro örneğin) yapılabilir, yeter ki nereye varıyor yazı ona bakmalı: o içeriğin anlatımı var mı toplumsal bir düzlemde, bağlamda?!
Hafta sonu Bremen ve Hamburg’ta Özkıyım’ı oynayacağım ve bu nedenden ötürüdür ki gene sanatsal bir örnekten-olgudan yola çıkarak (oyun yine bir araç olacak) Almanya’daki izlenimlerimi aktaracağım ve geçmişine dönerek Kızıl Ordu Fraksiyonu – RAF), Baader-Meinhof Grubu adıyla da bilinen örgütten söz etmeye çalışacağım…
RAF, II. Dünya Savaşı sonrasında Batı Almanya’da en etkin ve en bilinen sol bir örgüt… 1970’lerden 1998’e kadar faaliyette… Ve özellikle 1977 yılında Alman Sonbaharı olarak bilinen ulusal krize yol açan eylem dahil pek çok eylemde bulunmuş, ve tutuklanmalar… Baader, Ensslin, Meinhof ve Raspe’nin yargılanması… Hapishane-Stammheim davası… Bunları anlatırken de (Özkıyım oyununda var) bakalım nerelere varacağım…
İşte gene tiyatro çıkışlı bir örnekten yola koyularak bakalım varılan yer neresi olacak, bu araçla neler anlatılmak istenecek acaba?!
*Yazarın isteği nedeniyle yazı yoruma kapalıdır.
